RAMAZAN AYINDA GÖNÜLLÜLÜK
Ramazan rahmet, bereket ve sevgi ayıdır. Ramazanın aydınlığı içinde canlı, cansız tüm varlıkları sevmeyi, korumayı, daha iyi daha mutlu, daha huzurlu ve sağlıklı olabilmeleri için hiçbir karşılık beklemeden hizmet etmeye çalışmalıyız.
Ancak bu şekilde Allah’ın rızasına ulaşabilir ve kulluk görevini yerine getirmiş oluruz.
Sevgi, şefkat, merhamet, hak, hukuk, adalet gibi yüce değerler, Allah’ın nefesi olan ruhumuzdan kaynaklanır, yaşamımıza yayılır ve hayatımızı aydınlatır. İyi, hayırlı ve mutlu bir yaşam sürdürmek isteyen herkes ruhsal değerlerinin aydınlığında yürüyecek yolu bulmalıdır.
Oysaki hayata atılan, iyi yaşamak isteyen birçok insan önce dünyasal değerlere yöneliyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir eş, başarılı çocuklar ve dünyasal yaşamını güvence altına alacak maddi olanaklar arıyor. “Önce dünyalığımı halledeyim, sonra başka arayışlara girerim” diyor. Kendini dünya telaşına ve cazibesine kaptıran insanlar arasında ruhsal gelişim arayışı içinde olan, ruhsal değerlerini dünyasal yaşamına katma çabası ile çalışanlar çok fazla olmuyor. Ruhsal değerlerini düşünmeden, ruhları olduğunu dahi fark etmeden dünyasal değerlere odaklı bir hayat kuruyorlar.
Ramazan Müslümanlar için diğer insanları fark etmek için bir uyanış ayıdır. İnsana dönmemiz, insanları sevmemiz, fakiri, muhtacı, yoksulu, çaresizi, hastayı, engelliyi düşünmemiz, hayra, hizmete, iyiliğe koşmamız için önümüze fırsatlar koyar, ufkumuzu açar.
Ramazan cömertlik ayıdır. Vermekle, sevmekle, paylaşmakla rahmet ve bereket içinde yaşanır. Ramazan ayının en önemli ibadeti olan oruç nefsin terbiyesi ve sabır yönünden bir simgedir. Yalnızca yememek, içmemek değil ruhun yüce değerleri ışığında severek, şefkat, merhamet, hak, hukuk, adalete uygun ahlak ve erdem ilkeleri içinde yaşamanın simgesidir.
Ramazan aynı zamanda bir eğitim ayıdır. Dünya ve insanlarla olan tüm ilişkilerimizde Allah’ın istediği gibi yaşamaya özen göstermemiz, bu özeni tüm yaşamımıza yansıtacak alışkanlıklar edinmemiz gerekir. Oruç konusundaki ilk deneyimi zihnimizde gerçekleştirmeliyiz. Hiçbir insan ve canlı varlık için kötü şeyler düşünmemeli, kötü planlar yapmamalı ve bunları eyleme dönüştürecek girişimde bulunmamalıyız. Kin, kıskançlık, hasislik eyleme dönüşmese bile düşüncelerimizi işgal eder ve bizi yakmaya devam eder. Olumsuz şeyler düşünmek her gün çevremize olumsuz enerjiyi yayarak topluma zarar verir.
Ramazan’da kul hakkına büyük saygı göstermek gerekir. Bir kişinin elinden maddi değerlerini almak, kapmak, çalmak büyük günahtır. İnsanları yalan söyleyerek yanıltmak, iftira atmak, yargıda bulunmak ve hüküm vermek de belki verilen maddi zarardan daha büyük zararlara neden olabilir. Bir insana küsmek, insan ilişkilerinin yaratacağı deneyimden ve yarardan hem onu hem kendimizi uzaklaştırmaktır, yani hakları sınırlamaktır. Denize plastik madde atmak, hayvanlara sevgisiz olmak, havayı kirletici eylemlerde bulunmak, daha nice çevreye ve doğaya zarar verici işler yapmak, doğanın dengesini bozar, insan haklarına tecavüzdür.
İnsanların en çok önem verdikleri şey, onurlarıdır. Bir insanın onuru ile oynamak, haklı veya haksız kötü şeyler söylemek, dedikodu yapmak, kavgaya, çekişmeye girişmek, karşı tarafın huzurunu bozmak, kimliğine, kişiliğine yapılan tecavüzdür ve insana yakışmayacak bir davranıştır.
Ramazan ayı, insanlarla yardımlaştığımız, dayanışma içinde yaşadığımız bir ay olmalıdır. İnsanları takdir ve teşvik ederek, sırtlarını sıvazlayarak güçlendirmeliyiz. Olumsuz eleştiriler ile üzmemeliyiz. Bir kusurumuz olduğunda özür dilemek Ramazan’a yakışan büyük bir fazilettir.
Ramazan’da dostlarınızı arayınız, hatırlarını sorunuz, saygınızı, sevginizi, özleminizi dile getiriniz. Önlerinde engeller varsa kaldırınız, işlerini kolaylaştırınız, acılarını, yoksulluklarını paylaşınız.
Ramazan’da yapmaya çalıştıklarınızı yalnızca Ramazan’a özgü kabul etmeyiniz. Tüm yaşamınıza yansıtma çabası içinde olunuz, alışkanlık haline getiriniz ki, Ramazan’ın rahmeti tüm yaşamınızı huzura kavuştursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.