İzmir'in Bayraklı ilçesine verilen yüzde 30 emsal artışı kararı ile ilgili tartışma yaşanmıştı. AK Parti ve MHP grubunun meclise verdiği 4 sayfalık İzmir genelinde kentsel dönüşüm önergesinin oy çokluğu ile ‘dilek ve temenni’ olarak kabul edilmesini hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, birçok kentin gibi İzmir’in de plansız olduğuna dikkat çekti. Boztepe, bir yerin planlı olması için yalnızca yürürlükte bir imar planının bulunmasının yeterli olmadığının altını çizerek, “Çarpık kentleşmeyi legal hale getirmiş olan ıslah planlarını kanıksayarak gerçek ve geçerli plan kabul etmek, bu planların geçerliliğinin rehavetiyle revizyon ihtiyacını görmezden gelmek ve ötelemek kentimize yapılacak en büyük ihanettir” açıklamasını yaptı.
“Sorunları yerinde büyütmekten öteye gitmeyecek”
Boztepe, kentin önemli bölümünün ıslah planları ile yapılaşmış ve gelişimini hâlâ 1980’li yılların imar planları üzerinden sürdürdüğünü söyleyerek, yüzde 60’ı gecekondudan oluşan ve acil yenilenmesi gereken 300 binden fazla bağımsız hanesi bulunduğunu belirtti. Boztepe, “Bugün ne yazık ki yasal mevzuatın söylemiş olduğu kriterlerin dışında olduğunu bile bile, dava açılmaya ve iptal edilmeye mahkûm bir şekilde, geleceği düşünmeyen, günü kurtarmak amaçlı hazırlanmış olup, deprem riski yaşayan bu kente zaman kaybettirmeye devam ederken sorunları yerinde daha da büyütmekten öteye gitmeyecek” ifadelerine yer verdi.
“Çarpık kentleşmeye kökten çözüm getirilmesi kaçınılmaz oldu”
Herhangi bir sosyal donatı ve teknik altyapı yatırımı yapılmaksızın, kentlisine yeşil alanlar, çocuk oyun alanları, rekreasyon alanları, otopark alanları, eğitim, sağlık ve sosyo-kültürel alanları kazandıramayan bir anlayış olduğunu savunan Boztepe, şöyle konuştu:
“İzmir’in kanayan yarası olan çarpık şehirleşme sorununu hiçbir mekânsal plan kararı yaratmadan yalnızca birkaç cümleye sıkıştırılmış bir şekilde plan notu ile çözülmeyecek gibi aksine bir çığ gibi büyütecektir. Gündeme gelen ve kamuoyunda tartışılan emsal artışı önerisi kamuoyu baskısı ve siyasi müdahalelerle hiçbir bilimsel altyapısı ve mevzuat karşılığı planlarının yanı sıra, kentimiz için artık nefes alınamaz noktaya gelmiş, çarpık kentleşmeye de kökten çözüm getirilmesi kaçınılmaz olmuştur.”
“İzmir için ivediyle kentsel dönüşüm senaryosu oluşturulmalı”
Boztepe, İzmir için ivedi olarak bir yenileme ya da dönüşüm senaryosu oluşturmayı hedeflemesi gerektiğini vurgulayarak, “Belirlenecek dönüşüm senaryosu ile belirlenmiş yöntemin mekânsal kurgusu ana başlıklar halinde İlçe Belediyesi’nce ivedi olarak yürürlükteki imar planları üzerinde Plan Revizyonu’na konu edilmek üzere ‘Yenileme Alanı’ sınırları belirlenecektir. Bu sınırlar, 7269 sayılı kanun kapsamında ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen yapılar. Afet bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında yönetmelik öncesinde ruhsat almış yapılar ve 6306 sayılı yasa kapsamında tespit edilen riskli yapıların yer aldığı bölgeler, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinden onaylanmış ‘K’ notasyonlu alanlar ile ıslah planları ve çarpık kentleşmenin unsurlarını taşıyan, kentsel sosyal altyapı alanlarından yoksun alanları içerecek şekilde belirlenmelidir” ifadelerini kullandı.
“İzmir her bölgesine eşitlik ilkeleri uyarınca yaşama hakkı tanıyacak”
İzmir’in tüm ilçelerinde aynı şablon, kriter ve kabuller ile uygulanacak olan dönüşüm senaryosunun acele ve eşgüdümlü yürütülecek revizyon çalışmalarının yapılması gerektiğinin altını çizen Boztepe, “İzmir’in deprem riski taşıyan ve sağlıksız kentleşme unsurları barındıran tüm bölgelerini, mülkiyet sahiplerinin katılımı ve rızalarıyla kendi içinde bağımsız çalışan uygulama etapları içinde yenileyecek ve İzmir her bölgesine eşitlik ilkeleri uyarınca yüksek yaşam standartları içinde yaşama hakkı tanınacak” sözlerine yer verdi.
“Şehrin ilgili tüm aktörleriyle birlikte eyleme geçmeliyiz”
Boztepe, bir takım siyasi kaygıların hesabıyla günü kurtarma amacı güden söylemleri bırakıp harekete geçilmesi gerektiğini savunarak, “İtfaiyenin ve ambulansın giremediği, çocukların koşup oynayamadığı, bireylerinin; güvenli yaya ulaşım özgürlüğünün yok olduğu, araçlarını koyacak yer bulamadığı, mahalle kültürlerini, ortak yaşam ve paylaşım alanlarını kaybettiği, binalardan oluşan beton labirentler içinde nefes alamadığı şehrin ilgili tüm aktörleriyle birlikte ve ivedi bir şekilde eyleme geçmeliyiz” diye konuştu.
“Kentin bütününü yenileme programı ile sağlamlaştırmalıyız”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin teknik donanımı ve kapasitesi İzmir’imizi yenilemeye, sağlıklaştırmaya, yaşam standartları yüksek bir kent oluşturmaya yeterli gelmediğini savunan Boztepe, şu ifadeleri kullandı:
“İzmir’in yıllara sirayet etmiş planlama sorunu bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki kentimizi, bir bölgenin herhangi bir plana sahip olması mantığı değil, yaşanabilir bir kentsel mekânı tasarlamış bir plana sahip olması mantığı kurtaracaktır. 30 Ekim depremi sonrası mevcut yapıların depreme karşı güvenliğini sağlamak, kentin kangren olmuş çarpık kentleşme haiz bölgelerini programlı, sürdürülebilir ve kent bütününe sirayet edecek bir yenileme programı kapsamında sağlıklaştırmak, uygulama modelini tüm aktörlerin onayıyla kent genelinde eşzamanlı yürüyen bir yenileme senaryosuna dönüştürmek zorundayız.”
“Gelin hep birlikte yaşanabilir bir kent yaratalım”
Boztepe son olarak, “İl başkanımız Sayın Kerem Ali Sürekli’nin de söylediği gibi bu hazırlanan önergemiz bir manifestodur, yol haritasıdır. Eğer yasalara göre plan yaparsanız o planları Mahkeme, bozmaz, meslek odaları da itiraz etmez. Bizim yapmak istediğimiz tam da bu. Gelin hep birlikte yaşanabilir bir kent yaratalım” sözlerine yer verdi.