Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Yönetim Kurulu, Fetullahçı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi 15 Temmuzun yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “” denildi.
Açıklamada şu ifadeler yer verildi, 

“15 Temmuz darbe girişimini, devletimizin varlığına ve milletimizin bütünlüğüne karşı yapılmış menfur ve alçak bir saldırı olarak görmekteyiz. Bu hain saldırıyı tezgâhlayan ve ipinin dışarıdan tutulduğu anlaşılan Fetullahçı Terör Örgütü’nün, Büyük Türk Milleti’nin Cumhurbaşkanı’mızın önderliğinde sergilediği şanlı direnişini hesap edemediği o gece ortaya çıkmıştır. 

Esasında o gece, yüreği ağzına gelenler yalnızca İstanbul ve Ankara’daki vatandaşlarımız değil, tüm Türkiye’deki vatandaşlarımızdır. Zira bu hain darbe teşebbüsünü, yalnızca hükümeti devirmeye yönelik bir girişim ve bir güvenlik sorunu olarak görmemiz mümkün değildir. Olay, ülkemizin birliğine ve bütünlüğüne, sosyolojik gelişimine ve ekonomisine de darbe vurmayı amaçlamıştır. 

FETÖ, bulunduğu coğrafya itibariyle pek çok sıkıntıyla uğraşmak zorunda kalan ülkemizde demokratik yönetimi askıya almak suretiyle ülkemizi ekonomik açıdan da boğmayı ve ülkenin hayati kurumlarını dış tehditlere karşı savunmasız bırakmayı amaçlamıştır. Bu amacına ulaşmak için devletin içine sızmış, asalak ve beynini askıya almış robot kadrosuyla, bu milletin vergileriyle alınmış ve sahibi millet olan uçakları, helikopterleri, tankları ve silahları, yine milletin kendisine karşı kullanmakta tereddüt etmemiş; böylelikle 249 insanımızın şehadetine, binlerce insanımızın da yaralanmasına sebep olmuştur.  

Bu vesileyle başta şehadet şerbetini içmiş kardeşlerimiz olmak üzere, gazilik mertebesine erişmiş yiğit insanlarımıza ve o gece sokaklarda canı pahasına ülkesini savunmaya çıkmış tüm vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Çünkü onlar, bu milletin zor zamanlarda nasıl bir araya gelerek benliğini tehdit eden unsurlara karşı canını siper ettiğini bir kez daha göstermiştir.

O gece, millet demokrasisine sahip çıkmıştır. Milletimiz, halkın iradesini hiçe sayarak, seçilmiş meşru bir hükümeti gayrimeşru yollarla devirmek suretiyle demokrasiyi askıya almayı hedefleyen şer odaklarına karşı yeni bir kahramanlık destanı yazmıştır. Menfur darbe girişiminden sonra her platformda gösterilen birlik ve beraberlik de hepimiz için bir umut olmuştur. Bu birlik ve beraberlik bilincinin seçim sandıklarına da yansıdığını ve çok mühim bir sistem değişikliğinin halkın hür iradesiyle kabul edildiğini görüyoruz. İnanıyoruz ki, yönetimde istikrarı sağlayacak olan yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi, Türkiye’de demokratik hayatın gelişimine ve ekonomik kalkınmaya önemli bir zemin hazırlayacaktır.

 15 Temmuz’dan sonra halkımız birlik ve beraberlik bilincini, ekonomi alanında da göstermiştir. İçerideki taşeronları ile Türkiye’yi çökertemeyen şer odakları, ekonomik olarak ülkemizi zorlamışlardır. Faiz ve döviz kuru baskısına karşı, Cumhurbaşkanımızın da çağrısıyla birlikte mücadele verilmiştir. İstihdamın artırılmasına yönelik hükümetimizden gelen çağrılar olumlu karşılık bulmuştur. 

Sağlıklı bir toplum oluşturabilmenin en önemli unsurlarından biri, belirttiğimiz bu çalışkanlık ve üretkenliktir. Ancak böyle bir toplumda FETÖ gibi unsurlar etkin olamaz. Hareket alanı bulup devleti ele geçirmeye ve milletimizin kanını emmeye cesaret edemez. İç barışın tesisiyle hayati meselelerde tek vücut olarak harmoni içinde hareket edebilen bir toplum, devleti çatırdatmaya çalışan iç ve dış unsurlara karşı birlikte reaksiyon gösterebilir. 

Devletimizi korumamızın ne kadar önemli olduğunu anlamak için çok uzaklara gitmeden yakın coğrafyamıza bakmamız kâfi olacaktır. Bugün yanı başımızdaki Suriye’nin düştüğü perişan durum hepimize ibret olmalıdır. Türkiye’nin de Suriye gibi iç savaş ortamında harabeye dönmesini arzulayan tehditlere karşı en güzel cevabı, çalışkanlığımız ve üretkenliğimizle birlikteliğimizi koruyarak verebiliriz. Aksi takdirde ne yaptığımız işlerin, ne edindiğimiz mal ve mülklerin bir anlamı kalacaktır. Bunun için 15 Temmuz’daki işgal girişimi başarılı olsaydı başımıza gelecekleri bir an için hayal etmemiz bile kafidir. 

İşte bu sebeple, bir daha 15 Temmuzlar yaşamamak için toplum olarak uyanık olmalı, daha çok çalışmalı ve daha çok üretmeliyiz. Bu noktada devletimizden beklentimiz de içindeki hain terör unsurlarını temizlemeye devam ederek demokratik hukuk devletinin tesisini daha da güçlendirmesi, yeni Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ekonomik kalkınma ve büyümenin önünü açacak reformlara imza atmasıdır. İş dünyası olarak bizler de bu noktada üzerimize düşen vazife her neyse yerine getirmeye hazırız. Yüce Allah, ülkemize başka 15 Temmuzlar yaşatmasın. Allah inananların yanındadır”