Akademisyenlerinden deprem hazırlığı çağrısı

Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, büyük yıkımlara ve can kaybına neden olan 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nin 22. yıl dönümünde bir bildiri yayınladı.

İzmir ve deprem gerçeği

Geçmişte İzmir'de deprem ile ilgili yapılan çalışmaları da hatırlatan öğretim üyeleri, "Ülkemizin deprem tehlikesi en yüksek illerinde biri olan İzmir, Türkiye'de bir ilke imza atarak 'Kentsel Deprem Master Planı' çalışmasını gerçekleştirmiştir; ancak 1998 tarihinde yapılan söz konusu çalışmanın artık bir geçerliliği yoktur. Geçen süre içinde İzmir'in gerek yapı stoku gerek nüfus gerekse alt yapı olarak çok değiştiği bilinen bir gerçektir. Özellikle 30 Ekim 2020'deki depremin İzmir şehir merkezinden 70 - 80 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen oluşan hasar düşünüldüğünde şehir merkezini etkilemesi beklenen depremin meydana gelmesi durumunda yaşanacak hasar ve diğer etkilerin oldukça büyük olacağı açıktır" açıklamasını yaptı.

"İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırlarını kapsayan bölge için deprem master planın güncellenmesi gerekli. Bu çalışma için Büyükşehir Belediyesi, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir'de ve ülkemizde benzer konularda uzman diğer üniversiteler ve ilgili diğer kurumlardan temsilcilerden oluşan bir teknik heyet oluşturulmadır. İzmir genelinde yeni yapılacak binalarda deprem güvenliğine karşı alınacak özel ve teknolojik uygulamaların (deprem yalıtımı, sönümleyici, vb.) özendirilmesi için gerekli teknik ve mevzuat alt yapısının hazırlanması gereklidir. İzmir'de bulunan özel/resmi hastane ile eğitim kurumlarının deprem güvenliğinin belirlenmesi ve riskin azaltılması için gerekli önlemlerin belirlenmelidir. İzmir'deki organize sanayi bölgelerindeki tesislerin deprem güvenliğinin belirlenmesi ve olası can, ekonomik ve iş gücü kabının azaltılması için gerekli önlemler belirlenmelidir."

"Ülkemizin büyükşehirlerini ve İzmir şehir merkezini büyük bir deprem beklemektedir ve bu kaçınılmaz bir gerçek. Bu nokta düşünülmesi gereken deprem sonrası nasıl bir ortamda yaşamak zorunda kalacağımız" diyen akademisyenler, şunları dile getirdi:

"Geçmiş depremler göstermiştir ki yaşanan kayıpların yanı sıra hayatta kalanlar oldukça büyük bir ekonomik yük ve sorunlu bir çevre ile karşı karşıya kalmıştır. Oluşacak sorunun boyutu, bugünden alınacak önlemlere doğrudan bağlı; ancak unutulmamalıdır ki bu gibi önlemler uzun vadeli ve belirli bir strateji içinde geliştirilmesi gereken aksiyonlardır. Son olarak, belirtilmesi gereken en önemli nokta, deprem gibi doğal afetlere karşı insanların algısı değiştirmek için yapılacakların başında söz konusu çalışmaları bir devlet/yerel yönetim politikası haline getirmek ve uzun vadeye yaymaktır."

Yaşarlı akademisyenler, deprem gibi büyük bir afetin oluşturacağı etkileri azaltmak amacıyla yapılacak tüm çalışmalara Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü olarak tüm birikim ve tecrübeleriyle katkıda bulunmaya hazır olduklarını da vurguladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri