Özel Egepol Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Ali Erhan Eren geceleri idrar kaçırmanın (enürezis nokturna) çocukluk çağında hala sıklıkla karşılaşılan bir sorun olmaya devam ettiğini bildirdi.Beş yaşından sonra geceleri altına ıslatma durumuna “enürezis nokturna” denildiğine ve çeşitli ülkelerde %5-%15 gibi oranlarda görüldüğünü dile getiren Op. Dr. Ali Erhan Eren, hastalığın genellikle ergenlik yaşlarına kadar nadiren devam ettiğini söyledi.Ana-baba ya da birinci derece akrabalarında idrar kaçırma varsa çocukta da olma ihtimalinin daha fazla olduğunu belirten Op. Dr. Ali Erhan Eren “Tedavi almazlar ise sorun yaklaşık olarak aynı yaşlara kadar devam edecektir. Primer ve sekonder olmak üzere iki gruba ayrılır. Primer enürezisde idrar tutmayı başarma hiçbir zaman olmamıştır. Vakaların %80 i bu gruba girer. Sekonder enürezisde ise en az 6 ay kuru kaldıktan sonra idrar kaçırma tekrar başlamıştır. Bu durumda genellikle organik ve psikolojik etkenler ön plandadır” dedi.
TÜM AİLEYİ OLUMSUZ ETKİLER
İdrar kaçırma sorununun hastayı, ailesini ve hastanın çevresi ile olan ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Op. Dr. Ali Erhan Eren, idrar kaçırmadan dolayı çocuğun kendisine olan güveninin azaldığını ve topluma katılmasını zorlaştırdığını açıkladı.
Gece idrar kaçırmanın birçok etkenden kaynaklanabileceğine dikkat çeken Op. Dr. Ali Erhan Eren, “Bunlar içinde genetik ve ailesel faktörler,uyku bozuklukları,psikolojik etkenler, gelişim geriliği,idrar yolu enfeksiyonları,nörolojik faktörler,böbrek yetmezliği,üst solunum yolu bozuklukları ilk önce akla gelen etkenlerdir. Gece idrar kaçıran bir çocukta ilk değerlendirmede; sorunun sadece gece idrar kaçırma mı yoksa eşlik eden ek bir bozukluk ile birlikte mi olduğu araştırılmalıdır” diye konuştu.
İLK ÖNCE MOTİVASYON SAĞLANMALI
Sorunun nedenini bulmak için hastaya ilk olarak belli soruların sorulması gerektiğini ve ardından cevaplar ışığında fiziki muayene yapılmasını bildiren Op. Dr. Ali Erhan Eren, sorunun çözümü için destekleyici tedaviler, ilaç tedavisi ve alarm tedavisi kullanılabileceğini ifade etti. Destekleyici tedavilere başlamadan ilk olarak çocuğa ve aileye durumun net bir şekilde anlatılarak motivasyonlarının sağlanması gerektiğini ve süreçte katılımlarının önemine dikkat çeken Op. Dr. Ali Erhan Eren, tedavide uyulması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Tedavi kararı, tedaviye başlama zamanı çocuk ve aile ile beraber karar verilmelidir. Günlük sıvı alımı düzenlenmeli ve gün içine yayılmalıdır. Akşamları yatmadan 2 saat önce sıvı alımı mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır. Özellikle akşam yemeğinden sonra ve yatmadan önce çay, kahve, kola, kafeinli ve gazlı içecekler ve tuzlu gıda alımından kaçınılmalıdır. Kabızlık ve boşaltım sorunları varsa düzeltilmeli, gerekirse diyet buna göre ayarlanmalıdır.Doğru tuvalet pozisyonu öğretilmelidir.Yatmadan önce mesane mutlaka boşaltılmalıdır; çocuk idrar yapmalıdır. Bez bağlamaktan kaçınmalı, alıştırma külotu kullanılmamalıdır. Ailenin ceza uygulaması kesinlikle engellenmelidir. Çocuğun gece hangi saatlerde idrar kaçırdığı belirlenmeli ve bu saatte tuvalete kaldırılmalıdır.Çocuk gece tuvalete kaldırıldıktan sonra tam uyanması sağlanmalı ve tüm süreçte aktif olarak katılımı sağlanmalıdır. Yani gece idrarını kaçırdığı saatte çocuk kaldırılmalı sonrasında odanın ışığını kendisi açmalı,tuvaletin ışığını kendisi açmalı,idrarını yapmalı ve ellerini yıkayıp uyumaya geri dönmelidir.”
YANLIŞ BİLGİ TEDAVİYİ ENGELLİYOR
Op. Dr. Ali Erhan Eren ayrıca, ilaç tedavilerinin bilinenin aksine ilerde kısırlığa sebep olmadığını vurgulayarak, bu yanlış bilginin birçok ebeveynin çocuklarına başlanan tedaviyi kabul etmemelerine neden olduğunu söyledi.