Otizm belirtilerinin ilk 3 yaşta ortaya çıktığına vurgu yapan Çocuk ve Ergen Psikiyatri Ana Bilim Dalı Uzm. Dr. Neslihan Taştepe, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü vesilesiyle konuyla ilgili bilgiler verdi.
Uzm. Dr. Neslihan Taştepe, otizm tanısının çocuk ve ergen psikiyatri uzmanı tarafından muayene esnasında çocuğun gözlemlenmesi sonucu DSM 5 kriterleri baz alınarak koyulduğunu söyleyerek, otizmin belirtilerini şu şekilde sıraladı:
“Çocuk ilk 6 ayda göz teması kurmuyorsa, Dokuzuncu aya geldiğinde ismiyle seslenildiğinde bakmıyorsa, Bir yaşına geldiğinde ortak dikkati gelişmemiş, işaret etmesi yoksa, bay bay yapmıyor, ce e oynamıyorsa, Bir buçuk yaşına geldiğinde kelime kullanımı yoksa, basit komutları almıyorsa, 2 yaşına geldiğinde karmaşık komutları almıyor, oyunlara katılmıyor, oyunlarda karşılık vermiyorsa, amacına uygun oyuncaklarla oynamıyorsa, Tekrarlayıcı davranışları varsa örneğin alkış yapmak, kanat çırpmak, parmak ucunda yürümek, kendi etrafında dönmek gibi motor eylemler yapıyorsa, Ritüelistik törensel davranışları varsa, Sıralama, dizme davranışı varsa, Aynılıktan vazgeçemiyor, değişime direnç gösteriyorsa, Duyusal girdilere karşı hassasiyeti varsa, otizmin varlığından söz edilebilir.”
2000’li yılların başında 150 çocuktan birinde görülen otizmin, son yapılan araştırmalara göre 36 çocuktan birinde görüldüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Taştepe, “Aileler açısından kabullenmesi zor bir hastalık olsa da ilk 3 yaş çok önemli olduğu için erken yaşlarda tanı koyulması ve tedaviye başlanması önemlidir. Otizmin ilaç ile tedavisi mümkün değildir. Tek tedavi yöntemi özel eğitimdir. Özellikle ilk 3 yaşta özel eğitimin çocuklar üzerinde etkisi büyük olmaktadır” açıklamalarında bulundu.
Ayrıca Taştepe, konuşma gecikmesi olan çocukların mutlaka konuşma terapisiyle desteklenmesi gerektiğini ifade etti.