Karabağlar Kültür Merkezi’nde DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın katılımıyla başlayan DEVA Partisi Olağan Karabağlar 1’inci İlçe Kongresi coşkuyla geçti. DEVA Lideri Babacan, gece yarısı çıkan kararnamelere dikkat çekerek, “Biz onların gece yarısı bozdukları ekonomiyi gündüzleri düzelteceğiz. Biz ülkeyi şeffaf bir şekilde aydınlıkta yöneteceğiz. Biz onların gece çıktığı İstanbul Sözleşmesi’ne gündüz döneceğiz. Gece yarısı KHK ile işten çıkartılanları gündüz saatlerinde görevlerine iade edeceğiz. Karanlığa sürükledikleri adaleti aydınlığa çıkartacağız” diye konuştu.
“Gündüz saatlerinin kıtlığı var da siz gece yarısı mı yönetiyorsunuz?”
Gece yarısı kararnameler ile yapılan atamalara tepki gösteren Babacan, “Erdoğan ülkeyi gece yarısı kararnameler ile yönetmeye alıştı. Bakanlar da Merkez Bankası başkanları da artık geceleri değişiyor. Bunlar gecenin karanlığı ile karar almaya alıştılar. Ben merak ediyorum bunlar gündüzleri ne yapıyor? Gündüz saatlerinin kıtlığı var da siz gece yarısı mı yönetiyorsunuz? Millet gece yarısı sosyal medyaya televizyona kitleniyor bakalım ben gece yarısı rektör mü olacağım vali mi olacağım diye. Bir şeyler açıklıyorlar ne kendileri açıkladıklarını biliyorlar ne de insanlar anlıyor. Arkadaşlar bu maç bitti artık uzatmaları oynuyorlar. Karanlıktan yönetmeye devam ettikçe ne yaparlarsa yapsınlar beyhude” ifadelerini kullandı.
“Seçimi otoriter ittifakın görmezden geldiği milyonlar kazanacak”
Babacan, vatandaşların erken seçim istediğine dikkat çekerek, ‘artık tünelin ucundaki ışık göründü’ ifadelerini kullandı ve “Beştepe oligarkları için yolun sonu da göründü. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum: Dönülmez akşamın ufkundayız. 84 milyon el ele vermiş, sandık gününü iple çekiyor. Gördüm; iki gün evvel buraya, İzmir’e gelmiş. Cumhur İttifakı’nın adayı olduğunu söylemiş. 9 Biz de yanıtımızı İzmir’den verelim: Evet, Erdoğan’ın iyi-kötü bu ülkeye hizmeti oldu. Ama artık emeklilik vakti de geldi. Bu seçimi kim kazanacak biliyor musunuz? En güzel yılları umutsuzlukla, kaygıyla geçen gençler kazanacak. Evladına harçlık veremediği için gizli gizli ağlayan babalar kazanacak. Marketten istediğini alamadığı için başı öne eğilen anneler kazanacak. Açlıkla sınanan emekli, ürettikçe zarar eden çiftçi, geçinemeyen işçi kazanacak. 28 Şubatçıların bin yıllık iktidar hevesini alaşağı eden kardeşlerim kazanacak. 10 Konserleri yasaklanan sanatçılar kazanacak. Kısacası, bugünkü otoriter ittifakın görmezden geldiği milyonlar kazanacak” dedi.
“Halktan kopmuş bir iktidar ile karşı karşıyayız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de yoksulluk olmadığı ile ilgili açıklamalarına işaret eden Babacan, “Bu ülkenin cumhurbaşkanı çıkıyor açlığı yoksulluğu inkar ediyor, ülkem adına utanıyorum. Bu ülkenin cumhurbaşkanı çıkıyor vatandaşlarımıza gerçeği söylemiyor, ülkem adına utanıyorum. Bu ülkenin bakanı diyor ki zenginlerin durumu iyi, dar gelirli vatandaşlarımız zorlanıyor diyor ben ülkem adına utanıyorum; ama bakıyorum ki onlar ne utanıyorlar ne de sıkılıyorlar. Ondan küçük dar bir grup için çalıştıklarını itiraf ediyorlar. Halktan kopmuş bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu kadar pervasızlık ve adaletsiz bir yönetim olamaz. Her gittiğim şehirde vatandaşlarımız önümü kesiyor. Memleketin topyekûn yoksullaşmasını biz biliyoruz; ama her bir şehirde ben bunu tekrardan görüyorum. Sonra bir çıkıyor diyor ki ülkede aç yok vicdansızlık yapmayın aç var mı diyor. Çünkü görmüyor” dedi.
