Türkiye çapında 2 Milyon 300 bin şirketi ve 11 Milyon 500 bin kişiyi ilgilendiren Sicil Affı’nın yurt içi piyasada yaşanan nakit sorununa ciddi bir ivme kazandırması bekleniyor.
Anayasa görüşmeleri nedeniyle TBMM’de yasalaşmayı bekleyen tasarı hakkında konuşan Alüminyum Koruma, Kapatma, Gölgelendirme Üreticileri ve İşadamları Derneği (AKGİAD) Başkanı ve Becker Türkiye CEO’su Volkan Kebir; sektörde üretim yapan 5 bine yakın Kobi’ye cansuyu olacak düzenlemenin bir an önce hayata geçmesini istediklerini söyledi.
Ticaret hayatında yaşanan sorunun iş ya da proje olmadığını, bankaların piyasayı yeteri kadar fonlamaması nedeniyle adeta çeke dayalı bir sistem oluştuğunu kaydeden AKGİAD Başkanı Kebir, “Piyasada iş de, proje de var. Ancak sistem çekle iş yapma üzerine kurulu olunca, nakit akışı bankalar üzerinden çek karşılığı alınan kredilerden geliyor. Şu an maalesef bu sıkıntılardan dolayı kepenk indiren arkadaşlarımız olduğu gibi, çeklerini kırdırmak zorunda kalanlar, kredilerini geç ödeyenler var. Ama bu durum, firma sahiplerinin kötü veya güvenilmez insanlar olduğunu göstermiyor. Böylesine sıkışık bir piyasada iyi niyetle, işini sürdürme ve ayakta kalma mücadelesi veriliyor. Ancak siciller bozulduğu için bankalar da kendilerine göre haklı nedenlerle yeni tedbirlere başvuruyor.” dedi.
Hükümetin sicili bozulmuş ancak batmamış firmaların sicilini düzelterek, ticari hayata yeniden kazandırması gerektiğine dikkat çeken Kebir, önerilerini şöyle sıraladı:
“Karşılıksız çeke hapis getirmek polisiye bir önlem ancak çıkış yolu değil. Nasıl vergi ve SSK borçları için yapılandırma sağlandıysa, çeki karşılıksız çıkan kişilere de bu imkân verilerek beyaz bir sayfa açmaları sağlanmalı. Zira bir firma ayakta kalırsa borçlarını ödeyebilir, batarsa alacaklılarını da batırır. Zaten bu paraları mahkemeyle almak 3 yıl sürüyor. Birçoğunun öz kaynağında hiçbir şey olmadığı için ne alacaklı ne de devlet parasını alabiliyor. Faiziyle beraber bir yapılandırma şansı tanıyıp sicil affının gelmesini birinci öncelik olarak görüyoruz. İkinci önerimiz hareketli teminat... Krediler için sabit demirbaşlar teminat olarak kullanılıyor. Oysa Kobi’ler; markasını, stoğunu, şirketinin değerini ve hatta şirketini teminat olarak gösterebilmeli. Teminatın genişlemesi ile ticaret üzerindeki ambargolar kalkacak ve ticaret hızlanacak.
Üçüncü önerimiz ise çeklerin vadeleri ile ilgili. Eğer özel sektör bankaları 9 ay vadeyi kabul ediyorsa, devlet bankaları 12 ay vadeyi kabul etmeli. Piyasanın açılması için devlet, babalık görevini yapmalı, bunu bir sosyal sorumluluk olarak görmeli. Bu önerilerimiz hem pratik hem de Sayın Cumhurbaşkanımızın deyişi ile kuruyan tulumbaya su verecek cinsten…”