Mövempick Otel’in 11. katında 1 saat süren ve Zeybekci’nin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan programda İzmir ile ilgili projelerini ve planlarını paylaşan Zeybekci, Soyer’in adaylığının İyi Parti’yi rahatsız ettiğini vurguladı. İzmir’deki CHP yönetiminin eksiğinin öngörüsüzlük olduğunu dile getiren Ak Partili Nihat Zeybekci, “Umurlarında değil, deniz değil mi bu kanalizasyon da verilir? Yani nasıl olur aklım almıyor,çıldıracağım. Böyle bir şey nasıl olur? 21. yüzyıl Türkiye’sinde böyle bir şey nasıl olur? Artık böyle bir ilkellik kalmadı. Nasıl izin verirsin. Yağmur sularını nasıl kanalizasyona verirsin? Yada yağmur sularını bu şekilde Körfez’e bu şehrin olduğu gibi kanalizasyonu nasıl verilir?” diyerek tepkisini dile getirdi.
Radyo Romantik Türk’teki keyifli sohbetten kesitler…
HDP – CHP ortaklığı İyi Parti’yi rahatsız etti
Rakibimiz olan Aday CHP – HDP adayıdır. Bu nedenle İyi Partililerin vicdanını rahatsız eden bir tablo ortaya koyuldu. İyi Parti MHP’den niye ayrıldığını iddia etti? İyi Parti, gerçekten samimi ve Türkiye’de muhafazakar milleyetçilik yapısının artık olmadığını iddia ederek ayrıldı. Ama diğer taraftan HDP’nin de Marksist bir yaklaşımı ya da siyasi bir tabanı artı terör örgütü ile direk organik ilişkisi olan terör örgütünün bir tek bile talimatından çıkmayan bir partinin CHP ile ittifak halinde olması İyi Parti’yi çok rahatsız etti. Onların ki üçlü hatta dörtlü ittifak bizimkisi ikili ittifak. Aslında garip olan orada CHP ile Saadet’in HDP ile İyi Parti’nin bir araya getirilme çabası. Ben bunu tasarlamaya çalışanların milletin siyasi hassasiyetlerine karşı ne kadar duyarsız ve ilgisiz olduklarını görüyorum. Sen sen sen biraya geleceksiniz diye bir tavır koyduklarını, toplumun hassasiyetlerini sosyolojisini öngörmediklerini görüyoruz. Yani üst üste koyduğunuz zaman aynı toplam çıkıyor mu? Hayır, şöyle ki, CHP’nin, İyi Parti’nin ve HDP’nin İzmir’deki oylarını üst üste koyduğunuz zaman doğru, yüzde 70’lere çıkması lazım. Matematikte böyle, pratikte göreceğiz.
İzmirli oyunu İzmir’e versin
Ben söylüyorum Türkiye’nin 31 Mart’ta en çok konuştuğu şehir İzmir olacak. Bizim elimize gelen bilgiler, İzmirlinin oylarını İzmir’e vereceğini ve İzmir’i tercih edeceğini görüyoruz. İzmir’in sorunlarını ideolojik bir perdeyle ya da bahaneyle örtülmesini müsaade etmeyeceğini görüyoruz. Son aldığımız sonuçlarda bizim İzmir’de inşallah 31 Mart’ta artık bu makus talihini değiştireceğini, patinaj yapmayı bırakıp durduracağını, genç işsizlerin tepkisinin, çöpün, alt yapının, kanalizasyonun tepkisinin, ulaşımın, yeşil alansızlığın tepkisinin, çarpık yapılaşmada ki bunu biz buradan ölçüyoruz. Çarpık yapılaşmada ki biz bunu şuradan ölçüyoruz. İmar barışında Türkiye’de orantısal olarak bakıldığında kentsel dönüşüm için başvurmada orantısal olarak Türkiye birincisiyiz şuanda. İstanbul’un bile iki katında ve çarık yapılaşmada bu yetersizliğin kader olarak görülmesi gibi bir yaklaşımı insafsızlığı sanayileşmede turizmde, turizm altyapısında Antalya’nın 20’de 1’i geri kalmışlığı İzmir’in kabul etmeyeceğini tercihinde bu yönde olacağını görüyoruz. Tabi diğer taraftan da şöyle, biz milletin takdiri ve tercihi bizim için aslolandır. Milli iradenin önünde hiçbir güç tanımadık bundan sonrada tanımayacağız.
