Sevilay Demir
Salgın Günleri
Coronayla birlikte hayatımız belki de tamamen değişti.Bu süreçte bazılarımız hayattan ayrıldı bazılarımızın yakınları öldü ve kalanlarımız yarın ne olacağımızı bilmeden yaşıyoruz öyle ya yarının ne getireceğini kimse bilmiyor. Bazı şeyleri yaşadıkça öğreniyoruz ve adına tecrübe diyoruz. Corona da belki bir gün bitecek ama yaşattıkları,yaşadıklarımız, acı bir tecrübe olarak kalacak. Aslında olumsuz yönleri olsa da bize insan olduğumuzu insan olmamız gerektiğini hatırlattı bu felaket . Hani bir musibet bin nasihatten iyidir derler ya belki de insan olduğumuzu ve yaradılış gayemizi anlamak için bu felaketin olması gerekiyordu . Gelişen teknoloji ve internet kullanımı ile birlikte sanal alem kavramı doğdu. Her şeyimiz sanal alemde yediğimiz yemekten gezdiğimiz mekanlara kadar . Adeta bizim damarlarımızdaki kan gibi olmaya başladı . İki dakika internetimiz gitse dünya başımıza yıkıldı psikolojisi oluştu. Ve bazılarımız eski insanlar internetsiz televizyonsuz nasıl vakit geçiriyordu? Sorusu oluştu beyinlerde. Oysa önceki insanlar özellikle Türkler çok çalışkan bir milletti ve hayatta kalmak için güçlü olmak zorundaydı. Dolayısıyla boş zaman diye bir lüksleri de yoktu. Biz de başımızı Corona sayesinde birazcık olsun sosyal medyadan internetten kaldırdık bir çoğumuz iş nedeniyle vakit ayıramadığı ailesiyle daha çok vakit geçirmeye başladı. Yardımlaşma ve dayanışma duygusu güçlendi.Birbirimize daha çok sahip çıkmamız gerektiğini öğrendik. Nefes almanın ne kadar büyük bir lütuf olduğunu öğrendik. En önemlisi de sağlığın en büyük servetimiz olduğunu . Tabi bir de sevdiklerimiz hayat çok kısa masallardaki en bilindik " bir varmış bir yokmuş " gibi . O yüzden yaşamanın ve sevdiklemizin kıymetini bilelim.