Onlar ülkeleri Tunus’tan kaçıp Suriye, Irak ve Libya’ya giderek DEAŞ teröristlerinin yanında savaştılar.
 
Şimdiyse ülkeleri Tunus’a geri dönmek istiyorlar. Fakat Tunus halkı meydanlarda toplanarak kendi ülke vatandaşı dahi olsa teröristlerin geri dönmesine karşı olduğunu haykırdı:
 
50 yaşındaki Rabia Farjallah’ın oğlu Ömer da Suriye’ye gitti.
 
Rabia hanım ise oğlunun değişmediğini, onun bir terörist olmadığını savunuyor: “Benim oğlum tıpkı eskisi gibi. Tunus’a geri dönmek istiyor. Para kazanıp ailesine destek olmak ve benimle yaşamak istiyor. Babasının ölümünü duyunca adeta yıkıldı. Hala genç. Onu kullandılar. Oğlumun geri dönmesini istiyorum.”
 
Ömer’in DEAŞ'a isteyerek katılıp katılmadığı bilinmiyor. Ömer annesine gönderdiği sesli mesajlarda Suriye’ye sadece halka yardım götürmek ve yaralarını sarmak için gittiğini belirtiyor.
 
Eylemciler geri dönenlerin “asayişi bozmak ve yeni katliamlar düzenlemek” amacıyla gönderildiğini savunuyor.
 
Yurt dışında radikalleşen Tunusluların geri dönmesine karşı başlatılan eylemleri organize eden Dr. Boutheina Chihi Ezzine: “Çocuklarının geri dönmesini sabırsızlıkla bekleyen annelerin hissettiklerinin farkındayız. Anlıyoruz ve yanlarındayız. Fakat teröristlerle değiliz olamayız da.”
 
Ancak bazı dernekler de gidenlerden bir çoğunun masum olduğu, ve dolayısıyla ülkeye kabul edilmesi gerektiğine inanıyor:
 
Tunuslular Kurtarma Derneği Başkanı Mohammed Ikbel: “ Teröristler de var masumlar da, onları yoldan çıkarmak isteyenler de… Biz bu kişilerin sınıflandırılması gerektiğine inanıyoruz. Biz bir dernek olarak ne teröristlerden bahsediyoruz ne de onları savunuyoruz.”
 
Hükümet yetkilileriyse geçtiğimiz aylarda hapishanelerin çok kalabalık ve dönenlerin bir çoğunun tehlikesiz olduğu açıklamasında bulunmuştu:
 
Tunus Dışişleri Bakanlığı konsolosluk işleri genel müdürü Şafik Hajji: “Anayasa’nın 25. maddesi bir Tunusluyu vatandaşlıktan men etmenin ve ülkesine girmesini engellemenin yasal olmadığını belirtiyor. Bu nedenle bu konuyu tüm hassasiyetiyle ele alıyor, hak ettiği sorumlulukla değerlendiriyor. Daha önce de ifade ettiğim gibi son söz hukukun olacaktır.”
 
Tunus Halk Cephesi Ocak ayında yayınladığı bildiride “Suriye ve bölge halklarına karşı suç işleyen her kişinin ilgili devletlerin yerel mahkemelerince “bölgesel ceza kanunu” ilkesine uygun olarak yargılanması” gerektiğini belirtmişti.
 
Uzmanlarsa geri dönenlerin ne suç işlediklerine dair ellerinde bir bilgi veya kanıt olmadığını vurguluyor:
 
Tunus Analiz ve Terörizm Araştırma Merkezi uzmanlarından Ridha Raddaoui: “ Dosyalarına ulaşamadığımız insanları yargılayacağız. Suriye sahasında kimin ne yaptığını bilmeden, elimizde herhangi bir dosya olmadan insanları yargılayacağız.”
 
Eylemciler, çocuklarının geri dönmesini isteyen annelerin feryadı karşısında yumuşayan halkı, devlet yetkililerin sorunu küçük gören tutumlarına karşı uyanık olmaya çağırıyor. (Euronews)