Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben 1963 Adapazarı doğumluyum. İlkokulu Adapazarı’nda okudum, lise ve üniversiteyi Kocaeli’nde okudum. İşletme mezunuyum. İstanbul’da askerlikten sonra bir boya pazarlama şirketinde çalıştım. TRT’nin spikerlik sınavlarını gördüm ve katıldım. O zamandan beri yani 1990 diyebiliriz.
"TESADÜFEN SPİKER OLDUM"
Bir röportajınızda ‘’Tesadüfen spiker oldum’’ demişsiniz.Bundan bahseder misiniz?
Şöyle tesadüfen bir gün arkadaşlarla otururken TRT’nin spikerlik duyurularını gördük. Arkadaşlarımdan biri dedi ki ‘’ ya senin sesin fena değil denesene, girsene sınava.’’ dedi. O zaman TRT tek televizyon. Ben de dedim ki ‘’Bize mi kaldı bu iş o kadar yapacak insan var.’’ Ama kafamın bir yerine de takıldı . İstanbul’da çalıştığım şirket İstanbul radyosuna çok yakındı gidip müracaat edeyim dedim ve ettim. Ondan sonra sınava girdim sınavım da çok iyi geçmedi. Bir metin veriyorlar okumaya başladım çok heyecanlandım. Spikerler fark etti elim ayağım titriyor sesim titriyor. Sonra spiker ‘’ dur dur çok heyecanlandın, bir nefes al öyle devam edersin dedi. Bende arkama yaslandım . bu kadar heyecanlanacağımı tahmin etmemiştim dedim. İnsan ister istemez çok heyecanlanıyormuş dedim. Bu lafımı jüri duymuş, ses açıkmış. Öyle olunca da bana bir şans daha verdiler. Jüriden bir ses geldi içerden dedi ki; hah kardeşim işte bu sesle oku , biz seni bu sesinle istiyoruz dedi. Ben okuyamadım ama jüri bana bir şans verdi. Bende bu tesadüf sonucu da tabi bende çalışarak çok zorda olsa kazandım.
‘’HAYALİM SPOR SPİKERİ OLMAKTI VE OLDUM’’
Hiç haber spikerliğini düşündünüz mü?
Ben spor spikerliği için bu işe girdim. Küçüklüğümden beri hayalim spor spikeri olmaktı. Daha doğrusu spikerlik olayı ilk ortaya çıktıktan sonra ben de dedim ki spor spikeri olacağım. Çünkü ben çok spor yaptım futbol oynadım. Okul takımında Türkiye şampiyonalarına katıldım. Ama Diyarbakır radyosunda 3 sene çalıştıktan sonra haber spikerliği teklifi geldi. TRT habere almak istedi beni. Ben spor spikerliğini tercih ettim ve sporda kaldım.
"MESLEKİ DOĞUM YERİM DİYARBAKIR"
Bende Diyarbakırlıyım ve siz 3 sene orda çalıştınız. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim mesleki doğum yerim Diyarbakır. Ben bunu hep söylerim. İnsanların gerçekten doğduğu yer olur, büyüdükleri ve yetiştikleri yer olur oralarda hep doğum yeridir insan hayatı için, birde mesleki doğum yerleri olur. Benim mesleki doğum yerim Diyarbakır ve benim için çok özle bir yer Diyarbakır.
‘’MİLLİ TAKIMIMIZIN DÜNYA KUPASINA KATILAMAMASINI ÜZÜCÜ BULUYORUM’’
Dünya kupasına yaklaşık 2 aylık bir süre var ve Türkiye maalesef turnuvada yer almayacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bunu ben tabi ki üzücü buluyorum ve hiç normal bulmuyorum. Burada çok anormal bir durum var ama hepimize normalmiş gibi geliyor ve biz Türkiye’nin dünya kupasına katılamamasına razı geliyoruz. Yani katılamamamız bize normal geliyor. Hâlbuki normal gelmemesi lazım.
