Ecrin’in kan dondurucu olayından sonra bir de Abdullah Şevki adında yazar müsveddesi karşımıza çıkıyor bu gün,Zümrüt Apartmanı kitabıyla.
Ne dünya ama !
Televizyonlarda,filmlerde izlediğiniz entrika,yasak aşk dolu yayınlarla sonuca varabiliyorken birazda etrafımızda gerçekten neler oluyor bakın.Açın gözünüzü !
Sadece Ecrin miydi peki ?
Eylül,Zeynep,Irmak...?
Ve utanmalıyız ki daha bir çok isim var. Açtığımız hastag ile yattığımız yerden sözler yazarak farkındalık yaratamayız.Kurak bir çölde bir damla su beklemek gibi duruyor.
Küreselleşen dünyada insanların tekelleşme zincirinin içerisinde pek çok şey sıradanlaşmaya başladı. İnsanoğlunun özellikle her alanına yapılan saldırı ve onu ele geçiren herşeye sahip olma isteği ve doyumsuzluk...
Dünya gündeminde olan ve milyonlarca izleyiciye sahip olan dizilerde konu olarak işlenen çok eşlilik,aile içi enses ilişkiler normalleşmeye,çiftler arası swinger ilişkiler normalleştirilmeye çalışarak bu doyumsuzluk teşvik edildi. İzliyorsunuz,okuyorsunuz, yayımını yapıyorsunuz !
Kendi içerisinde bastırılmış duygularını ortaya çıkaran ve bu dizileri,filmleri izleyen psikolojik rahatsızlığı bulunan bireyler,güç odaklı saldırılarını masum bireyler dediğimiz küçük çocuklara kadar indirgeyip tecavüz ve istismar vakalarını meydana getirmeye başladı. Senaryolar hep aynı ve klişe olunmadan maalesef ki,bu dünyada gerçek olunamıyor.Kendi yaşamımız bile tür hikayeden ibaret ve özgünlüğümüzü yitirmişiz.Fantazi dünyaları kitaplara basılmaya başlanıyor,çocuklar . Ve biz idam gelsin diyoruz. İdam gelmeli gelmesine ama öncelikle aklımızda doğru şeyleri idame ettirmeli.
Nazım Hikmet’in Dünya Adaletsiz Çocuk şiirinde dediği gibi;
“Ne diyeyim, dilerim ihtiyacı olan birine gidiyordur bizden aldıkları umut!
Dünya adaletsiz çocuk!
Dünya zorba.
Elbet eşitleneceğiz o gün kıyamda.”
Adaletsiz gördüğümüz her şeyin sesi olmalıyız.Aklınızın içindeki o ölüm müzelerini gezin,çünkü bir çocukluğa bunu borçluyuz.