Ankara'daki 9. darbe iddianamesi, Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan tarafından 26'sı tutuklu, biri firari 27 sanık hakkında hazırlandı.

DARBE GECESİNİ İLK KEZ ANLATTI

15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde rehin tutulan Kasırga'nın ifadesi de ilk kez iddianamede ortaya çıktı. Kasırga, olaylardan 22.00 sıralarında İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in, "çok vahim şeyler oluyor, önlem almamız gerekir" telefonuyla haberdar olduğunu, Cumhurbaşkanı'nı arayarak, durumu anlattığını söyledi. Cumhurbaşkanı'nın kendisine Külliye'ye geçerek faaliyetleri oradan yürütme talimatını verdiğini anlatan Kasırga, eşini Külliye'ye aldırmak için gönderdiği aracın kapıdan alınmaması üzerine konuta gittiğini kaydetti. 

VURUN O ZAMAN BENİ

Nizamiye kapısında görevli Binbaşı Haydar Aktaş'ın koruma polisini iterek kendisine döndüğünü söyleyen Kasırga, bağırarak "yat yat yere yat" dediğini anlattı. Kasırga, "Bu manzara karşısında ben çok sinirlenmiştim. Onlara hitaben, 'ulan sen kimi yere yatırıyorsun, sen kimsin, ben Genel Sekreterim, senin amirinim, bu şekilde davranamazsın' gibi sözlerle karşılık verdim. Bunun üzerine binbaşı 'biz ihtilal yaptık, artık bundan sonra bizim emirlerimiz geçerli, yeter sizin yaptıklarınız' dedi. Ben de, 'vurun o zaman beni' dedim" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI AÇIK KALAN TELEFONDAN DİNLEDİ

Nizamiyede ilk tartışmalardan sonra cep telefonundan durumu izah etmek için Cumhurbaşkanı'nı aradığını, "daha önce verdiğim bilgiler doğru, durum çok vahim" dediğini anlatan Kasırga, "Telefon elimde ve açıkken askerler bana doğru hamle yaptılar. Ben kimle konuştuğumu anlamasınlar diye telefonu aşağıya doğru indirdim, saklayıp hemen aşağıda bakmadan parmağımla kapatmaya çalıştım. Fakat kapatamamışım ki olaylar bittikten sonra Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemizde açık kalan telefondan olanları kısmen dinlediğini, askerlerin beni yere yatırmak için söyledikleri sözleri duyduğunu, hatta konuşmaların bir kısmını da Bakan Berat Bey'in telefonu alarak dinlediğini söylemişti. O anda telefonu elimden askerler aldılar" dedi.

BUNLAR ASKER DEĞİL TERÖRİST

Kasırga, 23.15 sıralarında nizamiyeden zorla bir ambulansa bindirilerek Akıncı'ya götürüldüğünü, kurtarılana kadar elleri, gözleri bağlı, ayaklarına plastik kelepçe takılı halde kaldığını anlattı. Darbecilerin sabah kahvaltı, yemek benzeri herhangi bir şey vermediklerini belirten Kasırga, "Bir kez daha bu örgüt mensuplarının en kadim düşmanlarımızdan daha tehlikeli, ahlaksız, seviyesiz, ilkesiz ve acımasız olduklarını anladım. Bunlar insanlıktan uzak, İslamiyetle alakası olmayan ve hiçbir değer yargısı taşımayan, kişiliklerini, benliklerini örgütün belirlediği kendi üstündeki kişilere ve yurtdışında bulunan örgüt liderlerine teslim etmiş şahıslardır. Bunlara asker sıfatıyla hitap etmek mümkün değildir. Dışarıdan yönetilen terör örgütünün birer mensubu olarak hareket eden bu kişiler asker değil teröristtir" diye konuştu.