Eylül Ayça Karakuş

Eylül Ayça Karakuş

"Pandemide ilk önce müzisyenlerin gıdasını kestiler“

İşte o röportaj;

Merhabalar  sevgili dostlar. Bildiğiniz üzere bir yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan ve Türkiye yi de sarsan korona virüsünün olumsuzluklarını her sektör çok fazla yaşadı. İşte o sektörlerden biri de maalesef eğlence merkezleri ve eğlence merkezlerinde çalışan sanatçılar, müzisyenler, garsonlar, komiler ve birçok emekçi insanımız oldu.  İzmir’in tanınan sanatçısı Mikrop Hikmet ile  Pandemi sürecinde müziği ve müzisyenleri konuştuk. 

Merhaba sevgili Mikrop, öncelikle nasılsın diye sormak istiyorum ? 

Merhaba Eylül. İyiyim  demek adetten olmuş derler ama şükür iyiyim.  Daha iyi  olmak adına, hep birlikte daha iyi olabilmek adına inatla iyiyim...

img_1028.jpg

Daha iyi olmanız ve hep birlikte  daha iyi  olabilmemiz ümidiyle size bir kaç soru sormak istiyorum . Korona virüsünü ilk duyduğunuz gün ne yaptınız?  

Şöyle  ki; benim en çok iş yaptığım, sahne aldığım dönem 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’dür.  Gün içinde üç ayrı konser verdiğim dönemden bahsediyorum. Yaklaşık altı bin kadınla bir araya geldim. Bilirsiniz ki şarkının, sazın, eğlencenin olduğu yerde enerji çok yüksek olur. Ve benim tüm dinleyicilerimle aramda çok özel bir bar vardır. Onlar bana sarılmak, dokunmak ve öpmek isterler. Dolu dolu geçen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerinde sayısız kadınımızla sarıldık ve temas kurduk. 11 Mart günü korona virüsü denen salgın hastalığın hayatınıza girdiğini öğrendim.  

Korona virüsünü öğrendiğiniz gün ne yaptınız, bu durumu nasıl karşıladınız?

Kendimi karantinaya aldım. 25 gün evimden dışarı çıkmadım. Tabii takdir edersiniz ki herkes gibi ben de şaşkındım. İlk kez böyle bir hastalık adı duyuyorum. Düşünsenize 11 Mart tarihine kadar neredeyse altı bin kişiyle yakın temas halindeydim. Bu süreçte evimde hijyen ve temizlik kurallarına uydum. Maske ve siperlikle yaşadım bir süre.  Bir vatandaş olarak üzerime düşen görevi layıkıyla yerine getirdiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.  

Siz, normal hayatta aktif ve hareketli birisiniz.  Peki bu 25 gün boyunca evde tek başına olmak nasıl bir duyguyu ? 

Neler yapmadım ki...  Moralimi yüksek tutmaya çalıştım. Elbette çok zor geçti. Benim için en zoru annemle görüşmememdi.  Yaşlı bir annem var. 65 yaş üstünün bu salgından daha çabuk etkilendiğini bilmek sorumluluklarımı artırdı. İki saat boyunca annemle balkondan sohbet ettiğim günler oldu. Annesine, ailesine bağlı biri için bu kısıtlamaları hayata geçirmek duygusal acıdan hiç kolay olmadı. 

img_0999-(1).jpg

Neler yaptınız? Mikrop Hikmet ‘in korona günlüklerinden biraz bahseder mısınız bize? 

Mesela sakal bıraktım. Hayatımda ilk kez sakallı olduğumu aynada görmek beni  çok mutlu etmedi. Sakalın bana yakışmadığını söyleyebilirim.  Mikrofon benim herşeyim!  Balkonuma müzik aletlerimi kurdum ve her sabah komşularıma mini konserler verdim. Müziğin, şarkının, ezgilerin hayatımdan eriyip gitmesine müsade edemezdim.  

Peki 25 gün sonra, karantinanız bittikten sonra neler yaptınız?

Yasakların ilk başladığı günlerde çocuklara sürpriz doğum günü pastası götürdük. Urla Kızılay Başkanı Sayın Nurgül Saltık ile sosyal farkındalık etkinlikleri için kolları sıvadık. Alış-veriş çekleri, erzak desteği ve ihtiyaç duyulan her ne ise o konuda elimizden geleni yapmaya çalıştık. Ben gönül insanıyım Eylül. Birilerinin yüzündeki tebessüm olabiliyorsam ne mutlu bana.  Birilerinin aşına tuz olabiliyorsam ne mutlu Mikrop Hikmet'e... 

