Okul kaygısını sağduyu ile çözün!
Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı uzmanları, okul döneminin başlamasıyla özellikle okula yeni başlayan çocuklarda görülebilen kaygı problemine yönelik önerilerde bulundu.
Ailelerin çocuklarına karşı sağduyulu ve destekleyici olması gerektiğini belirten uzmanlar, “Onların okulda da güvende olduklarını hissettirin” ifadelerini kullandılar.
Eğitim öğretim yılının başlamasına günler kala ailelere, okula yeni başlayan ve tatilden dönen çocukların yaşadığı adaptasyon sorunuyla ilgili Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı uzmanları tarafından tavsiyelerde bulunuldu. Okul kaygısının çocuklarda kendisini ‘aileden ayrılma kaygısı’ olarak gösterdiğini kaydeden uzmanlar, bu tip çocukların, okula gitmeyi reddedebileceklerini, anne ve babasından ayrılmak istemedikleri için hırçın tavırlar sergileyebileceklerini ifade ettiler. Böyle bir durumda ailelerin çocuklarına sağduyulu yaklaşması gerektiği, yanlış davranışların; çocuğun tüm yaşantısına olumsuz etkileri olabileceği belirtildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Neslihan Emiroğlu, ailelerin çocuklarına karşı sakin, sağduyulu ve yatıştırıcı olmaları gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Emiroğlu, “Çocuğa, okulun güzel bir ortam olduğu, yeni arkadaşlar edineceğini, yeni bilgiler edineceği ve öğretmenini seveceği anlatılmalı. Çocuğunuz okula gitmek istemiyorsa evde kalabileceğini söylemek yanlış bir yaklaşımdır. Eğer çocuğun kaygısı yoğunsa ebeveyn bir süre okula birlikte gidebilir. Ama derse birlikte girmek yanlış bir davranıştır. Bunun yerine çocuğu okula bırakırken, bir süre dışarda duracağınızı söyleyebilirsiniz. Çocuk güven duyup okuluna, arkadaşlarına, öğretmenine alıştıkça zaten ailesinin okuldan uzaklaşmasına ses çıkarmayacaktır. Çocuk okula gitmek istemediğinde bilgisayar açıp, televizyon açıp çocuğu evde tutmak, çocuğun okula gitmeme kaygısını ödüllendirmek olur. Bu durumda çocuğun okula adaptasyonu daha da çok bozulur” diye konuştu.
SINIRLARI AİLE ÇİZMELİ
Ebeveynlerin en temel görevlerinden birinin de çocuklarının ‘sınırlarını çizme’ olduğunu vurgulayan Emiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuklar henüz hayatlarını şekillendirecek, sınırlarını çizecek bilişsel seviyeye ve olgunluk düzeyine sahip değiller. Çocuk bir şeyi yapmak istemiyorsa ‘tamam’ diyerek geçmek ya da bir şey için tutturuyorsa, ‘yapayım da üzülmesin’ denmemelidir. Bu hatalı davranışlar çocuğun keyfiyetçiliğini besler. Bu sebeple hayatla mücadele etmeyen, çabalamayan, zorluklardan kaçan, başaramama kaygısı olan bireyler ortaya çıkar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.