Halk arasında bir deyiş vardır, ’Olsa Olsa, 40 Yılda Bir Olur’ işte kelimenin tam anlamıyla böyle bir gün yaşıyorum, yaşıyoruz.
Akşam saatlerinde açıklanan sokağa çıkma yasağının, daha doğrusu içeriği açıklanmadan açıklanan sokağa çıkma yasağının, dışarda yarattığı acı ve komik konulara hiç girmek istemiyorum.
Giren zaten, sosyal medya üzerinden verdiği mesajlarla girebileceği kadar girdi.
Her paylaşılan söz, cümle sonuna kadar haklı tepkilerle doluydu.
Burası Türkiye deyip bu konuyu kapatıyorum.
Asıl konum, 12 Eylül 1980 yılından geliyor.
Hani yazımın başında da dedim ya ‘Olsa Olsa, 40 Yılda Bir Olur’ işte o anlar oldu.
O zamanlar 8-9 yaşlarındaydım.
Sokaklarda, silahlı, silahsız çok çatışmalar oluyordu. Türk siyasi hayatının şu sağ-sol diye ikiye bölünmüş halinden dolayı.
Bir akşam sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Ama onu yasağı ilan eden askerdi. Türk Silahlı Kuvvetleriydi.
Ülke yönetimine geçici olarak el koyan Genel Kurmay Başkanı, yardımcılarıyla geçici sıkıyönetim hükümetini bile o gece kuruvermişti.
O zaman böyle televizyon, internet, telefon gibi hızlı iletişim yolları yok tabi.
Sıkıyönetimi bir nasıl mi öğrendik, bahçe kapısından kafamızı sokağa çıkarmaya çalıştığımızda, elinde tüfekle bekleyen asker, “Gir içeri, dışarı çıkmak’ dediğinde.
Sadece kapımızın önünde değil, sokak başlarında bekleyen askerler, kimsenin evinden dışarı çıkmasına izin vermiyordu.
Elinde, ‘Çıkanı vur emri’ var mıydı bilmiyorum ama tutuklama emri olduğuna emindim.
Rahmetli babam hayvan besiciliği yaptığı için askerlerin komutanından izin alıp, hayvanları beslenmeleri için dağlara çıkarmıştı. Ben de onunla birlikte, evde sıkılmamak için çıkmıştım. Dağlara doğru giderken, her sokağın başında bekleyen askerleri gördük.
Bir da koca bir kamyon vardı, birileri evlerinden alınıyor ve onların içine konuyordu.
O günler geçti, bitti, Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak girdi.
40 yıl sonra dün akşam Türkiye’de bazı illerde de ve sadece ikin günde olsa sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Herkes anında öğrendi.
Öğrendiği gibi ihtiyaç olsun, olmasın birçok şeyi alma derdine düştü.
Bu yasak, silahsız bir yasaktı.
Bu yasak, sağlığımız için konulan yasaktı.
Bu yasak, yaşamamız için konulan bir yasaktı.
Bu yasağın, akşam saatlerindeki görüntüleri de, toplum psikolojisi sayfalarına, kara bir leke olarak girdi.