İzmir’deki yönetimin eksiği öngörüsüzlük
Öngörüsüzlük, cesaretsizlik. İzmir’in problemlerinin altına girebilmek, İzmir’in problemlerine çözüm amaçlı yaklaşmak ve proje üretmek ve bunları yapmak ve sonlandırmak hakikaten büyük bir cesaret ister onu da söyleyeyim. İzmir’in 20 yıl önceki problemlerini çözmek, çok kolaydı. Bu gittikçe zorlaştı. Teknik anlamda zorlaştı,mali anlamda zorlaştı. Bir de ne yaparsan yap, belki 5 yılı aşan yada vatandaşı aşırı derecede rahatsız eden işler ortaya çıkacak inşaa anlamında hatta başarılı olmama gibi bir şeyi var. Birde son 20 yıllık yönetimler İzmir’in sorunlarına köklü bir çözüm bulmamışlar. Belediyecilik anlayışı pansuman tedavileri bile uygulamayan, cila bile çekmeden çözmeye yaklaşan ve ona bile tenezzül etmeyen, çukur oluyor oluşsun, çöpler dağlar gibi oluşsun, vahşi şekilde dağlara atılsın. Bir de şunu görmüş İzmir’deki belediyelerde. Aaa demek ki böyle de oluyormuş. Yapmasakta oluyormuş. Vatandaşlar bir şekilde bıkmış. Bir yerde problem olduğunda inanır mısınız? Kimse aramıyor belediyeyi. Olmayacak nasılsa diyor. Bir çukur var orada. İZSU gelmiş bir çalışma yapmış orada, 2 yıl durur mu yahu bir çukur? Şehrin kenar mahallerinde mi? Tabi ki hayır. Gidin Kemeraltı’na orada duran çukurlar var. Vatandaş yemin ediyor, 3 yıl oldu bu burada diye. Hem bir tane mi? Onlarca çukur olmuş. Ulaşım ile ilgili yapılacak o kadar net şeyler var ki. İzmir’in belediyecilik tarihinde yaptığı 7 tane köprülü kavşak var. 4 buçuk milyonluk bir şehir. Denizli’de biz şehir merkezinde yaptığımız 12 tanedir. Hemde bunu 100 tane yaptık. Battı çıktılar köprülü kavşaklar. 80 bin otopark yapacağız. 5 tane yapacağız.
Körfez umurlarında değil, çıldıracağım
Umurlarında değil, bazen sabrediyorun. Milletin iradesi, siyasi nezaket falan, çünkü millet seçti. Seçileni hoş gördük seçenden ötürü diyorum ben. Milletin iradesine olan saygımdan bir şey demiyorum. bu bir katliamdır. 3 aydan beri diyorum. İzmir’de basında kanıksamış olmakta, demek ki normal buymuş. Üçkuyular’da vapur iskelesinin yan tarafında orada bir dereye vahşi şekilde kanalizasyon görülüyor diyorum. Yani demek ki buymuş,normalmiş. Körfez’e direk böyle kanalizasyon verilebiliyormuş. Direk kanalizasyon veriliyor şuanda ve yan tarafta mavi bayrağımız var, arkadaşlar birileri görmesin ne olur. Umurlarında değili deniz değil mi bu kanalizasyon da verilir? Yani nasıl olur aklım almıyor,çıldıracağım. Böyle bir şey nasıl olur? 21. yüzyıl Türkiye’sinde böyle bir şey nasıl olur? Artık böyle bir ilkellik kalmadı. Nasıl izin verirsin. Yağmur sularını nasıl kanalizasyona verirsin? Yada yağmur sularını bu şekilde Körfez’e bu şehrin olduğu gibi kanalizasyonu nasıl verilir? Nasıl olur da bu şehirde 1.6 km’lik alan bu şehirdeki insanlarımıza reva olur. Bu şehrin merkezinde nasıl olur 4 tane yüzme havuzu olur. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Nasıl olur bu şehir önceliklerimiz başka bir şeyi buna demek ki uyanmaya ihtiyacı var. Oda bu sene .31 Mart’ta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi muassır medeniyetler şehrindeki yarışa dahil olma yılı olarak kutlanmalı ve inşallah da kutlanacak.
