Op. Dr. Akar, prostat bezinin 50 yaşından sonra büyümeye başladığını ifade ederek bu bezin büyümesiyle birlikte idrar yolunun daraldığını ve işeme şikayetlerinin oluştuğu bilgisini verdi.

Op. Dr. Zafer Akar, “Prostat bezi idrar yolunun etrafını saran ve meniyi depolayan bir bez. Bu bez 50 yaşına kadar normal boyutta oluyor, sonra büyümeye başlıyor. Yaş ilerledikçe her erkekte prostat büyüyor. Erkeklerde bazı durumlarda prostat büyük olsa bile işeme sorunu görülmüyor. Bazısında ise direkt prostat mesanenin içine doğru büyüyor veya idrar yolunu kapatması nedeniyle işeme şikayetini artırıyor. Prostat büyümesinin sertleşmeye ve boşalmaya direkt bir etkisi yok. Fakat hasta idrarını tam olarak yapamadığından mesane idrar kalması bazı şikayetlere ve zaman içinde kronik enfeksiyon gelişmesine sebep olabiliyor. Bu durum prostat iltihabına ve sonrasında da sertleşme sorununa neden olabiliyor. Prostat iltihabı işeme sorunu, kasık ağrıları ve sertleşme problemiyle kendini gösteriyor” diye konuştu.

Prostat kontrolünün 50 yaşından itibaren her yıl mutlaka yapılması gerektiğini önemle vurgulayan Op. Dr. Zafer Akar, “Bu muayenede kan - idrar tahlili ve ultrasonografi ile prostat boyutlarına bakılıyor. Hem prostat takibi hem de böbreklerin prostattan zarar görüp görmediğini kontrol ediliyor. Hiçbir belirti vermeyen prostat kanserine karşı bir de kan testi yapılıyor” dedi.

GÜNLÜK YAŞAMI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Normal işeme döngüsü bozulan ve gün içerisinde daha sık tuvalete gitmeye başlayan hastaların prostatının büyük veya küçük olmasına bakılmaksızın tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen Op. Dr. Zafer Akar, bu hastalığın kişinin günlük hayatını ve iş yaşamını olumsuz etkilediğini dile getirdi.

Akar, şöyle devam etti: “Hastalar bize genellikle uykuyu bölen idrar yapma ihtiyacı problemiyle geliyorlar. Hasta idrarını yapmasına rağmen mesanede doluluk hissediyor. İdrarı kesik kesik yapabiliyor ve tazyik de azalmış oluyor. Hasta sürekli tuvalet etrafında yaşamak zorunda hissediyor. Hasta su içmeye bile korkar hale geliyor. Uykusu bölündüğü için yorgun uyanıyor. Günlük yaşam kalitesinin bozulması durumunda şikayetin az ya da çok olmasına bakmadan mutlaka tedaviye başlıyoruz. Hastanın şikayetler ilaç tedavisine cevap veriyorsa başlangıçta cerrahi tedavi önermiyoruz. İlaç tedavisiyle prostat büyümesini durdurmak mümkün değil ancak idrar yollarını genişletip işemeyi rahatlatmayı hedefliyoruz”

KAPALI YÖNTEM İLE AMELİYAT AVANTAJ SAĞLIYOR

Prostat cerrahisi hakkında bilgi veren Üroloji Uzmanı Op. Dr. Zafer Akar, “Prostatın normal boyutu 20 cc dir genellikle 120 cc'ye kadar kapalı ameliyatla hastanın yakınmaları düzeltilebilir. Daha büyük boyutlarda prostat büyümesi için açık ameliyat yapılması gerekebilir” bilgisini veren Op. Dr. Zafer Akar, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Prostat ameliyatlarında öncelikle tercihimiz, endoskopik kapalı yöntemdir. Bu ameliyatın prostat çok aşırı büyümeden zamanında yapılması gerekir. Prostat aşırı büyümüşse ve kapalı cerrahi yapılabilecek büyüklük sınırını aşmışsa hastaya açık ameliyat yapılması gerekebilmektedir. Kapalı ameliyatta hastanın iyileşme süresi daha kısadır. Spinal anesteziyle yani belden aşağı vücut kısmının anestezisi ile ve endoskopik kapalı yöntem ile yaptığımız operasyon yaklaşık 45 dakika kadar sürüyor. Hasta genellikle bir gece hastanede yatıyor. Normal günlük yaşamına da 1 hafta sonra dönebiliyor. Açık ameliyatta ise hastanede yatış 4-5 gün ve hastanın günlük yaşantısına dönmesi de 2 hafta kadar sürebiliyor” bilgisini verdi.