Karabük Merkez Mahalle Muhtarları Derneğinin genel kuruluna katılan Şahin, ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. Karabük Belediyesi Nikah salonunda düzenlenen genel kurulda konuşan Eski TBMM Başkanı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Türkiye’nin içinden geçtiği sürecin, sağlıklı bir şekilde üzerinde düşünmesini gerektiğini söyledi.

Terör örgütlerinin amacının ve terör örgütlerinin Türkiye’den ne istediklerinin iyi analiz edilmesi gerektiğini kaydeden Şahin, "Şuanda dünyada Türkiye kadar farklı terör örgütleriyle mücadele etmek durumunda kalmış başka ülke yoktur. Bu terör örgütleri birer piyon ve maşadır. Onu kullanan ülkeler var. Bundan 100 yıl öncede bizim ülkemize işgale gelenler Türkiye’yi parçalamaya gelmediler mi? Sevr Anlaşmasını zorla imzalatmadılar mı? Çok şükür o anlaşma meclisi mebusandan geçmemişti. Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan o Sevr Anlaşması Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki milletimiz Kurtuluş Savaşında yırtmıştır ve genç Türkiye Cumhuriyetini kurmuştu. Ama hala o müstevliler emellerinden vazgeçmediler. 100 yıl sonrada acaba Sevr’i yeniden uygulatabilir miyiz? Bu mücadele o mücadele o mücadeledir" diye kaydetti.

"El-Bab da 16 şehit vermemizin nedenlerinden bir tanesi Amerika’nın politikasıdır"

6 ay önce Türkiye sınırından DEAŞ tarafından köylere kentlere bombalar füzeler fırlatıldığını ve insanların hayatını kaybettiğini hatırlatan Şahin, "O zaman bizim askerimizin Suriye topraklarında El-Bab’ta ne işi var diyenler o zaman buna niye mani olmuyorsunuz ikide bir bomba atıyorlar diyordu. Şimdi işte niye bunlara seyirci kalıyorsunuz sorusunun cevabı olarak TSK, Özgür Suriye Ordusu ile Cerablusa girdi. Sınırımıza 30 kilometre mesafede El-Bab denen yerde IŞİD mevzilenmiş. Sınırımızın güvenliğini sağlamak istiyorsak bunları daha ötelere atmamız lazım. Onun için oradayız. 16 tane şehidimiz oldu. Bir tv kanalında dün akşam Amerika Büyükelçisi Bass diyor ki, ‘Türkiye’nin gerçek dostu Amerika’dır.’ Bizim El-Bab da 16 şehit vermemizin nedenlerinden bir tanesi Amerika’nın politikasıdır. ABD, IŞİD ile mücadele edeceğiz diyerek onların başkenti Rakka’ya operasyon düzenleyecekti. Hatta birkaç ay önce bu operasyonu yapmayı kamuoyuna açıklamıştı, ne yaptı erteledi. ABD’nin yapması gereken operasyonu IŞİD ile mücadeleyi 2017’nin baharına erteledi. El-Bab da bir kısım IŞİD militanları var. ABD’nin açıklamasından sonra Rakka’daki militanlar El-Bab’a geldi. Sayıları yüzde 100 arttı. Orada şehit vermemize nedenlerden bir tanesi Amerika’nın bu politikasıdır. Siz nasıl bir dostsunuz ki; 40 yıldır polisimizi, askerimizi, vatandaşımızı şehit eden bu PKK’nın elindeki silahlar senin verdiğin silahlar. PYD’ye verdiğin silahlar PKK’nın elinde. Neymiş bu PYD, IŞİD ile mücadele ediyormuş kim inanır buna. Şuanda IŞİD ile en can alıcı mücadeleyi yapan Türkiye Cumhuriyetidir, silahlı kuvvetlerimizdir" diye konuştu.

"ABD, en güvenilmez müttefik haline gelmiş Türkiye için"

Türkiye için ABD’nin en güvenilmez müttefik haline geldiğini de kaydeden Şahin, "Öyle bir müttefik öyle bir dost ki güven sorunu yaşatan bir dost. En güvenilmez müttefik haline gelmiş Türkiye için ABD. Büyükelçinin o açıklamasını bir durum değerlendirmesi olarak algılamak istedir. Şuan Türkiye’de anket yapılsa bu terör örgütlerin arkasında hangi ülke var diye sorulsa çok büyük oranda ABD diye çıkar. Dolayısıyla Türkiye’de büyükelçilik yapan biri bunları görmelidir ve yönetimine rapor etmeli. IŞİD ile mücadele ediyoruz sınır güvenliğimizi sağlayacağız. ABD, PYD’ye silah verirken aynı zamanda bu PYD’nin bir Kürt koridoru oluşturarak Akdeniz'e açılmasını da hedefliyor. Kobani’den Afrin'e kadar bir hat oluşturup orada bir Kürt kantonu oluşturmasını istiyor ve bunu destekliyor. Biz böyle bir müttefikliği tavsif etmiyoruz. Türkiye olarak bunu hasmane bir tutum olarak değerlendiriyoruz" dedi.

Ocak ayının 20’sinde ABD’de yeni başkanın görevine başlayacağını da ifade eden Mehmet Ali Şahin, şunları söyledi: "Obama yönetimi ABD açısından silik bir yönetim olarak geçti. Günümüz güçlü liderlerin etkin olduğu iş yapabildiği bir dönemdir. Mesela Putin, bu konuda Obama’dan daha iyi bir dış politika yürütüyor. Şuanda güçlü liderlerin işbaşında olacağı ülkelerin menfaatlerini koruması söz konusudur. O nedenle çok şükür Türkiye’de güçlü liderlik vardır. Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye, halkı ile bütünleşip 15 Temmuz’da olduğu gibi bütün bu sıkıntıları aşacaktır."