Osman Mumcu: "Denetimi sevmek ve benimsemek gerek!.."
Başaran Yapı Denetim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Mumcu, Yenigün TV'de Ahmet Özsoy'un sorularını yanıtladı.
Başaran Yapı Denetim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Mumcu, “Şu anda yapı denetimi kaldırıp 'Teknik Müşavirlik Kanunu' diye bir yasa çıkartılmak isteniyor. 'Teknik Müşavirlik Kanunu' içinde mühendisleri ve mimarları da yok edecek maddeler olduğunu görüyoruz. Bu yanlış bir zihniyet” dedi.
Başaran Yapı Denetim Yönetim Kurulu Başkanı Osman Mumcu, Yenigün TV'de Ahmet Özsoy'un sorularını yanıtladı. Türkiye'de yapı denetim sistemindeki aksaklıklardan bahseden Mumcu, zihniyetin değişmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Türkiye'de yapı denetim firmalarına işi müteahhitler getiriyor. Dolayısıyla parayı veren de denetlenen de müteahhit oluyor. Bu, görevimizi sağlıklı yapmamızı zorlaştırıyor. Bunun değişmesi gerektiğini yıllardır vurguluyoruz. Yapı denetim firmalarının iştahla bu işi yapması engelleniyor. Sistemin müteahhitler ve yapı sahipleri çerçevesinde güvenilirliği yok ediliyor. Türkiye'de önüne gelen müteahhitlik yapabiliyor. Herhangi bir kriter yok. Bu da büyük handikap. Sonuç olarak denetimi benimsemek ve sevmek lazım” diye konuştu.
'Teknik Müşavirlik Kanunu' geliyor
Türkiye'de yapı denetiminin bugününü ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Öncelikle yapı denetimle iligili kanunlar yapılırken yapı denetim kuruluşlarının talep ettikleri değişiklikler maalesef göz ardı edildi. Şu anda yapı denetimi kaldırıp 'Teknik Müşavirlik Kanunu' diye bir yasa çıkartılmak isteniyor hükümet tarafından. Torba yasanın içerisine alındı. Bu kanun çıktığı takdirde yapı denetim kuruluşlarının sonu gelecek. Daha büyük şirketler ve sermaye grupları bu konuda görevlendirilecekler. 'Teknik Müşavirlik Kanunu' içinde mühendisleri ve mimarları da yok edecek maddeler olduğunu görüyoruz. Artık teknik müşavirlik kuruluşları proje çizebilecek. Halbuki piyasada mühendis arkadaşlarımız meslek odalarından belge alarak projecilik ile ekmeğini kazanıyor. Şimdi teknik müşavirlikte bunu yapacak.
Bu yanlış bir zihniyet. Yapı denetimin aksaklıkları giderilebilir, kanun değiştirilebilir ama yapı denetim çerçevesinde düşünülmelidir. Teknik müşavirlik apayrı bir şeydir.
“Sistem görevimizi yapmamızı zorlaştırıyor”
Türkiye'de yapı denetim firmalarına işi müteahhitler getiriyor. Dolayısıyla parayı veren de denetlenen de müteahhit oluyor. Bu görevimizi sağlıklı yapmamızı zorlaştırıyor. Bunun değişmesi gerektiğini yıllardır vurguluyoruz. Yapı denetim firmalarının iştahla bu işi yapması engelleniyor. Sistemin müteahhitler ve yapı sahipleri çerçevesinde güvenilirliği yok ediliyor. Türkiye'de önüne gelen müteahhitlik yapabiliyor. Herhangi bir kriter yok. Bu da büyük handikap. Sonuç olarak denetimi benimsemek ve sevmek lazım.
Türkiye'deki ve İzmir'deki kentsel dönüşümü nasıl buluyorsunuz?
Kentsel dönüşümün doğru uygulanabilmesi için kentsel dönüşüm yasasının altyapısı da düşünülmeliydi. Kentsel dönüşüm yasasının altyapısı düşünülmemiş gibi geliyor bana. Yerel yönetimlere, müteahhitlere bırakılacak bir hizmet gibi algılanmış. Kentsel dönüşümün müteahhitler tarafından yapılması mümkün değil. Çünkü müteahhitlik firmaları kar amacıyla çalışır. Kentsel dönüşümde rant devreye girdiği zaman iş sulanır. Yerel yönetimler kaynak azlığından dolayı zaten kendi hizmetlerini zor yapıyor. Şimdi kentsel dönüşüm için de kolları sıvayacak. Devletin işin içinde olmadan kentsel dönüşümün yapılması mümkün değil. Devletin buna ciddi kaynak ayırması gerekiyor.
“İzmir'de 'yık–yap' var”
İzmir'de şu anda kentsel dönüşüm değil 'yık–yap' var. Yıkıp yapılan yerlerin altyapısı bile uygun olmayabiliyor. Birtakım tedbirler alınmadan kentsel dönüşümden faydalanma söz konusu. Kentsel dönüşümün ruhunda böyle bir şey yok.
Müteahhitler yasanın öngördüğü belirli harçlardan muaf oluyor. Bu harçları yerel belediyeler alıyordu. Dolayısıyla yasanın değiştirilmesi ve kaynak yaratılması lazım.
“Büyükşehir Belediyesi yere sağlam basıyor”
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kentsel dönüşümle ilgili çalışmaları ayağı yere basan çalışmalar. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ranta son derece karşı duruyor. Ama sonuçta her işte bir rant oluşuyor. Aziz Bey rantın kentsel dönüşüm yapılacak bölgenin insanlarına aktarılacağından bahsediyor. Bu çok doğru bir yaklaşım. Kentsel dönüşümün hem yerinde, uzlaşarak yapılması hem de insanların gönül rahatlığı içerisinde olması şart. Yoksa insanları yerinden yurdundan ederek bir yere varılamaz. İzmir'de böyle kötü bir anlayış yok. Çok ciddi projelerle ve uzun dönem hazırlıklarla kentsel dönüşüm ele alınıyor. Kentsel dönüşümde 'ben yaptım oldu' zihniyetine karşı durmak gerekiyor. Çünkü insanlar oturdukları yerleri kolay kolay terk edemiyorlar. Bunu göz önünden bulundurmak lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.