Ömer Çelik: "Atatürk’e saygı gereği CHP’nin bu pozisyonundan vazgeçmesi gerekir"
“Her siyasi meselede Cumhur İttifakı'nın sorgulanması gibi bir şey olmaz”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Atatürk’ün mirasının Türkiye Cumhuriyeti devletinde Türk milleti adına temsil edilmesi gerekirken bir parti şeklinde temsil edilmesi gibi yanlış bir durum ortaya çıkartıyorsunuz. Bir partinin niye bir bankanın yönetiminde koltuğu olur? Atatürk’e saygı gereği CHP’nin bu pozisyonundan vazgeçmesi gerekir. Bu pozisyonu Türk milleti adına Türkiye Cumhuriyeti devletinin pozisyonu olarak konumlandırmak şeklinde bir dikkat göstermesi gerekir” dedi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. AK Parti’nin herhangi bir yerde seçim çalışması yapmamasının söz konusu olmadığını kaydeden Çelik, “Cumhur İttifakı son derece önem verdiğimiz siyasal bir mutabakat. Toplumdan gelen talebin hem Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin tabanlarından, o tabanları da aşacak şekilde vatandaşlarımızdan gelen tepkilere baktığımızda bunun son derece önemli karşılandığını görüyoruz. Buna dönük toplumsal talep devam etmektedir. Cumhur İttifakı'na dönük bunun içerdiği ilkelerin korunması, siyasal duruşun korunması, siyasal mutabakatın korunması hususunda titiz, özenli bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Nihayetinde iki parti söz konusudur. Belli konularda ayrı görüşlerimiz oluyor, af meselesinde olduğu gibi. Bu meseleleri Cumhur İttifakı'nın ilkesel mutabakatı ile karıştırmamak gerekir. Her siyasi meselede Cumhur İttifakı'nın sorgulanması gibi bir şey olmaz. Bu ittifaka dönük olarak herkes bunun ne kadar değerli olduğunu belirtiyor. Çeşitli görüş ayrılıkları bunu sarsmaz. Yerel seçimlerde bu ittifakın somut bir mekanizmaya dönüşüp dönüşmeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Şu anda bununla ilgili somut bir mekanizma, yani ittifak yapılacak ya da yapılmayacak, yapılacaksa şöyle bir mekanizma çerçevesinde yapılacak şeklinde bir formül ortaya çıkmış değildir. Bu formülün ortaya çıkmaması, olması ya da olmaması Cumhur İttifakı'nın herhangi bir şekilde sarsılması anlamına gelmiyor. Sayın Bahçeli konuşmasında kendilerinin bir arkadaşlarını görevlendirdiklerini, onların bir takım ön görüşmeler yapabileceklerini söyledi. Bizde de Genel Başkan Vekilimiz Numan Kurtulmuş ile Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcımız Mehmet Özhaseki görevlidir. Bu görüşmeler yapılabilir, süreç içerisinde göreceğiz. Teknik bir mekanizma üretip üretemediğini göreceğiz. Nihai karar ise Cumhurbaşkanımız ile Devlet Bahçeli’nin bir araya gelmesiyle netleşecektir. Cumhur İttifakı'nın varlığı ile yerel seçimlerde bunun nasıl bir mekanizmaya dönüşeceği konusu ayrı bir konudur. Önümüzdeki dönemlerde bu arkadaşlarımızın görüşmeleri, müzakereleri neticesinde ve nihai olarak Cumhurbaşkanımız ile Sayın Bahçeli’nin bir araya geldiği bir takvimde hep beraber görmüş olacağız. Cumhurbaşkanımız ile Sayın Bahçeli’nin görüşmesi her an olabilir. Partiler kendi çalışmalarını yapıyor. Programlarının uygunluğuna göre bir araya gelmeleri her an mümkündür. Heyetler kısa bir süre içerisinde görüşebilirler. Olgunlaştıkça liderlerin bir araya gelmesi söz konusu olacaktır. Her şey kendi ritmi içerisinde olağan bir şekilde akıyor” ifadelerini kullandı.
