Ülkemizde son yıllarda boşanmalarin ciddi rakamlara ulaştığı görülmektedir..Bu sorunsalin birçok nedeni vardır elbette..
Şiddetli geçimsizlik, aldatma , tükenmişlik ,maddi yoksunluk...Ne var ki bunların içinde en fazla aldatmak göze çarpıyor..Bunun kadın veya erkek oranını vermeye gerek yok, aldatmak ,insan onuruna yapılan en büyük saldırıdır,hangi taraftan gelirse gelsin,kabul edilir tarafi yok..
Evliliklerin bu sorunla bitmesi , toplumda birtakım erozyonlari da beraberinde getiriyor..
Feodaliteden henüz kurtulmamiş bizim gibi ülkelerde ciddi travmalar oluşturuyor , bireyler üzerinde.. Özellikle kadinin , kocası tarafından aldatılmış olması kadının iç dünyasında ciddi yaralar oluşturuyor , çünkü başka bir sorun ,bu coğrafyada hem kadınlar hem de erkekler birey olmanın özünü kavrayamadi..Kadın da bu olumsuz durumun karşısında , sorgusal bir sarmalın içine giriyor , yaşam kalitesini düşüren bir süreci atlamaya çalışıyor, oysaki çok basit bir denklem , aldatmak tamamen kişilerin karakteri ile ilgili bunda çok da anlam aramamak lazım..Akabinde insanların ilişkilerinde septizm gelip yerini buluyor , güven oluşturmak güven duymak uzun bir zamana gebe kalıyor..
Toplumların zihninin açık olması , aydınlık olması eğitimin bir parçasıdır , cinsi yaklaşımların ortadan kalkmasıyla insanın aldatılmayacagi algısı da doğru bir şekilde enjekte edilirse , kişilerin iç dünyasıni çökertecek eylemler yaşanmaz ..
Toplum da kendini besleyecek doğru damarlar bulursa ikili ilişkilerde taraflar çok daha az üzülecektir, çağımız da telekomünikasyon çağı ise bilgiyi doğru kanaldan öğrenip zihinsel algıları parlatarak yaşanılası bir dünya yaratabiliriz ,az kirlenmis bir dünya az kirlenmis insanlar..