“Erdoğan, Almanya ekonomisini bile batırır”
Babacan, enflasyonun halkın cebinden parasını almak olduğunu söyleyerek, “Enflasyon; çalışıp çalışıp karnını doyuramamaktır. Enflasyon; bir otomobil almanın hayal haline gelmesidir. Enflasyon; ev alamamak, kira ödeyememektir. Barınamamaktır. Ama bizim taahhütlerimiz belli. Planlarımız belli. Her alanda, ama her alanda ülkemize atılım yaptıracağız. Türkiye’nin en yetkin kadrosu bizde. Sağlıktan, hukuka; eğitimden dış politikaya Türkiye’nin en güçlü kadrolarıyla çalışıyoruz. O yüzden taahhütlerimiz net: Ülkemizi 6 ayda bu kriz ortamından çıkaracağız. Enflasyonu en geç 2 yılda tek haneye indireceğiz. Lamı cimi yok, ötesi yok: İkinci seneyi bitirmeden tek haneye inecek. Daha evvel yaptık, yine yapacağız. Çok daha güzelini, en güzelini yapacağız. Tüm Türkiye’ye yayılmış DEVA kadrolarıyla yapacağız” sözlerine yer verdi. Babacan ayrıca Erdoğan’a yönelik, “Orada görev yapsa Almanya’nın ekonomisini bile batırır. Çünkü bildiğini okuyor. Ben ekonomistim demekle olmuyor” görüşünü aktardı.
“Gençlere yokluk dayatan politikaları derhal terk edeceğiz”
Gençlere yönelik yapacakları çalışmalara dikkat çeken Babacan, ücretsiz internet hizmeti de sağlanacağını söyleyerek teknolojik eşyalardan alınan vergilere tepki gösterdi ve ekledi:
“Gençlere umut olma sorumluluğunu kalbimizde hissediyoruz. Bu ülkenin gençlerinin dünyadan geri kalmamasını istiyoruz. Örneğin, iktidardaki otoriter ittifakın ülkeyi koskoca bir vergi dairesine döndürdüğünü görüyoruz. Hele hele vergilerin teknoloji ürünlerinde uçup gitmesini içimize sindiremiyoruz. Biz, telefon, tablet, bilgisayar, tüm teknoloji ürünlerindeki vergiyi düşüreceğiz. Üstüne bir de, o cihazlarda kullanmaları için, tüm gençlere ücretsiz internet vereceğiz. Bunun da hesabını kitabını yaptık. Boşa atıp tutmak yok bizde. Devletin 10 günde faize ödediği parayla, bir yıl boyunca tüm gençlere ücretsiz internet verebilirsiniz. Mesele zihniyet meselesi, zihniyet. Gençlere yokluk dayatan politikaları derhal terk edeceğiz. Devlet; KYK borçları altında nefes alamayan gençlerin yakasından düşecek.”
“Erdoğan’ın kitabında dış politika diye bir şey yazmıyor”
Yunanistan meselesine de değinen Babacan, “Ege’de silahlanma ne demek arkadaşlar? Uluslararası hukuku ihlal etmek demek. Paris Anlaşması’nda yazıyor işte. Ama başka nerede yazıyor? Lozan’da yazıyor, Lozan’da! 22 Lozan Barış Anlaşması, bu ülkenin kuruluş noktasıdır. Bu ülkenin başlangıç çizgisidir. Lozan’ı deldirmemek Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı görevidir. Hakkımızı hukukumuzu kimseye çiğnetmeyiz. Lozan’dan ve uluslararası hukukun diğer belgelerinden kaynaklanan tüm haklarımızı sonuna kadar savunuruz. Arkadaşlar, peki Erdoğan ne yapıyor? Tribünlere oynuyor. Gelmiş, Yunanistan’ı bize şikayet ediyor. Zaten Erdoğan’ın kitabında dış politika diye bir şey yazmıyor. 23 Ya sen Yunanistan’ı bize niye şikayet ediyorsun? Türkiye’nin diplomatları, büyükelçileri ne güne duruyor? Türkiye’nin uluslararası alandaki etkisi, gücü ne güne duruyor? Sen gidip diplomasiyi çalıştırsana. Ha ne yapıyor?” ifadelerini kullandı.