Eski CHP Milletvekili Dursun Çiçek’in, “Onları iktidardan indirin bakın biz onları nasıl yargılıyoruz diyen başsavcılar var" sözlerini değerlendiren Çelik, “CHP Milletvekilinin açıklaması son derece vahim bir açıklama. Türkiye’de vesayetin aslında zihinlerde nasıl dolaştığını gösteren bir açıklama. Bununla ilgili olarak CHP’den bir yalanlama gelmemesi de CHP’de dolaylı bir onaylamanın olduğunu gösteriyor. Bu CHP’de Yassıada zihniyetinin ne kadar güçlü ve diri olduğunu gösteriyor. Milli iradeye karşı bu zihniyet bu kadar diridir, buna karşı teyakkuz içinde olmak lazım. Bu yaklaşımın hukuki bir yaklaşım olmadığını çok net görüyoruz. Bunu yakın tarihimizde en acı şekilde Yassıada yargılamalarında gördük. Milli iradenin seçtiği başbakana, hükümete, bakanlara karşı kumpas kurdular, o zihniyetten aslında utanmaları gerekirken ki yakın bir zamanda bu idamların yıl dönümüydü. Benzer bir mantığı bu kadar fütursuzca, bu kadar rahat bir şekilde gündeme getirmeleri, üstelik benzer kumpaslardan yakın dönemde zarar gördüğünü söyleyen birisinin bunu gündeme getirmesi son derece vahimdir. Bu hukuk dışı, siyaset dışı ve ahlak dışı bir tutumdur. Bu zihniyete karşı uyanıklığımızı çok diri tutmalıyız. Şayet böyle başsavcılar varsa yargı kurumlarının gerekli girişimleri yaparak bu başsavcıları ortaya çıkartması görevidir. Bununla ilgili yargısal girişimler de yapılacaktır. 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi Türk yargısı açısından bir dönüm noktasıdır. İlk defa yargı o gece bütün siyasi ve hukuk tarihimizde darbeye karşı güçlü bir direniş göstermiştir. Darbe girişimi başlar başlamaz Türkiye’nin kahraman savcı ve hakimleri Türk milletinin iradesini korumak için derhal harekete geçmişlerdir ve hukuk için, bu ülkenin bekası ve anayasal düzenin korunması için darbeye karşı en güçlü direnişi gerçekleştiren odaklardan bir tanesi olmuştur. Bu gurur vericidir. Eskisi gibi gidip ihtilal yapanların önünde esas duruşa geçen, ihtilali selamlayan Anayasa başkanları, hakimler ve savcılar döneminin kapandığını gösteren çok net bir tablodur. Bu gurur duyacağımız tabloyu kirleten bu şekilde hakim veya savcı varsa, Yassıada zihniyetini bu kadar güçlü yaşatan varsa kuşkusuz yargının gerekli mekanizmaları çalıştırarak bunları ortaya çıkartması bir vazifedir” diye konuştu.
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'na verilen cezanın Yargıtay tarafından onanmasına yönelik ise Çelik şunları söyledi:
“Yargı kararını verdi ve suçlu buldu. MİT tırları kumpası Türkiye’nin o bölgedeki faaliyetlerini komşu ülkedeki mazlumlara sahip çıkma faaliyetlerini bir yabancı devletin çıkarları adına engelleme girişimidir ve Fetullahçı Terör Örgütü mensupları tarafından yapılmıştır. Onların propagandasının yapıldığı çeşitli yayın faaliyetleri de olmuştur. Yargı hükmünü vermiş ve suçlu bulmuştur. Uzun süredir Türkiye’nin gündeminde olan bir meseledir. Bundan sonrası da yine hukuk kuralları çerçevesinde seyrine devam edecektir.”
Çelik, MHP’nin Pazartesi günü Meclise sunacağı af teklifi hakkında sorulan bir soru üzerine AK Parti’nin af konusundaki duruşunda bir değişiklik olmadığını belirterek, “Paketi göreceğiz. Değerlendirmelerimiz olacak ama bu daha önceki pozisyonumuzu bu değerlendirmelere göre revize edeceğiz veya değiştireceğiz gibi bir yaklaşımı içermiyor. Cumhurbaşkanımız bu konuda çok net konuştu. Bizim buradaki ilkelerimizde bir değişiklik yok. Hiçbir MYK ve MKYK’da bu konu görüşülmedi. Çünkü ilkeler açık, duruşumuzda bir değişiklik yok. Meclise getirildiğinde uygun veya uygun olmayan taraflarını görürüz. Şu ana kadar af kapsamının içerisine sokulmak istenen maddeler ve gündemler konusunda aynı düşünmediğimiz ortadadır. Af konusunda aynı yerde durmadığımız ortadadır. Pazartesi günü göreceğiz ve değerlendirme yapacağız. Değerlendirmemiz, Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan ilkeler çerçevesinde olacaktır. Ne kadar bu ilkelere uyuyor ne kadarı uymuyor AK Parti pozisyonunu ona göre ortaya koyacaktır” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti hediye, hibe kabul etmez, uçak ihtiyacı varsa bunun piyasası neredeyse, kendi