Hükümeti eleştiririm ama hakkını da yemem. Ülkeyi adalet sarayları ile donattılar.
Avrupa’nın en büyük adalet sarayı bizdeymiş mesela.
Ne Avrupası, dünyanın en büyük adalet sarayı bile olabilir, emin değilim.
Belki de galaksinin, evrenin, hatta olası paralel evrenlerin en büyük adalet sarayıdır.
Ne kadar gurur duysak azdır bununla: En büyük adalet sarayı bizde diye.
Ne kadar övünsek azdır, valla. Ben günde 3 vakit övünüyorum.
Zira, mermeri, graniti, alt yapısı, üst yapısı, projesi falan 4x4 lük.
Otoparkları var. toplu taşıma bağlantıları.
Yıllardır yapılamayan saraylardı bunlar.
Akıllı binalar oldu hepsi.
Kapıdan kartla giriş yapıyorsun.
Koridordan kartla geçiyorsun.
Muazzam binalar.
Kaybolursun diye danışmalar var bu saraylarda.
Çok büyük binalar.
Çok güzel binalar.
Depreme dayanıklı hepsi.
İçinde savcıları var, hakimleri var. Allı, yeşilli, dik yakalı, kenarları işlemeli.
Bir de çok lazım değil ama avukatlar var. Hala var, yani.
Müvekkilleriyle bile görüşmekten aciz, etkisiz elaman gibiler ama olsun. Sarayın yanında solda sıfır da olsalar, olsunlar varsınlar. Bir de ha bire konuşmasalar, hak adalet vs diye. Bu avukat milleti geveze olur zaten. Mahkemelerde de çok konuştuklarından yargılamalar uzuyor.
Zırhlı audi denince akla hemen adı gelen eski bir paşa bile vaktiyle, “ben hukuka olan saygımdan, avukat tutmadım,” demişti ama “davamda kararı ben emekli olmadan verin” diye de saygısını pekiştirmişti.
Neyse konuyu dağıtmayayım da saygısızlık olmasın.
Mahkeme salonlarında, “ADALET DEVLETİN TEMELİDİR. “ diye yazıyor ya. Ne güzel bir yazı. ADALET olmazsa, devlet ayakta kalmaz manasında hani.
Yargıtay başkanı yargıya güven %30 lara düştü, dedi ben inanamadım.
Halbuki o kadar da sağlam bina... yani 9 şiddetinde depreme dayanıklı yani.
Nesine güvenmiyorsunuz?