SEN ÇORBANI KARIŞTIR! BEN YAZARIM!
Ali Eyce yazdı...
Bir önceki köşe yazım, ‘AK Diye Yapılar’ ilgili olarak ismini gizleyen birisi (bildiğim birisi) uzunca bir yorum yazmış.
Yorumunu okuyunca iki şey düşündüm, ya benim siyasete gireceğimden korkmuş, ya da kendisini parti içinde siyaset yapanlar kategorisine koymuş.
Beni bilen bilir!
Bilmeyen ise, olmamı istediği şekilde konuşur!
Öncelikle, 30 yıllık gazetecilik hayatımda, yazmak dışında hiçbir işle meşgul olmadım.
Fakültesini kazanıp, gazeteciliğe başlamadan önce çok işler yaptığım doğrudur.
Mesela otopark bekçiliği yaptım.
Mesela mezarcılık yaptım.
Mesela inşaatlarda çalıştım.
Mesela barmenlik yaptım.
Mesela çaycılık yaptım.
Mesela marketçilik yaptım.
Mesela çobanlık yaptım.
Mesela garsonluk yaptım.
Mesela orkestra elemanlığı yaptım.
Mesela düğün kameramanlığı yaptım.
Mesela çimento taşıyıcılığı yaptım.
Ama gazeteciliğe başladıktan sonra mesleğimin dışında bir meslekte uğraşmadım.
Bir mesleğe meyil yapmadım, başka bir mesleğin sıfatını taşıyıp, maddi veya manevi beklenti içinde olmadım.
Ha bir de, gazetecilik mesleğimi hep adliye koridorlarında yaptım.
Hakkın ve hukukun ne olduğunu öğrenerek çalıştım.
O yüzdendir ki, televizyon erkânlarında Hakkımız Hukukumuz programını yapıyorum.
Bazen köşe yazılarında siyasetle ilgili yazmam da, tamamen gazeteciliğin vermiş olduğu bir tanıma, görme, bilme, duyma ve yorumlama kapasitesinden.
Siyasete girme hevesimden falan değil yani!
Bu yüzdendir ki, yazıma, düşünceme katılsın veya katılmasın okuyucularım, gazeteciliğime saygı duyarlar.
Gazetecilik tecrübemi kabul ediyorsan sana bir de küçük nasihatte bulunayım.
Gazeteci çok sabırlıdır.
Gazeteci çok çalışkandır.
Gazeteci çok şeyi bilir.
Gazeteciliği de zamanı geldiğinde net gösterir!
O yüzden sen çorbanı karıştır!
Ben karıştırmam yazarım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.