Özgür Hızal, "Soyer, Buca Metrosu’nda yalan yanlış bilgi veriyor!"
İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, kent gündeminde büyük tartışmalara konu olan ve yargıya taşınan Buca Metrosu İhalesi’yle ilgili, "Soyer, Buca Metrosu’nda yalan yanlış bilgi veriyor!" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Ulusal Kanal’da yayınlanan Gün Ortası programında Programda Yeşim Eryılmaz’ın sorularını yanıtladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, CHP’li büyükşehir belediyelerinin ‘Engelleniyoruz’ çıkışı, İçişleri Bakanlığı’nın belediye başkanlarıyla ilgili genelgesi, yargıya taşınan Buca Metrosu projesi ve Büyükşehir’deki personel maaşları üzerinden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e eleştirilerde bulundu. Hızal ayrıca İzmir’de CHP’nin yönettiği ilçe belediyelere yapılan operasyonlar ve yargı süreçlerine de değindi.
Hızal’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“İZMİR’DE ALGISAL FAALİYETLERLE MÜCADELE ETTİK”
“Biliyorsunuz 2019 Yerel Seçimleri üzerinden 4 yıl geçti. Bu 4 yıl içerisinde Türkiye’nin 11 şehrini CHP’li büyükşehir belediye başkanları yönetiyor. Ancak ne yazık ki 4 yıla yakın geçen süre içerisinde CHP’li belediye başkanları, belediye başkanlığın gereğini yerine getirmediklerinden dolayı bir süredir bir ağızdan çıkmışçasına bir deklarasyon yayınlayarak, ‘Engelleniyoruz’ gibi algısal faaliyetler içerisine girdiklerini görüyoruz. İzmir’de buna alışkınız. İzmir’i 25 yıldır CHP yönetiyor. Bu tarz algısal faaliyetleri çok net şekilde gördük ve mücadele ettik.
“‘ENGELLENİYORUZ’ YALANIYLA ŞEHİRLER YÖNETİLEMEZ”
‘Engelleniyoruz’ yalanı üzerinden bu şehirler yönetilemez. Bu şehirleri yönetmeye kalkarsanız, bu şehirlerin problemlerini çözemezsiniz. Tunç Soyer bundan yaklaşık 2 yıl kadar önce Çiğli Tramvayı’yla alakalı bir tweet attı. Çiğli Tramvayı’nın yatırım noktasına alınması konusunda AK Parti Genel Başkan Yardımcımıza, milletvekilimize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür etti. Ama 2 yıl sonra ‘Engelleniyoruz’ deyince bu teşekkürün çok gerçekçi olmadığı ortaya çıktı.
“SOYER KAFA OLARAK FARKLI BİR ÜLKEDE YAŞIYOR”
2019 Temmuz ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin almış olduğu ödenek 50 milyon TL seviyesindeyken, bugün 330 milyon TL seviyesine çıkmış. Yüzde 500 kat kadar artış olduğunu görmemiz mümkün. 11 Büyükşehir Grup Başkanvekili olarak yaptığımız toplantının ardından Tunç Bey ‘Biz farklı bir ülkede mi yaşıyoruz’ diye bir açıklama yaptı. Bu rakamlardan Tunç Bey’in haberi yoktur. Haberi varsa rakamları yorumlama konusunda problemi vardır diye düşünüyorum. Kafa olarak Tunç Bey Oslo’da, Paris’te, Londra’da yaşıyor olabilir. Ama İzmir’in gerçeklerinden uzak bir belediye başkanı olduğunu biliyoruz. İzmir’in temel sorunlarını, altyapı problemlerini çözmeyen ve çözme ihtiyacı duymayan bir belediye başkanı olduğu için Soyer’in kafa ve zihin olarak farklı bir ülkede yaşadığını söylememiz mümkün.
İÇİŞLERİ’NDEN ‘BELEDİYE BAŞKANLARI’ GENELGESİ
Büyükşehir belediye başkanları kamu görevlileridir. Görev ve sorumlulukları yasalar ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Büyükşehir belediye başkanının birinci önceliği şehrin ve şehirde yaşayan insanlar için temel belediyecilik hizmetlerini yerine getirmek olmalıdır. Ama son 3 yıl boyunca görüyoruz ki başta Ekrem İmamoğlu ve Tunç Soyer olmak üzere bazı büyükşehir belediye başkanlarının bütün görevlerini bir kenara bırakarak, uluslararası anlamda, birilerine şirin gözükmek anlamında, birtakım PR çalışmalarıyla yapmadıkları işi yapıyormuş izlenimi ortaya koyuyorlar. Siz asli görevinizi bir kenara iterek misyon şefleriyle, büyükelçilerle görüşme yapıyorsanız burada bir sorun var demektir. Şehrinizde insanlar koku problemi yaşarken gizli kapılar arkasında, gizlice birileriyle görüşemezsiniz. Şehrinizle alakalı yapacağınız bir görüşme varsa bunun bir izne tabi olması doğru ve olağan bir şeydir. Dolayısıyla burada muhalefet kanadının belediye başkanlarının yabancı misyon şefleriyle yapacağı görüşmelerin izne bağlanmasını eleştirmelerini anlayamıyorum.
