Günün yorgunluğunu bitiren genç, o akşam biraz daha düşünceli uykuya dalmıştı. Aslında gecenin ilk ışıklarını görmeden uyumamayı tercih eden genç, sabah işe gideceği için saat 10 demeden yatağa gitmişti.
İşleri çok uzak değildi ama onun işine gidebilmesi için saat 7 gibi evden çıkması gerekiyordu.
Herkes denizin kenarında oturup, ısındığında deniz serin sularına girerken o genç, ekmek parasını kazanmak için gündüzün henüz sıcaklığı sönmeden uyku moduna girmişti.
Uyumak ne mümkün ne mümkün derken sanırım uyumuştu ki, sabah 6 da çalan telefondaki alarm sesiyle yatağından kalktı.
Elinizi yüzünü yıkadı. Mutfakta tezgahının üzerinde duran meyveyi yıkayıp, bir bardak da su içerek evden dışarı çıktı.
O saatte sokakta kimsenin olmayacağını uman genç, kendisi gibi İzmir’in durumundan haberdar olup, işe gitmek için tedbirli davranan bir sürü insanın sokaklara çıktığını, otobüs duraklarında beklediğini gördü.
Genç hem üzüldü hem de bu sıkıntıyı yaşayan tek insan olmadığını düşünerek, sıkıntısını paylaşmanın verdiği bir küçük mutluluk içinde kalmıştı.
İlk gelen otobüsün içine kalabalık içinde giren genç, işyerine varmak için seyri güzel olmayan seferine başlamıştı.
Otobüsü bindiğinde saat 7 iken işyeri yakınındaki durağa geldiğinde ise saat 08:50 olmuştu.
İzmir’in çoğu deniz kenarında keyif yaparken, o genç, işyerine ulaşmak için 110 dakika boyunca İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’nin otobüsüne hapis kalmıştı.
********
Bir şehirde iyi şeyler olması için bir şehrin değişmesi gerektiğine hem fikirim ama bu değişimi geçimini sağlamak için yazın sıcağında çalışanlara eziyet yapılarak yapılmasına karşıyım. Üstelik İZDENİZ grevi ile çalışmayan vapur ve feribot seferleri de bu keşmekeşe tuz biber olmuşken... Otobüs gidemiyor; İZBAN'a binilemiyor, inilemiyor; Halkapınar'da İZBAN'dan metro aktarmasına geçerken en az 10 dakika merdiven çıkıp iniliyor...
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’i kangren ettiği tramvayın, hala bu şehrin hızlı ekonomisine ne katacağını çözemeyenlerdenim.
O kadar yavaş giden bir tramvaya işine giden kimse binmeyecekse, işten çıkıp evine gidecek kimse binmeyecekse, bineceklerin şehre ne faydası var düşünmek gerek?
Tramvay içinde şehir turuna çıkan emeklilerin, şehrin çalışan kesimine nasıl bir psikolojik eziyet yapacağını düşünmek gerek?
Zaten emekliler şehri olarak bilinen ve üretim gücü her gün daha da düşen. Var olan ekonomisi bile İstanbul’dan turist olarak gelenlere bağlı olana İzmir’in vah haline.
110 dakikada işine giden genç, şehrin yaşam hızını kesen bu tür yatırımlar yüzünden gelecekte 3-4 saat sonra ulaşacağı bir işi bile bu şehirde zor bulabilecek.
AH İZMİRİM VAH İZMİRLİM !