ADALETİN TERAZİSİ VAR MI?

Söyleşi: Eylül Ayça Karakuş

AVUKAT ÖMER BİNALİ YE ‘ADALETİN TERAZİSİ VARMI’ DİYE SORDUK; CEVABI MEDYAEGE YE ÖZEL SÖYLEŞİDE…

1-Öncelikle bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Ömer BİNALİ kimdir?

   Ömer BİNALİ 1983- AHISKA Türkü olarak RUSYAda doğdum, Rusya derken tüm AHISKA’lılar gibi 1944’te Sovyet lideri Stalin tarafından yük trenleri içinde anayurtlarından Orta Asya’ya sürgüne yollanmış bir topluluktur.

Rusya’da ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra Azerbaycan da öğrenimime devam ettim. Türkiye de Mimar Sinan Anadolu Teknik lisesini bitirdikten sonra, Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Şimdi Antalya'da avukatlık mesleğimi icra etmekteyim.

2- Neden Avukatlık?

Yola, adil bir dünyada sağlanacak ve bütün insanlığı kapsayacak evrensel adaletin, küçük bir süjesi olma amacıyla çıktım. Toplumumuz da adaletin sağlanması, insanların hukuka olan güveninin kaybolmaması gayesi ile kendi doğrularımdan vazgeçmeden,  hırslarıma yenik düşmeden çalışmaya devam ettim. Meslek hayatımda zaman içerisinde karşılaştığım zorluklar beni yıpratsa da azimle çalışmaya devam ettim ve mesleğimi gün geçtikçe daha büyük bir sevgi, saygı ile icra ettim. Mevcut durum itibari ile de toplumumuzda büyük saygınlık uyandıran avukatlık mesleğini tercih ettiğim için oldukça mutluyum.

3- Peki mesleğïnizin avantajlarıyla dez avantajlarından da bahsedecek olursak neler söylersiniz?

Dezavantajlardan bahsetmek gerekir ise oldukça stresli bir meslek olduğu göz ardı edilemez. Diğer mesleklerde iş ile ilgili herhangi bir pürüz çıkması halinde gerilirsiniz. Fakat bizim sektörde stres işin kendisi. İnsanlar sorunları ile başa çıkmak adına bizimle iletişime geçiyorlar. Haliyle de müvekkillerimizin sorununu kendi sorunumuz gibi benimseyip çözüme ulaştırmak amacı ile hareket ediyoruz.  Bu durum da stres ile ilgili küçük problemler yaratabiliyor. Bunun yanında avukat olmak yüksek oranda sorumluluk ve özen gerektiriyor.  Her safhada titizlik ile hareket etmeli, en ufak ayrıntıları bile gözden kaçırmamalısınız. Sonuçta size güvenen ve yargı gibi önemli bir kurum nezdinde sizi vekil olarak seçen bir insanın güvenini boşa çıkarmak ve hak kaybına uğratmak vicdani açıdan rahatsızlık verici bir durum olup, telafisi de kolay değildir.  

Her ne kadar ufak tefek dezavantajları olsa da insanlara haklarını korumalarında yardımcı olmak paha biçilemez bir duygu.  Amacım toplumsal adaletin sağlanmasında ufakta olsa bir katkımın bulunmasını sağlamak.

4- TDK’nun tanımını bir kenara bırakırsak avukat nedir?

Avukatlık mevcut uyuşmazlıkları,  adalet süzgecinden geçirerek çözüp toplumda huzur ve güven sağlama müessesedir. Avukatlığın amacı ticari kazanç olarak görülmemeli,  öncelikli amaç adalet kavramının toplumda eşitlik ilkesine uygun şekilde dağıtılmasıdır.

5- Hukuk Fakültesinde okumak için sizce belli başli niteliklere gerekli mi?

Hukuk fakültesi okumak için tabi ki de belli başlı niteliklere sahip olmak gerekmektedir. Öncelikle idealist olmalı ve düzenli çalışma prensibine sahip olmalısınız. Ezberci çalışma sisteminden ziyade olaylara yorumlayıcı bakış açısına hâkim şekilde yaklaşmalısınız. Aksi takdir de ziyadesi ile geniş çalışma alanına sahip olan hukuk alanında muvaffak olmanız mümkün değildir.

6-  Size sorulacak birçok soru var ama ben kadın haklarıyla ilgili bilgi almak istiyorum. Öncelikle kadın erkek eşitliğinin var olduğuna inanıyor musunuz?

