Organize suçlar vardır suç literatüründe.

Tam karşısında ise Organize Suçlarla Mücadele birimi vardır emniyet teşkilatında.

Organize suçlarla ilgili çalışmalar çok gizli şekilde yapılır ve suç işlemek için organize olmuş örgütün suçu nasıl işlediği, kimlerle işlediği ve kimleri mağdur ettiği noktalarında ayrıntılı bilgiye sahip olmaya çalışılır.

Sonuçta organize olmuş suç örgütünü ondan daha çok organize olmuş halde çalışarak ortaya çıkarıp, yargının önüne getirmek gerekiyor.

Yoksa organize çalışma boşa gittiği gibi organize suçluların çalışmaları bir şekilde suç işlemeye devam eder.

Önceki gün Narin Güran cinayetinde karar verildi.

Bundan aylar önce yazdığım yazımda düşünerek yazdığım, düşümden çıkan Narin Roman'dan olduğu gibi oldu.

Var olan cinayeti itiraf eden olmadığı gibi, cinayetin neden işlendiğine dair en ufak bir ip ucu dahi vermediler, veremediler.

'Görmedim, duymadım, bilmiyorum' üçlemi içinde üç maymunu oynayarak bütün duruşmalarda kendilerine savundu suçlu olduğu iddia edilenler.

Toplum olarak hayretler içinde izledik Güran ailesindeki sanık amcanın, sanık ağabeyin ve sanık annenin savunmalarını.

O kadar kenetlenmiş, o kadar örgütlenmiş, o kadar üç maymunu oynadılar ki, izleyenler olarak suçu kendimizde aradığımız zamanlara götürdüler bizi.

Suçu kendimizde o kadar hissettik ki, adalet yerine bulsun düşüncesiyle toplum olarak suçu üstlenmeye hazır hale geldik.

Ölen 8 yaşındaki kızın öldürülmesini kabullenememekten.

Bu yargılamadan aldığım izlenim şu ki, amca, yeğen ve anne, suçun ve suçlunun itirafından daha önemli bir şeyi saklıyorlar.

Suçun itirafı, suçlunun ifşası suçun neden işlendiğinin araştırılması demek ki, işte onlar açısından Güran ailesi açısından asıl facia o zaman başlayacak endişesi yarattı gibi.

Aile içinde bir çok şeyin sorgulanmasına başlanacak gibi.

Sanıklar da ne cezaevi korkusu var, ne de ceza korkusu.

Tek korku, 'Neden?' sorusunun cevabının aranması ve bulunması gibi.

Aile bağları bu kadar birbirine sırdaş gibi bağlı ailelerde, bir kişiyi feda etmek, suçun onun üstlenmesini istemek, diğer aile bireylerinin cezaevinde kurtarmak bilindik bir aile içi organize suç psikolojisi.

Davanın İstinaf Mahkemesi veya Yargıtay aşamasında bir cinayet itirafı gelebilir.

Üç kişinin de ömür boyu hapis cezası yatacak olması ihtimali bu itirafı getirebilir.

Aile suç içinde, suçlular içinde birini Narin cinayetinin katili, kaderi kötü kişisi haline getirebilir.

Ancak suçu üstelenen kişinin yargıyı ikna etmesi gerekiyor.

Her şeyden önce amca, anne ve ağabeyin suçun nedenlerini, neden gizlediklerini açıklamaları gerekiyor.

Zira ailenin en küçük bireyi olan Narin'in vahşice öldürülmesinden sonra aile bağları, aile sevgisi hikayesi pek inandırıcı olmaz.

Karar sonrası ortada bir itiraf, bir cinayet delili olmadan verilen cezayla ilgili bir takım yorum ve eleştirilere de tanık olduk.

O yorumları ve eleştirileri yapanların Türk Ceza Kanunu'nda suçun suçlular tarafından işlendiğine dair kuvvetli şüphe varsa (Narin cinayetinde var) cezalandırılmasının takdirini mahkeme heyetine verdiğini bilmediklerindendir.

Bazı davalarda suç aletini, suçun asli delilini bulamazsınız ama suçun işlendiğine dair, yer, zaman, söylem, hareket, söylememe, yanlış bilgi verme, yanlış yönlendirme, susma, bilmeme, görmeme, duymama gibi unsurlar sizi suçluya götürür.

Neticede duruşma sonunda toplumsal olarak, hukuksal olarak rahatladık.

Adaletin gücünü gördük.

Hukuka olan güvenimizi yeniledik.

Gerisi teferruat!

Vesselam!