Doç. Dr. Alper Ata, "Şeker tek başına kanserojen değildir. Kanser hastalarının da şeker kısıtlamasını doğru bulmuyorum" dedi

Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Alper Ata, halk arasında şekerin kansere yol açtığı ve kanser hücrelerini beslediği yönünde bir inanç olduğunu belirterek, "Şeker tek başına kanserojen değildir. Kanser hastalarının da şeker kısıtlamasını doğru bulmuyorum" dedi.

Kendisine sık sık "Şeker yemek kanser yapar mı?" yönünde soru geldiğini belirten Doç. Dr. Alper Ata, "Şeker doğrudan kanser yapmaz. Ancak günlük 150 gramdan fazla işlenmiş şeker kullanımı şeker hastalığı ve obezite gelişimini artırır. Bu iki durum da kanser gelişimini hızlandırabilir. Dolayısıyla fazla miktarda şeker tüketimi uzun vadede indirekt olarak kanser gelişimiyle ilişkilendirilebilir" diye konuştu.

"KANSERİN ŞEKERE İHTİYACI YOK"
Kanser tedavisi görmekte olan hastaların şeker tüketimiyle ilgili olarak da bilgi veren Doç. Dr. Ata, şunları söyledi:
"Halk arasında, şekerin kanser hücrelerini beslediği inancı vardır. Ancak kanser hücreleri enerjilerini pek çok yoldan karşılayabilirler. Hastanın yediği şekere ihtiyaçları yoktur. Kanser tedavisi alan hastalarda şekeri kısıtlamak hastanın diğer gıda alımını da azaltmaktadır ve hiç istemediğimiz kilo kaybı ile sonlanmaktadır. Bu da bağışıklık sistemlerini zayıflatmakta ve tedaviyi olumsuz etkilemektedir"

İŞLENMİŞ ŞEKER HASTALIKLARA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Alper Ata, şekerin doğrudan kansere yol açmamasına rağmen, özellikle işlenmiş şekerden uzak durulmasını önerdi. Doç. Dr. Ata, "Genel olarak bakınca işlenmiş şeker (şerbetli tatlılar, reçeller, pekmez, bütün şekerli hazır gıdalar) tüketimi, özellikle çocuklar için pek çok hastalığa kapı açmaktadır. Dolayısıyla herkesin bu tür şeker kullanımı kısıtlanmalıdır. Öte yandan gıdaların olabildiğince çeşitli alınması gerektiği unutulmamalıdır. 'Bu iyidir' diye sadece bir yönde beslenmek doğru değildir" ifadelerini kullandı.