Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar, 2023 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2021 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Bakan Akar, hudutların güvenliğinin hudut hattında, hudut birlikleri ve komandolar tarafından, yolların ve yerleşim yerlerinin kolluk kuvvetleri tarafından sağlandığını söyleyerek, “Tüm bu sistemler, bütün kademelerden ve Ankara’da Kara Kuvvetleri Harekat Merkezinden de izlenebilmekte ve gerekli müdahale yapılabilmektedir. Her geçen gün alınan ilave tedbirlerle sadece 1 Ocak’tan itibaren hudutlarımızda 234 bin 282 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 7 bin 107 düzensiz göçmen ile 724 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Hudutlarımızda alınan bu yoğun önlemler ve sınır ötesinde yapılan etkin operasyonlar sonucunda, terör örgütü elebaşlarının da itiraf etmek zorunda kaldığı gibi, terör örgütünün hudutlarımızdan elaman ve malzeme aktarımı çok büyük ölçüde engellenmiş, durma noktasına gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelede artan bir şiddet ve tempoda ve taarruzi bir ruhla mücadele ettiklerini ifade eden Bakan Akar, “24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar; yurt içinde, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 36 bin 854, sadece bu yılın başından itibaren ise 3 bin 585 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Özellikle ifade etmek isterim ki icra edilen tüm operasyonlarımız; BM Şartı’nın 51’inci maddesinde belirtilen meşru müdafaa hakkı kapsamında ve uluslararası hukuka uygun, komşularımızın toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygılı, sadece ve sadece terör unsurları hedef alınarak, dini ve etnik kökenine bakılmaksızın masum insanlar başta olmak üzere tarihi, dini, kültürel dokular, hastaneler, sivil altyapı ile çevrenin güvenliğine ve korunmasına hiçbir ordunun göstermediği kadar azami dikkat ve hassasiyet gösterilerek icra edilmektedir” şeklinde konuştu.
Akar, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin “Hal böyleyken, can damarları kesilen ve çökme noktasına gelen bu cani örgütün destekçilerinin boş durmadığı, her fırsatta iftira ve kara propagandaya başvurduğu, bu sefer de TSK’nin kimyasal silah kullandığı yalanını bir kez daha ortaya attığı görülmektedir. Diğer bir deyişle PKK-YPG’nin fiziken çöküşünü gören destekçilerinin kimyasının bozulduğuna tanık oluyoruz. Fizik-kimya ilişkisi. Kahraman ordumuzun başarılarına gölge düşürmek, terör örgütüne nefes aldırmak isteyenlerin bu alçak iftiraları tamamen gerçek dışıdır, bir hezeyandır. Özellikle yurt dışında bir algı oluşturmaya yönelik “Çamur at izi kalsın” çabasıdır. Bu iftiraları atanlar, bunlara alet olanlar; en hafif tabiriyle gaflet ve dalalet, hatta hıyanet içerisindedirler. İlgili uluslararası kuruluşların (Jane’s Defence) çok yakından takip ettiği ve tüm dünyanın çok iyi bildiği gibi, TSK’nin envanterinde kimyasal silah ve mühimmat bulunmamakta; uluslararası hukuk ve anlaşmalarla yasaklanmış hiçbir silah ve mühimmat asla kullanılmamaktadır. Bu yalan ve iftira kampanyalarını yürütenler, binlerce evladı terör nedeniyle şehit ve gazi olan asil milletimiz nazarında zaten mahkum olmuşlardır. Bu terör sevicilerinden, ordubozanlardan yaptıklarının hesabı yargıda sorulmakta, süreç yakından takip edilmektedir” dedi.