Sağlık Bakanlığı basında yer alan bir habere ilişkin, "Sezaryen anne ve bebek sağlığı için gerektiğinde başvurulacak tıbbi bir müdahaledir. Dolayısıyla gereksiz sezaryen bilim dışı bir tutumdur. Buna rağmen normal doğuma karşı sezaryeni savunur pozisyonda olmak ancak başka maksatlarla açıklanabilir" açıklamasında bulundu. 
Dün bir gazetede yer alan “Normal Israrı Sakat Bırakıyor” haberindeki iddialar sonrası Sağlık Bakanlığı hastanelerden bilgi alarak bir basın açıklaması yaptı.

Bu kapsamda Etlik Zübeyde Hanım Hastanesinde 2015 yılında 16 bin 353 doğum gerçekleştirildiği ve bunların 7 bin 419’unun sezaryen, 8 bin 934’ünün normal doğum olduğu belirtildi. İddiada geçen sinir yaralanmalarının sezaryen ile doğan bebeklerde de görülebildiğini aktaran Bakanlık, "Sinop Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimliğince son 10 yılı kapsayacak şekilde geriye dönük yapılan incelemede bahsedilen haberle bağdaşan bir olayın yaşanmadığı tespit edilmiştir. Tokat Devlet Hastanesi’nde yaşanan olay uzman bilirkişi tarafından normal doğum komplikasyonu olarak değerlendirmiştir. İzmir Torbalı Devlet Hastanesi’nde yaşanan olayda, İzmir Bölge İdare Mahkemesi dosyayı inceleyerek yapılan itirazın reddine karar vermiş kararın kesin olduğunu belirtmiştir" açıklamasını yaptı.

"Anne ölüm riski sezaryen doğumlarda vajinal doğuma göre 3 kat daha fazladır"

Bakanlık aynı zamanda normal doğum ve sezaryen ameliyatına ilişkin bazı bilimsel bilgiler paylaştı. Ülkemizde her yıl yaklaşık bir milyon 300 bin doğum olduğu ve bu doğumların yüzde 49’unun normal yolla gerçekleştiği bilgisini veren Bakanlık tarafından, "Sezaryen bir doğum yöntemi değil, bir ameliyat şeklidir ve pek çok komplikasyona (kanama, enfeksiyon, bağırsak yaralanması vb.) sebep olabilecek bir operasyondur. Sezaryene sadece anne ve bebek hayatının tehlikeye girdiği durumlarda başvurulması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü uzmanlar kurulu tarafından sezaryen oranları için kabul edilebilir üst sınır yüzde 15’dir. Anne ölüm riski sezaryen doğumlarda vajinal doğuma göre 3 kat daha fazladır. Ülkemizde 2016 yılında pulmoner emboli ve amnion sıvı embolisine bağlı toplam 27 anne ölümünden 16’sı sezaryen ile doğumlarda görülürken 11’i normal doğumlardan sonra gelişmiştir. 2016 yılında kanama nedeniyle 6 annemiz ve rahmin yırtılmasına bağlı kanama nedeniyle de 3 annemiz kaybedilmiştir" açıklamasında bulunuldu. 

Bakanlık tarafından normal doğumun anne ve bebeğe faydaları hakkında da bilgi paylaşıldı. Bu kapsamda, "Normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerde doğum kanalından geçiş sırasında bebeğin akciğerlerinde bulunan sıvının daha kolay dışarı atılması nedeni ile solunum sıkıntısı ve ıslak akciğer hastalığı gelişme riski daha azdır. Normal doğan bebeklerin bağışıklık sistemi daha gelişmiştir. Bu nedenle çocukluk döneminde sık görülen alerjik hastalıklar, astım, obezite, şeker hastalığı, bağırsak hastalıkları gibi risklerle daha az karşılaşacakları bilimsel verilerle desteklenmektedir. Normal doğumdan sonra annenin iyileşmesi ve günlük hayata dönme süresi çok kısadır, sezaryen ameliyatı ile doğuma göre "doğum sırasında anne ölüm oranı" daha azdır. Doğum sonrası enfeksiyon ve kanama gibi istenmeyen durumlar daha azdır. Ağrı şikayeti sezaryen ameliyatı ile doğuma göre çok azdır. Sonuç olarak, sezaryen anne ve bebek sağlığı için gerektiğinde başvurulacak tıbbi bir müdahaledir. Dolayısıyla gereksiz sezaryen bilim dışı bir tutumdur. Buna rağmen normal doğuma karşı sezaryeni savunur pozisyonda olmak ancak başka maksatlarla açıklanabilir" denildi.