‘’FUTBOLA HARCADIĞIMIZ PARA NEREYE GİDİYOR? BİRİLERİ BUNUN HESABINI VERMELİ
Tv yayın gelirleri olarak büyük paralardan bahsediliyor. Ama ne yazık ki son yıllarda Avrupa’da henüz ses getirecek işlere imza atamadık. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Biz dünyada televizyon gelirleri açısından maçlara en çok para harcayan 6 ülkeden biriyiz. Öyle diyor istatistikler ve rakamlar. Peki 6 büyük ekonomiden biri olduğumuza göre, futbolu bu kadar sevdiğimize göre, bu kadar para harcadığımıza göre bu paralar nerelere gidiyor ve neden milli takımımıza yansımıyor. Bunun hesabı sorulmalı ve birileri bunun hesabını vermeli.
‘’BİRİLERİ YAPAMIYORSA EĞER GİTMELİ, YERLERİNE BUNU YAPABİLECEK İNSANLAR GELMELİ’’
Son yıllarda ki Milli takımın başarısızlıklarını neye bağlıyorsunuz?
Biz maalesef yıllardır futboldaki başarısızlıkları çok kolay kabulleniyoruz. Seviyoruz futbolu, futbolla ilgileniyoruz ama başarısızlıklarıda çok kolay kabulleniyoruz. Hâlbuki bunun başarıya dönmesi için çözümler bulmalıyız ve birileri yapamıyorsa eğer gitmeli, yerlerine bunu yapabilecek insanlar gelmeli. Yani hep aynı aktörlerle, aynı insanlarla değişik sonuçlar almaya çalışıyoruz. Ve maalesef bu mümkün değil.
‘’TÜRKİYE’DE FUTBOLCU YETİŞTİRME SİSTEMİ YANLIŞ’’
-Milli takımımızda bu kadar genç ve yetenekli oyuncularımızın olmasına rağmen dünya kupasına katılamadık. Katılamamamızın sebebi olaraktan genel görüş saha dışı gerçekleşen olayların yaşanması. Peki sizce biz neden dünya kupasına katılamadık? Ve bu sorunlar yaşanmasaydı biz turnuvaya katılabilir miydik ?
-Katılamazdı . Çünkü milli takımın sorunu o değil. Milli takımın sorunu bu kadar basit olsa keşke. Yani o kavgaları etmeyecek birilerini getirirsiniz olay çözülür. Aslında olay şu Türkiye’deki oyuncu yetiştirme sistemi yanlış. Şimdi biz yetenekli futbolcular diyoruz. Türkiye’de bizim futbolcularımız arasından bana kaç tane yetenekli oyuncu sayarsınız? Topu alacak iki çalım atacak, oyunu yönlendirecek, ataklarımızı yönlendirecek, savunmada akıllı olan, iyi savunma yapan, durduğu yeri bilen. Bizim futbolcularımızın en büyük eksiği eğitim. Ve yetiştirme tekniklerimizi bizim değiştirmemiz ve gözden geçirmemiz lazım. Bizde çok sayıda futbolcu var ama yetiştirme tekniklerimizi geliştiremiyoruz.
‘’TÜRKİYE BU KAFAYLA GİDERSE ESKİ BAŞARILARINA ASLA ULAŞAMAYACAK’’
Türkiye eski başarılarına ulaşabilecek mi ?
Sistemini değiştirebilirse ulaşabilir ama bu kafayla giderse ulaşamaz. Bu yöntemle giderse asla ulaşamayacak.
‘’GENÇLERE ŞUNU SÖYLEMEK İSTİYORUM; BÜYÜK DÜŞÜNÜN BÜYÜK BAKIN OLAYLARA’’
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
-Bunu eklemek istiyorum. Gençlere şunu söylemek istiyorum. Büyük düşünsünler, büyük baksınlar olaya. Türkiye çok büyük bir ülke ama Dünyada bu büyüklüğünü başarı olarak, özellikle futbolda ve sporda hissettiremeyen bir ülke. Olimpik anlamda da böyleyiz. Gençlerimizi her anlamda bakış açıları değişirse , yani sadece spor değil diğer alanlarda da , işte siz kendi alanınızda yayıncılıkta da büyük düşünmeyi, ekonomide büyük düşünmeyi öğrenebilirsek, büyük bakmayı düşünürsek ve razı olmazsak şu anda yaşadıklarımıza, Türkiye çok değişik olur.