“Ülkemizin Yunanistan’la sorunlarını konuşacağı mekanizmalar var”
Yunanistan ve Türkiye; aralarındaki sorunları çözebilecek birikime sahip iki dost ülke olduğunu belirten Babacan, “Sayın Erdoğan; Güçten bahsediyorsan, ülkemizi, savunma sanayimize darbe vuran yaptırımlardan kurtar. Güçten bahsediyorsan, önce git de proje ortağı olduğumuz, parasını ödediğimiz F-35 savaş uçaklarımızı al. Gücümüzü arttırmak istiyorsan, önce Türkiye’yi yalnızlaştırmaktan vazgeç. Bakın arkadaşlar, biz olsak ne yapardık, biliyor musunuz? Türkiye’yi böyle yalnızlaştırmazdık. Haklı olduğumuz konuda yalnız kalmazdık. Uluslararası saygınlığı olan hukukçulara haklılığımızı anlatan raporlar yazdırır, dünyanın masasına koyardık. Hatta Yunanistan hükümetini, Yunanistan halkı nezdinde utandırırdık. En önemlisi de diplomatik kanalları işletirdik. Aramızdaki husumeti, tüm dünyayı arkamıza alarak çözerdik. Ülkemizin de Yunanistan’la sorunlarını konuşacağı mekanizmalar vardır.
Arkadaşlar, bizim dileğimiz, komşumuzla sorunlarımızı barışçıl bir şekilde çözmektir. Bizim çizgimiz nettir. Biz, dünyada Türkiye’ye dostlar kazandıracak kadrolarız. Dostlarımızı artırıp, düşmanlarımızı azaltacağız. Kimse de bir gram hakkımıza göz dikemeyecek. Dış politikada, sonuç odaklı bir perspektifle, bölgesel barışın ve istikrarın temsilcisi olacağız. Dış politikada şahsi gündemlerle değil, ciddiyetle hareket edeceğiz.” dedi.
Ösen, “Ülkemizin hiç olmadığı kadar gerçeklere ihtiyacımız var”
DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, ise DEVA Partisi’nin kuruluşunun ilan edildiği gün pandeminin başladığına dikkat çekerek “Bu zorlu şartlarda parti binalarımızı açtık kongreler yaptık. Teşkilatımızın emektar her mensubu ile yapılamaz denilenleri yaptık. Ekonomik darboğazın dünyada 100 yılda bir görülen pandeminin ortasında, otoriter rejimde en hızlı teşkilatlanan partimizi siyasete kazandırdık. Eylem planlarımız ile yalnızca bugünü ve yarını konuşmalıyız. Biz kısır siyasi tartışmalarla zaman kaybetmek yerine akılcı adımlarımız ile yalnızca gerçekleri konuşuyoruz. Ülkemizin hiç olmadığı kadar gerçeklere ihtiyacımız var” diye konuştu.
“Bizim adayımız Babacan’dır”
DEVA Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı ile ilgili de açıklamalarda bulunan Ösen, “Biz kimliğe göre 180 derece dönen siyasi adımları kabul etmiyoruz. Biz güven veren bir duruş sergiliyoruz. Son günlerde mezhepler üzerinden acınası açıklamalar yapanları üzüntü ile izliyoruz. Biz Türkiye’nin değil kendi geleceğini düşünenleri rahatlıkla fark ediyoruz. Cumhurbaşkanı adayı belirlenirken ülke menfaati için uygun aday noktasında 6’lı masada mutabakat sağlanamazsa il teşkilatı olarak bizim adayımızın Genel Başkanımız Ali Babacan olduğunu belirtmek istiyorum” açıklamasını yaptı.
Kaya, “Vatandaşlarımızın DEVA’ya dair umutları her geçen gün artıyor”
DEVA Partisi Karabağlar İlçe Başkanı Abdullah Kaya, “Gençlerin hayal kurma yetenekleri, çarşıda insanların canları yanmadan alışveriş yapabilecekleri esnafın masrafları bari çıkartsaydık diyebilecekleri hukukun işleyişinin inancına tam olacağı inancı ve memleketin ahvali ile ilgili konuşmayacağım. Bunu genel başkanımız anlatacak. Deva damlalarının her gün daha da büyüdüğünü ve vatandaşlarımızın da umutlarının büyüdüğünü belirtmek istiyorum” dedi.
Kimler katıldı?
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Aliye Kavaf, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğa Şanlıoğlu, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı, DEVA Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Kerem Altun, DEVA Partisi Genel Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Ali İhsan Merdanoğlu, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aysun Hatipoğlu, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Evrim Rızvanoğlu, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nazlı Vural ve Parti Kurucusu Tunahan Elmas katılım sağladı.