24. Dönem CHP İzmir Milletvekili, CHP İzmir Eski İl Başkanı Alaattin Yüksel, önümüzdeki ay yapılacak İzmir Ticaret Odası (İZTO) seçimleri öncesinde siyaset vurgusu yaparak, "İZTO 'nun asla bir siyasi kurum olarak değerlendirilmesi, siyasete alet edilmesi, siyasette kullanılması düşünülmemelidir" açıklamasında bulundu. Egetürk TV’de Gazeteci Müslüm Karaaslan’ın hazırlayıp sunduğu “Kamuoyu” programında değerlendirmelerde bulunan Yüksel, milletvekilliği görevini özlemediğini, bundan sonra da milletvekili, belediye başkanı adayı talebinin olmayacağını söyledi. Önseçim konusunda da ilginç bir formül öneren Yüksel, önerdiği formül sayesinde daha adil seçimin olacağını, daha doğru adayların belirleneceğini ifade etti.
Yıllardır CHP'nin pek çok kademesinde görev alan, Genel Başkan Yardımcılığı'nın yanı sıra Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu üyeliği görevlerinde de bulunan CHP'nin sembolleşmiş isimlerinden Alaattin Yüksel, önceki akşam Egetürk TV’de Gazeteci Müslüm Karaaslan’ın hazırlayıp sunduğu Kamuoyu programına konuk oldu. Programda Türkiye gündemi, İzmir gündemi ve CHP gündemine ilişkin birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulunan Yüksel'e, vatandaşlar öneri, eleştiri ve sorularını yöneltirken, İzmirli gazeteciler de sorularıyla programa katkıda bulundular.
Talimatlarla adaylar çıkartılmamalıdır
Karaaslan'ın önümüzdeki ay yapılacak İZTO seçimlerini hatırlatması üzerine değerlendirmelerde bulunan Alaattin Yüksel, " İZTO, İzmir'in en büyük, en güçlü yarı sivil toplum örgütlerinden birisidir. 70 bin üyeden bahsedilir. İZTO'nun asla bir siyasi kurum olarak değerlendirilmesi, siyasete alet edilmesi, siyasette kullanılması düşünülmemelidir. Çünkü orası her türlü siyasi görüşten insanın üye olduğu bir kurumdur. Tam tersine üye odaklı bir oda olmasında zorunluluk vardır. Üyenin çıkarlarını, üyenin özlük haklarını korumaya, üyenin ticari yaşamda sıkıntılarını çözmeye yönelik, ülkenin sorunlarına çözmeye yönelik kurumlar olmalıdır. Üyelerin katılımıyla, ortak akılla yönetilmeli, kentteki diğer aktörlerle güç birliği yapmalıdır. Siyasette iki dönemden fazla adaylık olmasın diyoruz, aynı şeyi sivil toplum örgütleri, yarı sivil toplum örgütlerinde de talep etmeliyiz. Ama siyasetin başka anlamda müdahalesi var şu sıralarda Türkiye'de. Yalnızca İZTO'da değil, TOBB'a kadar uzanan süreç var. Bu Barolar Birliği veya diğer meslek odaları için de söz konusu. Demokratik ülkelerde bu meslek odaları olmadan o ülkelerin gelişmesi mümkün değildir. " dedi.
Oda seçimlerine ilişkin değerlendirmelerini sürdüren Yüksel, "Talimatlarla adaylar çıkartılmamalı, adayların önünün kesilmesi gibi süreçler yaşanmamalı. Ayrıca her argümanı kullanarak da başkanlığı sürdürme gibi anlayışlar da olmamalı odada." diye konuştu.
Bir şey bekleyerek siyaset yapmayı aklım almıyor
Alaattin Yüksel, 24. Dönem Milletvekili görevinin hatırlatılması ve önümüzdeki süreçte siyasetteki hedeflerinin sorulması üzerine de "Milletvekilliği dönemini özlemiyorum. Milletvekilliği, belediye başkanlığı gibi siyasi kariyer planlarım yok. Siyaseti üzerimde herhangi bir kamu görevi olmadan yapmayı daha çok seviyorum. Çünkü o zaman böyle talepleriniz olmadığında insanlar sizi daha sahici, daha samimi buluyor. Geçmişte tarihimize karşı, Mustafa Kemal'e olan borçluluk duygumuzla, içinden çıktığımız o yoksul toplumun daha iyi bir yaşam seviyesine ulaşmasını, daha mutlu huzur içinde yaşamasını sağlama mücadelesinde bizim ona ne kadar katkı da bulunursak o kadar bizim için önemlidir, mutluluk kaynağıdır.Böyle baktığınızda siyaseti daha başka bir biçimde yapıyorsunuz, bundan da kopmuyorsunuz. Bugünlerde birileri 'bu adam yine televizyonlara çıkmaya başladı, yine ne düşünüyor, yine bir şey mi bekliyor? gibi duyumlar alıyorum. İlle de bir şey bekleyerek siyaset yapmayı aklım almıyor. Tam tersine o görevlerin bir insan için ekstra bir yük olduğunu düşünüyorum. Namusuyla bu işi yapan, hakkını veren insanlar için bu görevler çok zor görevlerdir. Böyle bir talebim, isteğim, beklentim yok. Parti tabanı geçmişteki birçok görevi verirken, sizi daha çok samimi buldukları için zorlamıştır. Biz de kabullenmek durumunda kalmışızdır. Siyaseti bu kent için, bu ülke için, çocuklarımızın geleceği için, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin aileleri için yapıyorum diyebildiğimiz gün siyaset kalite ve nitelik kazanacaktır. Daha huzurlu, mutlu bir yaşamı sağlamak için siyaset yapmak çok güzel şey." dedi.
Puanlamayla önseçim adayı belirlenmeli
Programda Alaattin Yüksel, CHP'de çok tartışılan önseçim konusuna da ilginç bir formül önerdi. Bu formülün adil bir önseçime fayda sağlayacağına da inandığını belirten Yüksel, "Sadece benim önerdiğim bir ön seçim modeli var. Sadece parti üyelerinin belirlediği adaylar olmamalı. Belediye başkanı, milletvekili, meclis üyesi ne seçecekseniz ön seçimde, 4 kulvarda yarıştırmak gerekiyor adayları. Yüzde 25 puanı parti üyesinden alsın, yüzde 25 puanı sivil toplum örgütlerinden, meslek odalarından alsın, yüzde 25 puanı kamuoyundan alsın, yüzde 25 puanı da ilçe, il ve genel merkez örgütlerin puanlamasıyla alsın. Hem kamuoyunda olsun, hem partide olsun. Bu model sayesinde daha adil bir ön seçim olur diye düşünüyorum, daha doğru adaylar belirlenir diye düşünüyorum." açıklamasında bulundu.
Programda Zeytin Dalı Operasyonu, CHP Tüzük Kurultayı, İzmir'in ülke ekonomisine katkısı gibi konular da değerlendirildi.