Müzisyenlerin, sanatçıların sıkıntıları için neler söyleyeceksiniz? 

Ne kadar konuşsam az gelir...Her sektör çok etkilendi, her çalışan fazlasıyla zorluk çekti. Lâkin biz müzisyenler maalesef misliyle etkilendik. Çünkü eğlence sektörü birbirine bağlı büyük bir zincirleme. Düşünsenize sahnede olan tek bir kişi ama arkada kocaman bir ekip var ve o ekibin ailesi... Birikimi olmayan müzisyenlerimizin sayısı çok fazla. Devlet destek verdi ama istenilen oranda ve zamanında vermedi.  Kayıtsız çok müzisyen var, ekmeğini günü birlik etkinliklerle kazanan arkadaşlarımız var. Onların durumu doğrusu çok içimi acıtıyor.  

Sizin ve diğer müzisyen arkadaşlarınızın beklentileri nelerdi? 

Denetleme mekanizmasının sağlam çalışmasıyla beraber eğlence sektörü ayakta kalabilirdi diye düşünüyorum. Belki saat aralığı kısaltılabilirdi, Hes kodu ile mekana giriş yapılabilirdi , mekanın kapasitesinin yarısına çekilebilirdi.  Her gün olmasa bile haftanın belli günleri “Yaşamımızı daha sağlıklı idam ettirebilmek" adına bu tarz  hayat kurtaran çözümler üretebilirdi . Bıçak gibi kesilmesi hiç iyi olmadı...

img_1009.jpg

Bıçak gibi kesilmesiyle ne gibi zorluklar yaşadınız?

Göz önünde bulunan, tanınan sanatçıların bu durumdan çok etkilenmeyeceğini düşünen insanlar oldu. Her şeyin para olduğunu düşünen bir takım insanların olduğunu fark etmek beni derinden üzdü.   Biz gönül insanıyız, duygusalız ve ruhumuzu müzikle besleriz. İsterdim ki; daha önceden tanışmış olduğumuz , mutluluğuna şahitlik etmiş olduğunuz ve iyi günlerinde ezgilerimizle onların gönül ruhlarına tercümanlık etmiş olduğunuz değerli insanlar bir kez olsun bizleri arasın ve hal hatır sorsun...  Hiç beklemediğim, ummadığım, aklıma gelmeyen kişilerin aramalarını da söylemeden geçemeyeceğim.  Hepsine gönülden teşekkür ediyorum.  

Sizi en çok üzen neydi?

Maalesef içim sızlayarak söylüyorum, borçları nedeniyle umutları kesilen müzisyenlerimizin intiharı oldu. Hayatlarına son verecek kadar hayallerinden ve yaşamlarından vazgeçmeleri korkunç! 

Evde kapanmakla beraber, unutulmak adına  endişeleriniz ve korkularınız oldu mu?

Olmaz mı, oldu tabii.  Bu gerçekten çok rahatsızlık veren bir histi ama zamanla bunu da aştım.  Hayatın olağan akışına bıraktım kendimi ve benden daha kötü durumda olan insanların olduğunu bildiğim için var gücümle tüm zihnimi ve zamanımı onlara verdim.  Allah'ıma olan inancımı hiç bir zaman yitirmedim. Bugünüm için şükrettim, yarınım için daha iyi olalım diye dualar ettim. 

Müzik dışında, yardımlaşmalar dışında neler yapıyorsunuz? 

Medya Ege’de  yazı yazıyorum. Yazmak bana çok iyi geliyor. İyi ki Medya Ege ailesinin bir ferdiyim ve burada olmaktan çok mutluluk duyuyorum. Değerli abim Arif Çayan ‘ı çok seviyorum.  Bunu da özellikle belirtmek isterim.

Son olarak söylemek istekleriniz nedir?

Bu soruyu sorduğun çok iyi oldu Eylül.  Hastalıkta ve sağlıkta tüm herkesin birbirine karşı hakkaniyetli olmasını diliyorum.  Geçirdiğimiz bu zorlu günlerin ardından baharın gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.  Kucaklaşmayı ve sevenlerimle bir şarkının nakaratında hayatın güzelliklerini paylaşmayı özlediğimi özellikle belirtmek  istiyorum .  Dilerim tez zamanda yeniden sohbet etme şansımız olur. Ve yine ben de canı gönülden diliyorum ki; o zaman güzel şeylerden bahsedelim ve sanatınızı icra ettiğiniz özel anların kulaklarını çınlatabilelim.

Mikrop Hikmet ve tüm müzik emekçilerine sağlıklı günler diliyorum... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.