Dikkatli bir muayene ve biyopsi ile hastalığın erken teşhisinin mümkün olduğunu belirterek Alpay, "Vücudun pek çok dokusunda olduğu gibi dilde de tümör görülebilir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi dil kanserinde hiç şüphesiz genetik faktörler etkilidir. Ancak kötü ağız hijyeni, alkol ve sigara, dil kanserini tetikler. Cinsel yolla bulaşan HPV ve AIDS etkeni olan HIV virüsü de tetikçiler arasındadır." diye konuştu.
LEZYONLAR AĞRISIZ OLABİLİR
Günlük ağız bakımı sırasında özellikle dilin alt arka kısmında kalan ve tabut köşe olarak adlandırılan bölgenin kontrol edilmesi gerektiğini vurgulayan Alpay, "Dil kanseri lezyonları ağrısız olabilir, bu lezyonlar dilin alt arka tarafında oluşabilir. Fark edilmesi zor olduğu için dilin altında kalan bu bölgenin dikkatle muayene edilmesi gerekir. Hastalığın kesin tanısı, lezyondan alınan biyopsinin patolojik değerlendirilmesi ile konur." şeklinde konuştu.
DİL KANSERİ TEDAVİSİ
Dil kanserinin tedavisi planlanırken, boyun lenf nodlarının da sürece dahil edilmesi gerektiğini kaydeden Alpay, "Cerrahi bir müdahale gündeme gelirse lenf nodları da cerrahi sırasında çıkarılmalıdır. Dil kanseri tedavisinde radyoterapi uygulamalarının gündeme gelmesi halinde ise boyun bölgesi de ışınlanır ve kanserin ulaşabileceği lenf nodları, tedavi planına dahil edilir." ifadelerini kullandı.