Kadın erkek eşitliğinin tam olarak sağlandığını düşünmüyorum fakat günümüzde ilerleme kaydettiğimiz ortada. Kadınlarımız kendi gayretleri ile her alanda isimlerini duyurmaya, büyük başarılara imza atmaya başladılar. Kendilerine sunulan imkânların artması akabinde çok daha büyük başarılar elde edecekleri de şüphesiz.  Mevcut durumda yapmamız gereken kızlarımızı himayemiz altında yetiştirmemek. Onları olabildiğince özgür ve kendi sorunları ile baş edebilecek şekilde yetiştirmek. Gerçek hayatın peri masalları ile alakası yok. Ve hayat çocuklarımıza altın tepsilerde sunulmuyor.  Çocuklarımızı hayatın zorluklarına göğüs gerebilecek dirayette güçlü ve bilinçli şekilde büyütürsek toplumsal olarak gelmiş bulunduğumuz aşamada kadın – erkek eşitliği konusunda tartışmaya hâsıl durum bile kalmaz.

7-  Kadınlara yönelik şiddet oranı her geçen gün artıyor. Bunun nedenini neye bağlıyorsunuz?

Kadınlara yönelik şiddetin giderek artmasını toplumumuzda bazı durumların aşırı tabulaştırılmasına bağlıyorum. Cinsellik olgusunun toplumda tabu haline gelmesi sonucu erkekler kadınlara birey olarak değil de sex objesi olarak yaklaşmaktalar. Hal böyle olunca toplumda kadına yüklenen misyon değersizleşiyor ve kadınları anlamaktan ziyade onları kullanma odaklı yaşanıyor. Değersiz görülen kadına karşı da merhamet duygusu beslenemeyeceğinden insanlık dışı şiddet olaylarında gün geçtikçe artış meydana geliyor. Yapılması gereken insanları bağnaz düşünce yapısından uzaklaştıracak şekilde eğitmek. Hatta ilk ve orta düzeyde ki okullarda kadın haklarına ilişkin eğitimin zorunlu olması gerekli.  Sonuçta ağaç yaş iken eğilir.

8-  Hak ve Hukuk özgürlüğümüzün ne kadar farkındayız sizce?

Toplum olarak hak ve hukuk özgürlüğümüzün son derece farkındayız aslında. Tarihe de bakıldığında zorlukların üstesinden gelebilen ve kimsenin boyunduruğu altında yaşamayan bir toplum olarak bilinmekteyiz. Yani ülke olarak ta hiçbir zaman hakkımızı yedirmemiş, kimsenin himayesi altına da girmemişiz. Günümüzde de insanlarımız kendi haklarını savunabilen girişken birey olarak yetişmektedirler. Tek yanlışımız hakkımızı ararken şiddete meyil etmemiz. Hakkımızı yasal merciiler nezdinde aradığımız vakit sorunların aşılacağına inancım sonsuz.

9-  Adaletin terazisi olduğuna inanıyor musunuz?

Adaletin terazisi genel olarak var olmakla ile birlikte bazen şaştığını da kimse inkâr edemez.  Genel olarak hukuka ihtiyacın çok yoğun olduğu bir toplumuz. Özellikle talihsiz olaylar yaşadığımız bugünlerde mevcut yasalar adaleti sağlamakta yeterince net ve açıklayıcı değil. Yürürlükte olan yasal mevzuatın güncellenmesi halinde adaletin terazisinin daha adil bir ortam sağlayacağı şüphesiz.

10- Cezaların caydırıcı olması için yapılması gereken nelerdir diye sorsam, ilk üç cevabınız ne olurdu?

Cezaların büyük bir kesim üzerinde caydırıcı özelliği olduğunu düşünmüyorum.  Bireylere ceza vermek yerine, öncesinde işledikleri suçların yanlışlığını ve bir gün aynı şeylerin kendi başlarına da gelebileceğini öğretmek gerekmektedir. Yani topluma ahlak ve empati duygularını aşılamak öncelikli amacımız olmalıdır. Aksi halde ne kadar ağır bir ceza olursa olsun gözü dönen bir insanı caydırmanız mümkün değildir.  

11- Mesleğe yeni başlayacak olanlar gençlerimiz için ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?

Ne olursa olsun ideallerinden vazgeçmeden ve kendi karakter özelliklerini kaybetmeden azimle çalışsınlar. Günümüzde avukatlık yapmak giderek zorlaştı, rekabet hat safhada. Diğerlerinden farklı olmak adına güncel kararları takip etsinler, ders çalışmayı bırakmasınlar.

12- Son olarak Medyaege  okurları için söylemek istediğiniz herhangi bir şey var mı?

Adaletin terazisine güvenmeye devam edin çünkü adalet er ya da geç yerini bulur

Vermiş olduğunuz bilgiler için Medya Ege okuyucuları ve şahsım adına teşekkür eder başarılarınızın devamını dilerim..

                                                                         EYLÜL AYÇA KARAKUŞ

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri