Oruçluyken neden uykumuz gelir? İşte yanıtı...
Ramazan ayında oruçluyken neden sürekli uykumuz gelir? Oruçluyken uyuma isteğinin önüne nasıl geçilir? İşte yanıtı...
Ramazan ayının bu yıl yaklaşık 16 saati bulan uzun ve sıcak günlere denk gelmesi oruç tutanlar için ciddi bir sağlık problemi oluşturmasa da metabolizmayı olumsuz etkileyebilir. Bu durum oruç tutarken sürekli uykunuzun gelmesine neden olabilir. Peki oruçluyken sürekli uyuma isteğimizin önüne nasıl geçebiliriz?
Sıcaklık ve uzun süreli açlık ve susuzluk süreleri sağlık açısından bazı sorunlara neden olabilir. Çünkü vücudun sıvı ve tuz kaybı nedeniyle sağlıklı kişilerde bile tansiyon, kalp ritminde bozukluk, baygınlık ve kan şekerinde düşme gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.
ORUÇLUYKEN NEDEN SÜREKLİ UYKUMUZ GELİR?
Genelde vücuttaki kan şekeri seviyesinin durumuna bağlı olarak özellikle yemeklerden sonra ya da uzun süreli açlık nedeniyle konsantrasyon kaybı ve uykuya meyil artar. Bu nedenle özellikle sahurda, vücudun kan şekeri seviyesinde ani oynamalar yapmayacak tıbbi olarak glisemik indeksi düşük gıdalar tercih edilmelidir. Kepekli un, esmer şeker, kepekli pirinç, kuru fasulye ve diğer baklagiller, meyve, patates, haşlanmış yumurta gibi besinler tüketilebilir. Sahurda yenilen bu besinler uyku isteği ve konsantrasyon bozukluğunu en aza indirmektedir.
ORUÇ TUTANLAR İÇİN GÜNDÜZ UYKUSU ŞART!
Öğle saatlerinde ya da öğle sonrası bir saatlik uyku, son derece dinlendiricidir ve vücuttaki bütün stresi alır. Uyuduktan sonra geri kalan zamanı daha verimli değerlendirmeyi sağlar. Öğle uykusu uyuyanların uyumayanlara göre kalp krizi geçirme riski yarı yarıya düşmektedir. Çünkü uykuda beden ile birlikte ruhsal dinlenme de vardır. Fizik olarak uykusuzluğa dayanılabilir ama ruhsal olarak dayanmak mümkün değildir. Ruhsal gerilim de vücutta zararlı hormonların salgılanmasına neden olur bu da kalp krizi riskini tetikler.
Eğer hafta içi gündüz uykusu mümkün değilse hafta sonu çok iyi uyumaya özen gösterilmelidir.
MÜMKÜNSE ÜÇ ÖĞÜN YEMEK YİYİN!
Ramazan’da öğünlerin sayısının azalması metabolizmayı olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle özellikle kalp sağlığı açısından iftarda, ‘acıktım’, sahurda ‘acıkırım’ korkusu ile tıka basa yemek, mide ve kalbe baskı yapar, bu açıdan kişiye zarar verir. Bu nedenle iftarda da bir çorba başlanmalı bir komposto veya sütlü tatlı yedikten sonra teravih namazına gidip döndükten sonra tamamlayıcı hafif bir yemek yenmeli. Sahurda mümkün olduğu kadar tuzlu ve tatlı olmayan doyurucu değeri olan yemekler seçilmeli. Bu şekilde Ramazan’da da üç öğün yemek yenmiş olacak ve vücut olumsuz etkilenmeyecektir.
Kaynak: Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.