Cumhuriyet için, peki neden kuruldu cumhuriyet? Cumhuriyet Bayramı herkesçe bilinen sevgi ile kardeşçe ve özgürlük için, aydınlık ve barışçı yarınlar için kuruldu. Ülkemizde ve birlik, beraberlik içinde daha büyük coşkulu ve duygularımızla… Türkiye’nin her yerinde kutlandı ve kutlanmaya da devam edecek. 29 Ekim 1923 Cumhuriyet Bayramı, ülkemizde bütün herkes tarafından birleşip ve yeniden bilinen, sayılan bir gündür. Sadece bir gün değil her gün anılmalı ve kutlanmalıdır. Tarihimizin dopdolu içimizde yaşayarak, yaşatarak devam edeceğiz. Cumhuriyete dair her şeyi bilerek ve bu duyguyu yaşayarak kutlayacağız.
Cumhuriyet Bayramı her şeyleri bilerek, bilip de bu duyguyu yaşayarak ifade ile anlatabilmektir. Anlamak ve anlaşabilmektir. Cumhuriyete sahip çıkmak bizim görevimiz, bizim meselemizdir. Bu arada Türkiye genelinde Milli Egemenlik ve Cumhuriyetimizin baş kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ile anıyorum. 29 Ekim 1923’den beri bizlere emanet edilmiş olan bayrağımıza sahip çıkmalıyız. Cumhuriyetimizin kurulduğu gündür o büyük gün. Ulu önderimiz tarafından bizlere ve tüm Türk halkına emanet edilmiştir. O yüzden bizlerde bu emanete gözümüz gibi bakmalıyız. Cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkmalıyız. Büyük önderimizin zamanında sahip çıktığı gibi bizlerde sahip çıkmalıyız.
Türkiye Cumhuriyeti ve değerlerini kurumalıyız. Bizim bir nefer gibi nöbette olmamız lazım. Bizler kimiz diye sorarsanız; Cumhuriyet sevdalılarıyız. Atamızın izinden gidenleriz. Nerede olursak olalım ülkeyi aydınlatanlarız. Bayraklarımızı yerlerde süründürmeyelim, ezdirmeyelim… Göklerde yükselerek dalgalansın şanlı bayrağımız. Bu bayrak bizlere verilmiş emanettir ve asla gaflet, delalet ya da hıyanet içinde olmamalıyız. Ben şuna eminim ki daha iyi günler geçireceğiz. Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler…Son olarak herkesin bildiği bir şair olan Nazım Hikmetin güzel sözleri ile noktalıyorum.
‘’Akın var güneşe akın Güneşi zapt edeceğiz Güneşin zaptı yakın’’
‘’Sen yanmazsan , ben yanmazsam, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…’’
Mustafa Talha Uranlı