Mutlu olma eğitimim var benim. Mutlu olmayı öğrendim. Yapacaklarım, yapmayacaklarım, konuşacaklarım, susacaklarımı bilirim.
Senelerimi verdim.
Hala da veriyorum. Eğitim gördüm mü kaçırmıyorum, yeni çıkan kitapları alıp okuyorum. Meditasyonu, nefes terapimi düzenli yapıyorum.
Ve her sabaha bugün negatif düşünce olmayacak diyerek uyanıyorum. Bugün diyorum, sabahtan akşama kadar gülümseme. Hep iyi şeyler konuşup iyi şeyler düşüneceğim.
Bunu yapabilmek için kendimi izole etmem gerekiyor. Dışa tamamen kapanmam gerekiyor olup bitenlere gözlerimi kapatmalı, kulaklarımı tıkamalıyım. Olanları bilmezsem gülümseyerek günüme devam edebilirim.
Olmuyor.
Dehşetsiz günümüz kaldı mı bizim?
Felaket haberi duymadığımız bir gün?
Ya kadınlar öldürülüyor ya köpekler.
Ya çocuklar tecavüze uğruyor ya köpekler.
Deprem oluyor, tsunami çıkıyor, pandemi denen şey zaten yıkıp geçiyor.
Panik atak geçirmeyen kaldı mı?
Bu şartlar altında güne başlayıp nasıl mutluluk oynayacağız?
Türkiye yandı.
Daha ötesi yok.
Tek cümleyle özeti bu. Türkiye yandı.
Neden, nasıl, kim sorular havada çarpışıyor. Çok da önemli değil.
Çok can yandı, benim için bu önemli.
Canlarını kaybettiler, evlerinİ, bahçelerini kaybettiler. Eşyaları yok artık. Arabaları, kıyafetleri. Ayağına giyecek terliği kalmamış.
Bir adam ağlıyordu. Geliyor alevler, hayvanlarım gidecek diye. Ki hayvanlarının nerdeyse hepsi gitmişti.
Ormanda yaşayan hayvanlar vardı, ağaçlarla beraber.
Canını kurtarabilen kömür gibi gözlerle acı içinde bağırıyordu. Duydunuz mu sesini?
En çok kaplumbağalar yandı. Çünkü istese de koşamaz.
Nasıl kömür olmuş, gördünüz mü?
Kediler yandı, köpekler yandı, atlar yandı. Canlı canlı, cayır cayır bağıra bağıra.
Ağaçlar da koşamayacağı için dimdik ayakta öldüler.
Tabii ki doğa bir anda yanmaya karar vermedi. Tabii ki bunu yapan birisi var. Her kimse ölmesini dilerim, yanarak, cayır cayır, yavaş yavaş.
Ama en çok da müdahale edemeyişimize yanıyorum. İki tane minnacık oyuncak gibi helikopterin hektar hektar ormana bahçe sular gibi su sıkmasına.
Birisi yaktı, biz seyrettik. En çok canımı bu yakıyor. 21.yüzyıl türkiyesinin yangını söndüremeyişi.
Oysa bize uçaklar lazımdı. Olmadı.
Her gün ağlıyoruz. Vahşet, dehşet, sapıklık, hastalık, felaket. Doğalı, doğal olmayanı her güne bir olay.
Nasıl mutlu olalım hadi söyleyin.
Gözyaşımızın akmadığı bir tek gün kaldı mı?
Hadi mutlu olmayı beceremiyoruz, bari gamsız olmayı deneyelim diyoruz, olmuyor. İkisi birbirine bağlı. Mutlu olamıyorsan, gamsız da olamıyorsun.
Hep birlikte bu kısır döngüye hapsolduk biz.
Ağla, üzül, kahrol, kork, panik yap. Paket program gibi verildi bize.
Mutluluk oyunu oynamak için halimiz yok.
Şimdi toparlanıp destek oLma zamanı. Az çok demeden yardım zamanı.
Öyle uzaktan bakıp ağlamakla onlara yardım edemeyiz.
Yangın bölgesinin ihtiyaçları var. İster kendiniz organize olup gönderin, ister güvendiğiniz bir derneğe iletin. Ama mutlaka elinizi uzatın. En çok yanık merhemine ihtiyaçları var mesela.
İhtiyaç listeleri yayınlanıyor, takip edin destek olun.
Nasılsa birileri yapıyor diye düşünmeyin. O birileri sizsiniz, biziz.
Zaman birlik olma zamanı.
Elbet bir gün mutlu olacağız. O gün bugün değil.
ÖNEMLİ NOT
YANGINDAN ETKİLENEN HAYVANLAR İÇİN ÜCRETSİZ DESTEK VERECEK VETERİNER BİLGİSİ AŞAĞIDAKİ GİBİDİR.
MANAVGAT MAYRA VETERİNER TEL 05438016643
MANAVGAT PATİPOL TEL 05364099960
ALANYA AYDOĞAN VETERİNER TEL 05525520522