Hayır cephesinin, özellikle de Ana Muhalefet Partisi CHP'nin iddialarını, yalan rüzgarı dizisine gönderme yaparak tanımlayan Delican; "Anayasa değişikliğinin gerçekleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan meseleleri öne sürerek halka göz dağı veriyorlar. Yalan rüzgarı fırtınaya dönüştü." Diyerek; sürecin başından bu yana ortaya atılan iddialara yönelik bir açıklama yaptı.
"Sadece abartmıyorlar, çarpıtmıyorlar; düpedüz gerçek dışı iddialarla halkı galeyana getirmeye çalışıyorlar. Halkımıza sistem değişikliği ve kazanımlarını anlatmaya çalışırken; bir yandan da bu fırtınanın gazabından kendimizi ve milletimizi korumaya çalışıyoruz" diye konuşan Başkan Bülent Delican; süreci özetleyerek pek çok örnek verdiği açıklamasına şu sözlerle devam etti;
Bazısı gaf, bazısı laf-ı güzaf
"Önce rejim değişiyor, Cumhuriyet elden gidiyor dediler. Rejimle hükümet sistemi arasındaki farkı bilmiyor olmalılar diye düşünmeye çalıştık, olmadı. Daha da ileri giderek; Atatürk'ün tüm izlerini yok edecekler dediler. Daha olmadı, başkan elinde sopayla gezecek dediler. Bitmedi... "Ya Başbakanla Cumhurbaşkanı anlaşamazlarsa, o zaman ne olacak?' sorusuyla, yeni sistemde Başbakanlık makamının hatta koalisyon hükümetlerinin olmayacağı dolayısı ile krizlerin önüne geçmenin amaçlandığından bi haber, gaflarında pik yaptılar."
Israrla ve inatla rüzgarın şiddetini arttırarak, kimi gaf tabir edilecek ama kimi de laf-ı güzaf niteliğinde iddialarla ortada dolaştıklarını, halka hayır dedirtmek için seri halde gerçek dışı kelamlar ettiklerini belirten AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; Fırtınanın en son hedefi ise muhtarlar oldu. İnanılacak gibi değil ama; 'parlamento kapanacak ‘tan sonra, her gittiği yerde bir araya geldiği muhtarlara ' hayır demezseniz muhtarlıkları da kapatacaklar' demesi hepimize pes dedirtti. Böyle bir şey mümkün olabilir mi hiç? Vatandaşın sorgulama, öğrenme becerisi bu kadar mı ayaklar altına alınır." dedi.
Muhtarlarımız da, prim vermez...
Tümüyle icra ile, yasama işlevini birbirinden ayırarak, milli egemenliğin tasarrufunda işlemelerini öngören bir sistem değişikliğine gidildiğini söyleyen Delican; Muhtarların Cumhurbaşkanlığı makamının neredeyse koşulsuz konuğu olduğu böyle bir dönemin hiç yaşanmadığını hatırlatarak şunları söyledi; " Muhtarlarımız; bu ülkenin, devletin, icranın halka dokunan en güçlü elleridir. İcranın hizmet sürecinin parçalarıdır. Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı görev yetkilerini eleştirirken muhtarlıkları da kapatacak iddiasında bulunmalarını gerçekten anlamak zor. Kaldı ki; başında olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1934 yılında muhtarlıkları kapattığı bilgisinden de habersiz. Oysa yalan söyleyenlerin güçlü bir belleğe ihtiyaçları vardır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine verdiği değer ise ortadadır. Her hafta, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya gelerek, görüşlerini aldığı muhtarlarımızın, bu türlü aldatmacalara prim vereceğini hiç sanmıyorum"
Başkan Bülent Delican; "Yakın geçmişte; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanımız için ‘’O konuşurken utandım. Dünya liderlerine mi, yoksa muhtarlara mı konuşuyor belli değil ‘’ diyerek, muhtarları aşağılayan bir bakış açısının şimdi, muhtarlara hayır dedirtmek uğruna tersine dönmesini yine muhtarlarımız değerlendirecektir" diye konuştu.
Biz de inat ve ısrarla doğruları...
"Bu tablo karşısında, biz de inat ve ısrarla doğruyu anlatmaya devam edeceğiz" diyen AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 16 Nisan'da Evet çıkarsa kendilerinin de bir kararname ile içeri atılacaklarını söylediğini hatırlatarak; işin doğrusunu tekrar ediyorum dedi ve şunları söyledi; "Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kararnameler, kanunların altındadır. Cumhurbaşkanının Anayasada düzenlenen 82 konu ile ilgili kararname çıkarma yetkisi olmayacaktır. Tüm bu kanunları Meclis yapacaktır. Ayrıca, Meclis kanun yaparak cumhurbaşkanı kararnamelerini yürürlükten kaldırabilecek. Çelişkili hallerde ise kanun geçerli olacak. Bunları bilmek ve öyle konuşmak icap eder. Hayır'ı anlatmakta zorlanıyorlar anladım. Çünkü sağlam dayanakları yok. Öneri de geliştiremedikleri için, kazdıkları çukura düşüyorlar her defasında. Biz yolumuza bakarız. O yol da; yeni hükümet sistemi ile güçlenmenin, hızla kalkınmanın yoludur. İzmirli hemşerilerimize doğruları anlatmaya devam ediyoruz."