Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Şirin Güner, 2018’de Türkiye’de 440 kadının öldürüldüğüne dikkat çekti. 6284 sayılı yasanın kadınların mücadeleleri sonucunda yürürlüğe girdiğini belirten Güner, kadınların haklarının farkında olarak şiddeti kader olarak görmemelerini istedi.
Merkezi Mersin Barosu Kadın Hakları Başkanı Av. Güner, bir radyoda canlı yayına katılarak, çocuk gelinler ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa hakkında açıklamalarda bulundu.
“2018 yılında 440 kadın öldürüldü”
Türkiye’de kadınlara karşı uygulanan şiddetin her geçen gün daha da arttığını vurgulayan Güner, 2017 yılında 409, 2018’de ise 440 kadının öldürüldüğünün altını çizdi. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasanın, kadınların mücadeleleri sonunda yürürlüğe girdiğini ifade eden Güner, “Kadınlar haklarının farkında değil. Farkında olsa da şiddeti kaderi gibi görüp, ekonomik nedenlerden dolayı kadın kendisine alternatif bir hayat bulamıyor. 6284 sayılı yasa, bu durumda olan kadınlara yönelik ekonomik ve hukuksal anlamda bir takım haklar tanımaktadır. Yasanın bizlere verdiği hakları kullanarak, şiddetin önüne geçilebilir. Örneğin; ailede şiddet uygulayan ya da aile bireylerini rahatsız eden kişilerin, aile konutuna gelmesinin engellenmesi amacıyla uzaklaştırma gibi bir takım koruma kararları alınmak suretiyle şiddetin önüne geçilmeye çalışılıyor. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezimizdeki gönüllü avukatlarımız aracılığıyla bu konuda kadınlarımıza bilgilendirme yapıyoruz” dedi.
Toplumsal cinsiyet ayrımının şiddete neden olduğunu dile getiren Güner, “Toplumsal cinsiyet unsuru kadının ve erkeğin görevlerini belirliyor ve ona öyle sınırlar çiziyor ki, onun dışına çıktığınız zaman şiddetle karşılaşıyorsunuz. Şiddet davranış biçimi gibi görünse de düşünce şekli olduğunu düşünüyorum. Kadın korunmaya neden muhtaç olsun? Erkeklerin, kadına uyguladığı şiddet son bulursa kadının korunmaya ihtiyacı olmayacaktır” diye konuştu.
“Türk Ceza Kanunu’ndaki madde çocuk gelinlerin önünü açıyor”
Çocuk gelinlerin dünyanın ve Türkiye’nin büyük bir sorunu olduğuna işaret eden Av. Güner, “Medeni Kanuna göre evlenme yaşı 18. 17 yaşta ise hakim kararıyla olağanüstü bir durumda evlenme mümkün kılınabiliyor. Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşından küçükler çocuktur. Türk Ceza Kanunu’na göre ise 15 yaşını bitirdikten sonra eğer cinsel birlikteliği varsa, şikayete bağlı olarak karşı taraf ceza alabiliyor. Çocuk gelinler, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen bu maddeden ortaya çıkıyor ve çocuk gelinlerin önünü açıyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, aile içi şiddetin bir nedeninin de çocuk gelinler olduğunu kaydeden Güner, şunları söyledi: “Çocuklar, fiziksel ve psikolojik gelişimlerini tamamlamadan evlendikleri zaman, içinde bulundukları ortama uyum sağlamaları, verilen yükleri kaldırmaları mümkün olmayınca şiddete meydan veren bir durum oluşuyor. ‘Çocuk gözü açılmadan yuvasını kursun’ şeklindeki söylem de çocuk gelinlerin artmasına sebep oluyor. Bu nedenle özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da çok fazla görülen çocuk gelinler problemi, ülkemizde çözülmesi gereken en acil toplumsal sorunlardan birisidir” dedi.