“Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Dr. Buğra Gökce, kentte medya temsilcileriyle bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu.”
Bazı basın organlarında çıkan haberin giriş metni böyle.
Bazı diyorum, çünkü birçok basın organının temsilcisinin böyle bir toplantıdan, böyle bir açıklamadan, böyle bir organizasyondan haberi yok.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı olan Dr. Gökce’yi kim, nasıl yönlendiriyor bilemiyoruz ama İzmir’in medya temsilcileri 3-5 kişiyle sınırlı olamayacak kadar geniş.
O niye yok?
Bu niye yok?
O niye var?
Bu niye var?
Sorusunda veya cevabında değiliz.
Sadece gazeteci olarak merak ediyoruz; İzmir’deki medya temsilcilerini hangi kriterlere ve özelliklerine göre ayırdınız?
Ayırdığınız yerden, bulunduğunuz yere medya temsilcisini çağırarak, ‘Kentte medya temsilcileriyle bir araya geldik’ diyebiliyorsunuz?
Bunun özünde bir ayrımcılık var, var olmasına da, asıl merak ettiğimiz; ayrımcılık hangi kriterlere göre yapıldı?
En çok okunan mı?
En iyi yazan mı?
En iyi dinleyen mi?
En iyi ‘Hakkınız’ diyen mi?
İşin diğer yüzünde ise şimdiden, daha aday adayı iken birilerini ayırıp, birilerini dışlayıp, birilerini farklı görüp, birilerini de hiç görmemeyi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aday Adayı Dr. Buğra Gökce’ye hiç yakıştıramadık.
Üstelik ayrımcılık yaparak, bir araya geldiği İzmir’in medya temsilcilerine anlatmaya çalıştığı öyle özel bir bilgi, özel bir durum tespiti falan değilken.
İzmir’in medya temsilcisi olarak aklınıza gelen arkadaşlarımızın, İzmir’in medya temsilcisi olduklarından şüphemiz yok.
Ama oraya katılandan kat kat daha fazla medya temsilcisinin yok sayılmasının bir açıklaması mutlaka olmalı.
Yerimiz dar!
Yiyeceğimiz az!
İçeceğimiz yok!
Kabalıktan sıkılıyoruz! da denilebilir.
Hepsini kabul edebiliriz.
Yeter ki birileri ayrımcılığın nedenine cevap versin.
Anlayışla karşılarız.
‘Görmedik, duymadık, bilmiyoruz’ der, gölge etmeyiz.