Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin'in balık çiftliklerine karşı geçtiğimiz günlerde bir açıklaması oldu.

Büyük balık çiftliklerine karşı.

Bu çiftliklerin faydası kadar zararlarının olduğunu anlatan Başkan Yetişkin, denizden gelen çevre katliamına dikkat çekti.

Çiftliklerin çevreye büyük zararlar verdiğinin kıyılardan Seferihisar, Urla ve Çeşme’den net göründüğünü belirtiyor.

Haklı tepki!

Bunun en iyi tanığı da biz denize girmeye çalışan vatandaşlar.

Bazen öyle günlerde denize giriyoruz ki, denizin içinde kirlilikten şikâyetçi oluyoruz, bizim deniz bu deniz değil diyoruz.

Başkan Yetişkin, bu kirliliğe dikkat çekerken de belki de en büyük sorunu da ortaya koymuş.

Denizlerdeki koy planlanmasının Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından yapıldığını denizin kıyılarında bulunan yerel yönetimlerin bunda söz sahibi olamadığını söyledi.

Düşünsenize kıyı sizin, kıyının ötesindeki yaşam sizin ama denizin kıyısında olan bitenle ilgili hiçbir katkınız, fikriniz, dahliniz yok.

Başkan Yetişkin de çevre kirliliğiyle ilgili ellerinin, kollarının deniz tarafından nasıl bağlı olduğunu da böyle anlatmaya çalışıyor.

Denizler hepimizin!

Hepimizin hakkı olan ise temiz deniz, temiz çevre.

Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin gibi denize kıyısı olan ilçelerin belediye başkanlarıyla bu haklı mücadelesini sonuna kadar destekliyorum.

Çevreci bir gazeteci olarak.

Başkan Yetişkin gibi çevreyi düşünen ama denize kıyısı olan belediye başkanlarımızı da özellikle bu çevre kirliliği konusunda, birlikte hareket etmelerini çok ama çok önemsiyorum.

Bugün Seferihisar’da denizin kıyısında, yarın başka bir ilçenin.

Bugün o yüzden, yarın başka bir yüzden.

Bu şehirlerde, bu denizlerde bizim çocuklarımızı yaşayacak.