Otomotiv sektöründe 'yeşile' yönelen kazanacak
Elektrikli aracın en önemli unsuru olan bataryasının üretimi için hayati önem taşıyan madenlerin üretimi ve ulaşılabilirliğinin yakın gelecekte artan bir sorun olacağına dikkat çekiliyor.
Türkiye’de Hidrojen teknolojileri alanında çalışan en köklü şirketler arasında yer alan TEKSİS İleri Teknolojiler’in Genel Müdürü Hüseyin Devrim, dünyada nerede sonlanacağı kestirilemeyen bir enerji krizi yaşandığını belirterek, emtia fiyatlarında öngörülemez artışlarının tedarik zincirlerini zorladığını belirtti.
Bir elektrikli aracın en önemli unsuru olan bataryasının üretimi için hayati önem taşıyan Lityum, Nikel ve Kobalt gibi madenlerin üretimi ve ulaşılabilirliğinin ciddi bir sorun hâline gelmeye başladığına dikkat çeken Devrim, “Dünya üzerinde ulaşım teknolojileri ile uğraşan herkes biliyor ki elektrikli araçlar bir ara dönem olacak. Bugün dünyada ve ülkemizde kullanım alanı giderek artıyor ancak elektrikli araçların saltanatı asla sürdürülebilir olmayacak. Bir süre sonra tüm dünya geri dönüştürülmeyi bekleyen batarya çöplükleri ile dolacak. Sudan üretilen ve emisyonu sadece su olan Yeşil Hidrojen, orta vade olarak adlandırdığımız 10-15 yıl sonra taşımacılık sektörünün en temel enerji kaynağı olacak. Otomobilinize 7 kilogram hidrojen doldurarak 1000 kilometreden fazla yol alacaksınız. Bu konforu ve emisyon seviyesini başka hiçbir kaynakta sağlayamazsınız.” dedi.
Hüseyin Devrim, elektrikli araçları şarj ederken tüketilen elektriğin hangi kaynaktan sağlandığı sorusunun da taşımacılık sektöründe daha fazla sorgulandığına dikkat çekti.
“Çevreye saygılı olarak sunduğunuz aracı şarj eden elektriği, çevreye saygısız bir enerji kaynağından, sözgelimi kömürden ya da doğalgazdan üretiyorsanız bir anlamı kalmıyor” diyen Hüseyin Devrim, şu değerlendirmeyi yaptı; “Sadece Türkiye’de elektrikli araç parkının 2030’da, yani çok değil 7 sene sonra 1 milyonu geçmesi bekleniyor. Bugün satış rakamları hızla artsa da hâlâ dünya araç parkındaki oranı çok düşük olan elektrikli araçların üretiminde, sektör dışı değişkenlerden kaynaklanan ciddi sorunlar yaşanıyor. Tüm ülkelerde ilk emareleri başlayan kargaşaya son noktayı koyacak tek alternatif ise Yeşil Hidrojen. Elde edilirken hiçbir hidrokarbon kaynağı kullanılmayan, emisyonu ise sadece su buharından oluşan Yeşil Hidrojen, orta vade olarak tanımladığımız 10-15 sene içinde tüm dünyada yaygın şekilde kullanım alanı bulan bir enerji türü olacak. Avrupa’da Yeşil Hidrojen ile çalışan otomobil, tır, tren, gemi gibi taşıtların sayısı hızla artıyor. Aynı şekilde bu araçlara hizmet veren Hidrojen dolum tesislerinin sayısında da katlamalı artışlar söz konusu. Otomobilinize 7-8 kilogram hidrojen doldurarak 1000 kilometreden fazla yol alacaksınız. bu konforu ve emisyon seviyesini başka hiçbir kaynakta sağlayamazsınız.”
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre Türk otomobil pazarında elektrikli otomobil satışları, bu yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 862,8 artarak 39 bin 51 adete ulaştı. Geçen yılın ocak-eylül döneminde 4 bin 56 elektrikli otomobil satılırken, elektrikli ve hibrit araçların toplam pazardan aldıkları pay yüzde 16,4'ü buldu.
TEKSİS İleri Teknolojiler Genel Müdürü Hüseyin Devrim, Türkiye’nin dünya üzerinde Yeşil Hidrojen’i en verimli ve büyük ölçekte üretebilecek ülkeler arasında başı çektiğini vurguladı. Türkiye’nin gerek yurt içindeki su kaynakları gerekse denizlerinde kurulabilecek Offshore (Denizüstü) Rüzgâr Enerjisi Santralleri kanalıyla bu üretimi yapabilecek imkânlara sahip olduğunun altını çizen Devrim, “2022 yılında enerji ithalatına 100 milyar dolar harcayan Türkiye, Yeşil Hidrojen ile enerji ihracatçısı bir ülke olabilir.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.