Yerel seçimi girerken, bir dilekçe ve beş on kuruş para vererek kendini belediye başkanı gibi hissedenleri anlamakta güçlük çekiyorum.
Daha aday adayısın. Aday bile değilsin. Ama öyle bir esiyor, öyle bir gürlüyorsun ki, aday adayı olduğun ilçenin belediye başkanının kendi partinden olduğunu bile unutuyorsun. Mahalle kabadayısı gibi asıyor, kesiyor gibi cümleler kuruyorsun.
Gelişecek, güzelleşecek, kötü tahilinde kurtulacak diye yaygara yaparak, belediye başkanlığını istediğin ilçenin belediye başkanın çalışmadığını, hiç bir şey yapmadığını dolaylı olarak söylediğini düşünmüyorsun.
Sonra diyorsun ki, ben de bu partiden aday adayıyım.
Partinin genel başkanı, belediye başkanlarını övecek, onları örnek göstererek her yerin belediye başkanlığını almak için mücadele edecek, sen bir dilekçe, bir kaç kuruş para verip aday adayı olur olmaz, başlayacaksın kötülemeye.
Net söylüyorum kabadayı aday adaylarına, o dilekçeniz de boşa gider, paranız da.
Madalyonun bir de öbür yönü var. Mevcut belediye başkanlarına. Adayım dedikten sonra neler yaptık, neler yaptık diyenlere.
Vatandaşa, kör, sağır ve vurdumduymaz sanarak, başlarına kakar gibi yaptıklarınızı anlatmak ne kadar kötü ve itici. Mart ayında yerel seçim olduğunu sadece siz veya sizin yerinize aday olanlar mı biliyor sanıyorsunuz ?
Vatandaş, sizin başkanlığı yaptığınız ilk günden beri takip ediyor. Notunuzu son üç, beş ayda değil, koltuğa oturduğunuz ilk günden beri defterine yazıyor.
Partiniz sizi yeniden aday gösterir mi, göstermez mi onu hep birlikte göreceğiz ama asıl göreceğiniz şey, geçen 5 yılda belediye başkanlığı yaptınız mı yapmadınız mı olacak.
Belediye başkanlığı yaptıysanız yeniden oy alır, görevinize devam edersiniz. Yapmadıysanız, vatandaşın, seçmenin elinden sizi kimse kurtaramaz.
Şimdi ne yapın biliyor musunuz?
Adınızı, soyadınızı, partinizi unutun, başınızı iki elinizin arasına koyun : 'Yav biz geçen 5 yılda ne yaptık, ne yapmadık' diye düşünün.
Çünkü seçmen olarak biz sadece bunu düşünüyoruz !