“İZMİR’DE KOKU PROBLEMİ VARKEN ATİNA’DA AHKAM KESERSENİZ…”
İzmir’de koku problemi varken Tunç Soyer siz kalkıp Atina’da uluslararası meseleler üzerinden ahkam keserseniz, siz belediye başkanı değilsinizdir. Yunanistan’la yaşadığımız sorunları, haklı mesajlarımız ve taleplerimizi kamuoyu biliyor. Hal böyleyken siz kör göze parmak sokarcasına Atina Belediye Başkanı ‘Türkiye’nin temel sorunu Recep Tayyip Erdoğan’dır’ diye tweet atar, fotoğrafta da yanında Tunç Soyer varsa orada bir sorun var demektir. Biz de ‘Bu sizin göreviniz değil ve iyi niyetli davranmıyorsunuz’ deriz.
“SOYER BUCA METROSU’NDA YALAN YANLIŞ BİLGİ VERİYOR”
Buca Metrosu ihalesi yapıldıktan hemen sonra ihale komisyonu toplanıp hukuki olmayan bir karar verdi. Yaklaşık 3.3 milyar TL bedelle ihaleyi alan firmadan alınıp, 529 milyon TL fazla teklifte bulunan ikinci firmaya iş verildi. Bunun üzerine en düşük birinci teklifi veren firma yetkilileri bunun hukuki olmadığı yönünde iddialarla meseleyi yargıya taşıdı. Mahkeme de ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri hukuki olmayan bir karar verdiniz. Bu kararınızdan dönün ve doğru bir karar verin’ dedi. Ama bu karar Danıştay’ın denetiminden geçmesine ve Büyükşehir haksız bulmasına rağmen Tunç Soyer akıl almaz bir şekilde bu kararında ısrar ediyor. Bu kararında ısrar ederken İzmirliler yanlış ve yalan bilgi vererek, mahkeme kararlarını kendince yorumlayarak kendisin haklı olduğu konusunda ısrar ediyor.
“AMAÇ NARLIDERE METROSU’NU BİTİRMEK”
Burada çok detaylı bir bilgi vermek gerekirse, 529 milyon TL daha fazla teklif eden ikinci firma, Narlıdere Metrosu’nu yapan firma. Narlıdere Metrosu inşaatının şu an bitmiş olması lazımdı. Ama maalesef Büyükşehir Belediyesi, ekonomik çıkmazdan ve firmaya ödeme yapamamasından dolayı Narlıdere Metrosu bitirilemedi. İnşaat çok yavaş ilerliyor. Son noktaya geldiklerini iddia etmelerine rağmen metro inşaatı halen bitirilemedi. Buradaki temel neden, Buca Metrosu’ndan alacakları finans desteğiyle Narlıdere Metrosu’nu yapmayı amaçlıyorlar. Bir avans ödemesi alınacak, firmaya ödeme yapılacak ve o firma Narlıdere Metrosu’nu bitirecek. Buca Metrosu için de ‘Ne hali varsa görsün’ denilecek. Bütün bu hukuksuzluk ve yargı tanımazlığın sebebi bu diye düşünüyorum.
“SAMİMİYETSİZ OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”
Tunç Soyer bu süreçte İzmirlilere defalarca yalan söyledi. ‘Bu kararı biz vermedik. Avrupa Kalkınma Bankası verdi’ dedi. Baktık ki bu kararın aslında Avrupa Kalkınma Bankası’nın olmadığını, Büyükşehir İhale Komisyonunca verildiğini gördük. Tunç Soyer ‘Yargının vereceği karar doğrultusunda hareket edeceğiz’ dedi. Sonunda Danıştay bir karar verdi. Büyükşehiri haksız buldu ve Tunç Soyer dönüp ‘Biz bildiğimiz şekilde hareket edeceğiz. 529 milyonu sokağa atacağı, birilerine peşkeş çekeceğiz’ dedi. Bu iki husus bile Tunç Soyer’in ne kadar samimiyetsiz olduğunu, ne kadar yalan yanlış bilgiler verdiğini gösteriyor. Bir yargı kararını tanımamak ve 529 milyon TL gibi çok ciddi bir kaynağı heba etmek söz konusu.
