Ben yazarsam
Bir insan uyanır Afrika’da.
Büyük bir göç olur Moğolistan’dan.
Bütün kara parçalarını dâhil ederiz coğrafyamıza.
Antarktika’da sabah olur güneş doğmaz.
Eksi kırk derecelere kadar düşer karakterler.
Bir avuç insanın kurtaracağına inanıyorum dünyayı.
Kurtarmayın ne gerek var derim kendi kendime.
Annemin yaptığı reçeller gelir bir anda aklıma.
Çilektir en sevdiğim o da bilir bunu.
Afrika’da uyanan insan çilek nedir bilmez.
Tıkandı göç yolları.
Kavimler göçü sebep olmuştu ayrılığımıza.
Çünkü kavim olarak göç etmişti sevdamız.
Yine sevdaya doğru gidiyor bu şiir.
Engel olamıyorum kendime.
Oysa Afrika’da aç kalan bir çocuğu yazacaktım.
Aç kalan sadece çocuklar mı?
Çok fazla edebiyat yapma derlerdi bana.
Meğer o bölüm mezun etmiş beni.
Afrika nere, Moğolistan nere…
Benim için bütün kara parçaları,
Aynı derdi hocamız.
Bizim sevdamız farklı kara parçalarında bile olsa aynıydı.
Edebiyat buna şahitti.
Mahkeme tutanaklarında geçmedi adım.
Asılıyordu duvarlara boy boy resimlerim.
Siyahi bir çocuğun utangaç gülüşüydü,
Bütün coğrafya.
Kızıl çöl vadilerine indi yamyamlar.
Ellerinde imha edici silahlar.
Fil, dişinin intikamını almalı.
Çölde ne arardı filler.
Bütün fiiller birleşik olmalı.
Kızıl çöl vadilerine inen yamyamları vurmalı.
Antarktika’dan duyulmalı.
Moğolistan’dan gelmiş olmalı insanlar Afrika’ya.
Bütün kara parçalarına siyahi çocukları koyucam.
Simsiyah olacak sevdamız.
Yine sevdaya geldi şiir.
Yine döndük edebiyata.