Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından yükselen enerji hammadde fiyatlarına karşı bazı ülkeler maliyet artışlarına karşı yeni tedbirleri devreye aldı. Bu tedbirlerden biri olan azami uzlaştırma fiyat mekanizması (AUF) Türkiye’de de nisan ayında uygulanmaya başlandı. Ekim ayında 6 ay daha uzatıldı. EPDK tarafından sistem devreye alındığında, yaşanan küresel gelişmeler sebebi ile doğalgaz ve kömür gibi ithal enerji hammaddelerindeki maliyet artışının arz güvenliğini sekteye uğratmamasının hedeflendiği kamuoyu ile paylaşmıştı.
AUF süreci başlarken, kaynak bazlı destekleme mekanizması kapsamında piyasa şartlarına uygun olarak yapılmış olan ikili anlaşmalar muaf tutuldu. Tüketiciye karşı yükümlülükler içeren bu anlaşmalar; sabit fiyatlı olarak imzalanmıştı ve olağanüstü maliyet artışlarına karşı da tüketicileri koruyan nitelikteydi. Bu kapsamda üreticilerin, sabit fiyatlı ve son tüketiciye ulaşan bu anlaşmalarını piyasa işletmecisi olan EPİAŞ’a sunmaları kendilerine bildirildi ve ikili anlaşmalar güvence altına alındı.
EPDK, sistem içerisinde beyan edilen bütün anlaşmaların fiyat ve miktarlarının gerçekleşme değerlerini inceledi. Bu incelemeler sonunda sisteme aykırı fiyat hareketlerini tespit ettiği öğrenildi. AUF kapsamında son tüketiciye ulaşması gereken bedellerin bazılarının hatalı bazılarının ise kasıtlı olarak EPİAŞ’a gerçeğe aykırı nitelikte beyan edildiği ortaya çıktı. Bazı bildirimlerde de sonradan değiştirilen anlaşma fiyatları ve miktarları ile AUF kapsamında tüketiciye sağlanacak kazanımın engellendiğinin tespit edildiği anlatıldı. “Üretim-tüketim dengesizliği, üretim tesisi arızası, şebeke problemleri gibi nedenlerle de oluşabilen” bu fiyat hareketlerinin ilgili şirketler tarafından düzeltilerek gerekli iadelerin yapılacağı vurgulandı.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
EPDK tarafından belirlenmiş olan azami uzlaştırma fiyatları; maliyetlerde oluşan yükseliş ve düşüşler takip edilerek güncelleniyor. AUF, Destekleme Bedeli uygulaması devam ettiği sürece, enerji (yakıt) kaynağına göre serbest Elektrik piyasasında bir santralın en fazla ne kadar gelir elde edeceğini belirliyor. Sistem, yüksek maliyetli kaynaklardan elektrik üreten santralların maliyet açığının bir kısmını, düşük maliyetli enerji üreten santrallardan karşılamayı öngörüyor.
Serbest piyasada oluşan bedeller ile azami uzlaştırma fiyatları arasındaki fark ‘destekleme bedeli’ olarak kaynak bazlı destekleme havuzunda toplanıyor. Bu havuzda oluşan gelir düzenlemeye tabi bütün tüketicilerin elektrik tüketimleri için kullanılarak, tüketicilerin piyasada oluşan artışlardan korunması sağlanıyor. Yetkililer, AUF ile birlikte hiçbir santralın kapatılmadığını ve enerji arz güvenliğinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını söylediler. Yetkililer ayrıca tüketicilerin de uluslararası piyasalardaki olağanüstü maliyet artışlarından kaynaklanan fiyat hareketlerinden korunmuş olduğunu dile getiriyorlar.
KİMLER İADE EDECEK?
EPDK’nın söz konusu hataları yapan ya da kasten piyasayı manipüle etmeye kalkıştığı tespit edilen şirketlerin gerçek dışı beyanlarla kasasına koyduğu 11 milyar lira şirketler tarafından tüketicilere İADE edilecek. Bu bedelin doğrudan tüketicilerin faturasını yansıyacağı belirtildi. Uzmanlar şirketlerin bu işlemleri nedeniyle vatandaşın cebine gidecek paraya el konulmuş olduğunu hatırlatarak, 11 milyar liranın iade edilmesinin indirim gibi algılanmamasını ama ocak ayının başında yapılmayan zamda AUF’un katkısının olduğunu hatırlattılar.
Uzmanlar bu durumun maliyeti azaltacağını da kaydettiler. 11 milyar liranın yaklaşık 3.2 milyar liralık kısmı Limak ve IC İçtaş, yaklaşık 2.3 milyar liralık kısmı Bereket Enerji Grubu, yaklaşık 1.8 milyar liralık kısmı KOLİN Enerji, 1.2 milyar liralık kısmı ODAŞ olmak üzere toplamda 40 şirket tarafından iade edilecek. Bu şirketlerle ilgili EPDK’nın soruşturma süreci başlattığı belirtilirken, önümüzdeki günlerde savunmalarının alınacağı öğrenildi.