“4 YIL GEÇTİ DAHA ÇİVİ ÇAKILMADI”
Tunç Soyer 2019’da seçim vaadi olarak ‘Görevim sürecince Buca Metrosu’nu bitireceğim’ demişti. 4 yıl geçti, Buca Metrosu’na daha çivi çakılmadı. Çivi çakılmamasının sebebi İzmirliler mi? İzmir halkı da bizim gibi düşünüyor. Buca’da inanılmaz bir trafik problemi olduğunu görüyorlar. Bu performansla giderlerse Buca Metrosu’nun hayata geçirilmesi imkansız. Bu rahatsızlığın her geçen gün çığ gibi büyüdüğünü söylemek mümkün. Buca Metrosu’nun göstermelik temelini Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte attılar. O temel atma töreninde 20 milyon TL harcandı. Temel atılmasından bu yana 6 ay geçti. Madem yargı kararını tanımayacaktınız, o zaman İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın hemen arkasından bu işlemi yapsaydınız. Neden temyiz aşamasına götürdünüz? İzmirlilerin 529 milyon TL’si, -fiyat farkıyla bu rakam 2 milyar TL’yi bulacak- Tunç Soyer eliyle birilerine peşkeş çekiliyor.
“BİRİSİ PM’YE GİRSİN DİYE 8 BİN PERSONEL İŞE ALINDI”
Tunç Soyer göreve geldiğinden bu yana Büyükşehir’in 2,5 milyar TL olan borcu 4 kat arttı. Borçlar artmasına rağmen hangi projenin kurdelesini kesmiştir? Tunç Soyer ve ekibi CHP’li arkadaşlarını CHP Parti Meclisi’ne sokabilmek için Türkiye’nin bütün şehirlerindeki CHP İl Başkanlarına ve kongre delegelerine personel almak için söz verdi. 4 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yaklaşık 8 bin personel alındı ve bunların hiçbiri İzmir’de ikamet eden insanlar değil. Anadolu'nun değişik şehirlerinden hayatında İzmir’e gelmemiş insanlar Büyükşehir’de işe girdi. Neden? Birisinin parti meclisine girebilmesini sağlamak için. Bu 8 bin kişinin yıllık maliyeti yaklaşık 1 milyar TL. Bu 1 milyar TL bir kişinin parti meclisine girebilmesi için harcanıyor. 12 milyar TL yıllık bütçesi olan bir belediyenin 1 milyarı fazladan siyasi sahiplerle işe alınmış personele veriliyor. Bu şehrin kötü yönetildiğinin en bariz örneğidir.”
"BU BAŞKANLARI KİM ADAY GÖSTERDİ?"
İzmir’de 25 yıldır kötü bir yönetim anlayışı var ama son 3,5-4 yıldır çok daha kötüsünü görüyoruz. Sürekli Büyükşehir Belediyesi’ni eleştiriyoruz ama İzmir’de genel itibariyle ilçe belediyelerini değerlendirdiğimizde özellikle Millet İttifakı’nın yönettiği belediyelerde sorun var.
Urla Belediyesi’ne FETÖ iltisaklı belediye başkanını aday gösterdiler. Urla Belediyesi bugün kayyum tarafından yönetiliyor. Bunun müsebbibi Urla Belediyesi’ne o kişiyi aday yapan her kim CHP’li yöneticiyse odur. Menemen ve Menderes Belediye Başkanları görevden alındı, yargı süreçleri devam ediyor. Karaburun’da zimmet iddiasından dolayı yargılanma var. Bu belediye başkanlarını buralara bile bile kim aday yaptı? CHP Genel Merkezi’ndeki yetkililerin İzmir halkına bunun hesabını vermesi gerekir.
Menderes’te bir soruşturma yürütülüyor. Belediye Başkanı gözaltına alınıp, serbest bırakılıyor ve daha sonra görevden alınma süreci başlıyor. Bir milletvekili çıkıp bu soruşturmayı yapan savcıyı tehdit ediyor. ‘Seni takip ediyoruz sayın savcı’ diyor. Bu nasıl bir dildir, nasıl bir hukuk bilmemezliktir? CHP İzmir İl Başkanı FETÖ’yle iltisaklı belediye başkanını hem mahkemede, hem de dışarıda avukatlığını yapıyor. Bu belediye başkanı daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşüyor. Bugün Menderes’te, Urla’da, Menemen’de o süreç içerisinde yapılanların hesabını verecekler. Vermek zorundalar."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.