kaynaklarıyla almayı tercih etmelidir" açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, Bahçeli’nin bu açıklamalarına katılmadıklarını ve devletlerin birbirlerine karşılıklı jestlerinin olabileceğini kaydetti. CHP’nin ise “hibe edildi ve taviz alındı” gibi bir tartışma yürüttüğünü söyleyen Çelik, “Cumhurbaşkanımızın liderliği tek cümleyle değerlendirilecekse milli meseleler konusunda Türkiye’nin milli çıkarları konusunda kararlılık ve tavizsizlik olarak formüle görülebilir. Bunu söyleyecekleri en son lider Cumhurbaşkanımızdır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinin Türkiye’nin milli çıkarları söz konusu olduğunda yüksek bir kararlılık ve tavizsizlik olduğu açıktır. Bu meseleyi devletlerin birbirlerine karşı jestleri temelinde değerlendiriyoruz, herhangi bir yanlış görmüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin malıdır. Türkiye Cumhuriyeti de dünyanın birçok devletine çeşitli konularda, çeşitli mekanizmalarla jestlerde bulunmaktadır. Katar dost ve kardeş bir ülkedir. Karşılıklı jestler söz konusu olabilir. Bunun dışındaki değerlendirmelerin doğru olmadığını söylemek isterim” açıklamasını yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP’nin İş Bankası hisselerini devretmesi açıklamalarına ilişkin ise Çelik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün her türlü mirasının Türk milletinin ortak malı olduğunu ve herhangi bir şekilde partinin olmadığını söyledi. Çelik, “Atatürk’ün mirasını Atatürk’ün söyledikleri konusunda doğru anlamak lazım. CHP, Atatürk’ün doğal mirasçısı olarak görüyor kendisini. O zaman tabii tek parti vardı ama Atatürk’ün parti meselesi üzerinden bunu konumlandırması Türkiye’deki siyasi partiler sistemine, Türkiye’nin siyasi partilerle yönetilmesi ilkesine yaptığı bir vurgu olarak değerlendirmelidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını herhangi bir partinin uhdesinde görürsek o zaman Atatürk’e karşı ulusal bir lider, Cumhuriyetin kurucusu gibi ilkelerle yaklaşma yerine çok daha indirgemeci bir yaklaşım ortaya koyma şeklinde olur. Atatürk’ün mirası bütün milletimizindir ve her türlü mirasının Türk milleti adına devlette temsil edilmesi lazım. Herhangi bir parti de temsil edilmesi doğru değildir. Atatürk’ün mirasına karşı yapılmış bir haksızlıktır. Bütün partilerin tabanında bu ortak mirasa karşı bir duyarlılık vardır. Herhangi bir partinin Atatürk’ün şu ya da yerdeki mirasının temsilcisiyim diye bir bankada temsil edilmesi yanlış bir meseledir. Orada sembolik olarak oturuyoruz, bu hisseleri temsil ediyoruz, herhangi bir şekilde buradan pay almıyoruz’ diyorlar. Netice olarak orada niye oturuyorsunuz, bir parti adına oturuyorsunuz. Atatürk’ün mirasının Türkiye Cumhuriyeti devletinde Türk milleti adına temsil edilmesi gerekirken bir parti şeklinde temsil edilmesi gibi yanlış bir durum ortaya çıkartıyorsunuz. Bir partinin niye bir bankanın yönetiminde koltuğu olur? Atatürk’e saygı gereği CHP’nin bu pozisyonundan vazgeçmesi gerekir. Bu pozisyonu Türk milleti adına Türkiye Cumhuriyeti devletinin pozisyonu olarak konumlandırmak şeklinde bir dikkat göstermesi gerekir. Bunu parti meselesi haline getiriyorlar ki Atatürk’e karşı yapılmış en büyük saygısızlıktır. Bizce doğru tutum; CHP’nin Atatürk’ün mirasına saygı gösterip Türk milleti adına bunun Türkiye Cumhuriyeti tarafından temsil edilmesi şeklinde bir düzenlemeyi uygun bulması ve bu şekilde temsil edilmesi konusunda hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika ziyaretinde ABD Başkanı Trump ile görüşme gerçekleştirecek mi?” sorusuna ise Çelik, şu cevabı verdi:
“ABD’nin BM’deki temsilcisi veya sözcüleri şöyle bir cümle kullanıyorlar: ‘Eğer Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan veya Türkiye tarafı Başkan Trump’tan bir randevu talep ederse biz bunu değerlendirebiliriz.’ Böyle bir üslubu, böyle bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Herhangi bir randevu talebinde bulunulmamıştır. ABD tarafı Cumhurbaşkanımız ile görüşmek isterse ve ABD tarafından böyle bir talep gelirse o talebi bir görelim, bunu değerlendiririz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.