Trafik-çöp-çukur
İnsanlarımızla konuştuk ve onların önceliklerini aldık. Ben tahminimce şunu bekledim, birinci sorun İzmir’de çıkar. Ama çıkmadı. Altyapı,trafik,ulaşım,otopark,çöp,çukur,çarpık yapılaşma ile ilgili sorunlar çıktı. O nedenle bizim önceliğimiz trafik olacak,çöp olacak. 6 ayda bu şehirde tek bir çukur bırakmayacağız. 9 ayda ulaşım ve trafik ile ilgili en önemli bölümlerin ihalelerini yapmış olacağız. 28 tane köprülü kavşak yapmış olacağız 2 yıl içinde. Karşıyaka – Alsancak- Tramvay hattını Bayraklı üzerinden birleştireceğiz. Alsancak’ta bir iki yerde düzenleme gerekiyor,onları yapacağız. Kordon esnafımızın çok şikayet ettiği istasyonlarla ilgili şeyler var onları yapacağız. Bazı düzeltmeler yaptığımız zaman şehrin düzenlemesiyle şehrin trafik yükünü azaltacağız. Gaziemir girişinde 2 tane by-pass yolu yapacağız.
İzmir’e turist sözü
İşsizlik oranını düzelteceğiz. Antalya’ya 19 milyon İzmir’e 1 milyon turist geldi. Bu matematik olarak şu demektir, Antalya’ya 100 milyar lira girdi bize gelmedi. Antalya ekonomisi gençlere iş yarattı, Antalya’daki anneleri mutlu etti. Antalya’daki taksi sayısı İzmir’in 2 buçuk katı. Bundan dolayı, bunlardan dolayı hizmet sektöründeki gelişmeler. Biz çok daha nitelikli kültür turizmi inanç turizmi kongre turizmi o kadar zenginiz ki.
Su faturasındaki bedeller hırsızlıktır
Vatandaş 90 dakikada artık işini göremiyor. Öğrencilerin sivil biletlerin yüzde 50’sine getireceğiz.Su tüketim bedeli de aynı şekilde. Vatandaşlarımızın üzerine yük o. Başka hiçbir şehirde yok. Su tüketim bedeli 40 lira, fatura toplamı 400 lira. İzmir’de su fiyatları Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanıyoruz. Türkiye’nin başka hiçbir yerinde olmayan şekilde su tüketim bedeli 44 lira, fatura tutarı 335 lira. katı atık 295 lira 45 kuruş katı atık toplama bedeli. Topluyorlar da ne yapıyorlar katı atık bedelini. Toplayıp dağa atıyorsunuz işte. Başka şehirde yok. Denizli’de yok, Aydın’da yok, Antalya’da yok, Adana’da yok. Vatandaşa uyandıkça yukarıdaki cambaza bak deyipte bu vatandaşın cebinden hırsızlıktır başka bir şey değildir. Bunların hepsini bitireceğiz. Belediyecilik bütçesini yönetmek hovardaca bunları yapmak değildir,. Belediye bütçesini yönetmek bunları yapmaktır.
Kültürpark’a ne olacak?
Fuar eski yıllarına dönecek. Enternasyonel Fuarı, Türkiye’nin en büyük en eski fuarıdır. Ağustos ve Eylül’deki o fuarı getireceğiz. Yılda en az 3 defa festival havasında müzik festivalleri caz festivallerini fuarın duvarlarını da kaldıracağız. Sabahları spor yapıldığı bir kültür park olacak,şehrin parkı olacak.
İzmirlilere sesleniş
Ben Nihat Zeybekçi’ye oy verin demedim. Sakın ola bana oy vermeyin. Oyunuzu kendinize verin. Oyunuzu İzmir’e verin. Çocuklarınıza verin, geleceğinize verin. Sakın oyunuzu kimseye vermeyin.