Sıcaklar bastı bastırıyor, yaz bitti bitiyor ve seçim sezonu açılıyor.

Siyaset meydanı aşınmak için havaların biraz soğumasını bekliyor.

Sıcak havada sıcak siyaseti valla ben bile çekemem.

Ama sevdiğim bir söz vardır, ‘Yazın yediğin hurmalar, kışın tırmalar’.

Yaz sonu, seçim başı meydana çıkacak olanlara, şimdiler de hafif hafif çıkacağının sinyalini verenlere öncelikle selam olsun, hayırlı olsun.

Olsun da, öyle kazın ayağı gibi değil artık seçilen olma ihtimali.

Dijital ortam diye bir şey var artık günümüz siyasetinde.

Dijital ortamda sosyal medya denen bir hayat var artık günümüz siyasetinde.

İki ay önce, beş ay önce, bir yıl önce, iki yıl önce millet için, partin için ne yaptığını anlatacak meydan var artık günümüz siyasetinde.

‘Valla billa, yıllardır milletime hizmet ediyorum, yıllardır partim için çalışıyorum’ lafının artık hükmü yok dijital ortam meydanında.

Varsa gösterirsin, varsa görünürsün.

Ne boşa yemin edip, doluya kürek çekip, seçime girdik ya ‘Ben de varım’ demekle olmuyor bazı şeyler.

Z kuşağını geçtim, onlar zaten neyin ne olduğunu, ne olmadığını gayet iyi biliyorlar.

Z kuşağı kahvehane köşelerinde oturup, acaba gelen olur mu, çalışan var mı diye tahmin yürütmüyorlar.

Tıklıyorlar dijital ortamı, bakıyorlar geçmişine, gelmişine, veriyorlar notunu.

Çalışmayan, çalışamayandan çalışan ve çalışkan olmaz biliyorlar.

Boş koltuğa oturup, daha büyük bir boşluk yaratacakları biliyorlar.

Z kuşağı dışındakilerin siyasetçi tecrübesini irdelemeye bile gerek yok.

Onlar kaç seçim gördü, kaç seçilmek isteyen.

Dün de var olmayanı, bugünde var edip, yarında yok olmasına izin veremeyecek kadar deneyimliler.

Ekonomi de piyasa şartları değiştiğinde ne yaparsanız, paranızı, varsa malınızı korumaya alırsınız.

İşte benzeri şey de artık siyaset piyasasında var.

Seçmen elindeki oyunu korumaya alıyor artık.

Oyunu sadece hakkı olduğu için değil, hak edene vermeyi tercih ediyor artık.

Eskiler bilir, notların yazıldığı ve son dakikaya kadar ele geçemeyen karneler vardı.

Bütün öğrenciler heyecanla o anı, o karneyi, o notu görmeyi beklerdi.

Şimdiler de karneler artık günlük, haftalık, aylık.

Kimse yılsonu karnelerinde ne notu göreceğinin merakı içinde değil.

Ne ektiğini günlük, haftalık, aylık biliyor, ne biçeceğini de yılsonu biliyor.

Üstelik karnesinin ne kadar iyileştiğini veya kötüleştiğini, ne kadar iyi öğrenci olup, olmadığını da günlük, haftalık, aylık takip edebiliyor.

Dijital ortam sağ olsun.

Siyasetin, siyasetçinin karnesinin dijital ortamda olmadığını düşünen var mı?

Seçmenin dijital ortamdan bir haberdar olduğunu düşünen var mı?

O zaman son noktayı koyayım 2023 için.

Geçtiğimiz 4 yıl içinde dijital ortamda hiçbir şey biriktirmeyen adayım diye ortaya çıkmasın.

Kendisine de, partisine de, partisinde çalışanlara da yazık etmesin.

Aday adayı olması, aday olması zor olmasa da seçilmiş aday olması zor.

‘Sen arada sırada uğra bana’

Şarkılarda kaldı!