Yozgat mitinginde kürsüye çıkan DEVA Partisi Genel Başkan Ali Babacan, ekonomik krizi 6 ayda çözeceklerini, sosyal yardım ve destekleri ihtiyaç sahibi herkese ulaştıracaklarını söyledi. Seçim sonrasına ilişkin mesajlar veren Babacan, “Önümüzdeki seçimleri kazanacağız ve Türkiye’nin en güzel yıllarını inşa edeceğiz. Bu seçimi tüm Türkiye kazanacak. Evladına harçlık veremeyip gizli gizli ağlayan analar, pazardan eli boş, başı eğik dönen babalar kazanacak. Çocuğunu okutamayan işçiler, açlıkla sınanan emekliler kazanacak. Torununa bir küçük hediye bile alamayan dedeler, nineler kazanacak. Ürettikçe zarar eden çiftçi, sattığı malı yerine koyamayan esnaf kazanacak.” diye konuştu.
‘Seçimi tek öğünle karnını doyurmaya çalışan öğrenciler kazanacak’
“Bu seçimi; en güzel yılları umutsuzlukla, kaygıyla geçen gençler, günde tek öğünle karnını doyurmaya çalışan öğrenciler kazanacak. Konserleri yasaklanan sanatçılar kazanacak. Bu seçimi; düşüncesi, kimliği, inancı, kıyafeti, yaşam tarzı nedeniyle hor görülenler kazanacak. 28 Şubatçıların 1000 yıllık iktidar hevesini alaşağı eden arkadaşlarım, dostlarım kazanacak. Otoriter ittifakın görmezden geldiği milyonlar kazanacak.”
‘Seçimden sonra hır güre müsaade etmeyeceğiz’
“Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu iktidarı tereyağından kıl çeker gibi değiştireceğiz ve yarınları birlikte kuracağız. Gücü ele geçirenin zayıfı ezdiği, nöbetleşe zorbalığın hüküm sürdüğü bir döneme artık geçit vermeyeceğiz. Türkiye’yi asla öfkeye, nefrete, şiddete teslim etmeyeceğiz. Seçimden sonra hır güre asla müsaade etmeyeceğiz. İstikrarı güçlendireceğiz.”
“Birbirine ‘çomar’, ‘laikçi’, ‘din düşmanı’, ‘koyun sürüsü’ diyenlerden ibaret değiliz”
“Kutuplaşmadan, bağırış çağırıştan memlekete bir hayır gelmez. Kutuplaştırarak ülkeyi yönetmeye başladılar. Bizim hayalimizde; herkesin kendisini özgür ve eşit hissettiği bir Türkiye var. Birbirine ‘çomar’, ‘laikçi’, ‘bidon kafalı’, ‘din düşmanı’, ‘koyun sürüsü’, ‘vatan haini’ diye gürültü yapanlardan ibaret bir ülke olmadığımızı gayet iyi biliyoruz. Onlar, inanın çok az. Bu ülkenin kahir çoğunluğunun mayasında sevgi, barış, kardeşlik var.”
‘Kimse kendisini ülkenin üvey evladı hissetmeyecek’
“Net söylüyorum, söz veriyorum: Türkiye’de hiç kimsenin; inancı, kimliği, yaşam tarzı, düşüncesi nedeniyle hor görülmesine asla izin vermeyeceğiz. Kimsenin ötekileştirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Kimse kendisini bu ülkenin üvey evladı hissetmeyecek. Herkes birinci sınıf, onurlu vatandaş olacak. Kazanılmış tüm hakların güvencesi hukuk olacak. Özgürlükler üzerindeki baskılar da teker teker kaldıracağız.”
‘Hop, 1 dakika dur!’
“‘Enflasyon dünyanın her yerinde yüksek’ diyorlar. Hop, 1 dakika dur! Savaşın ortasındaki Rusya’da enflasyon %15. Amerika’da %8,5. Almanya’da %7,5. Güney Kore’de %6. Çin’de %2,7. Japonya’da %2,4. Siz kimi aldattığınızı zannediyorsunuz? Rekor Türkiye’de.”
’20 yıldır anlamadı, anlamıyor’
“Hani ‘Yüksek faiz sebep, yüksek enflasyon sonuç’ diyor ya. Bu doğru değil. Erdoğan sebep, yüksek faiz ve yüksek enflasyon sonuç. Doğrusu bu. 2018’den bu yana bütün yetkiyi kendi üstünde topladı. Atsın bir imza da düşürsün. Elini tutan mı var? Enflasyon da faiz de talimatla düşmez, güvenle düşer. 20 yıldır bunu anlamadı, anlamıyor.”
‘2023 hedeflerimize ne oldu Beştepe?’
“2023’e 4 ay kaldı. 2023 hedeflerimize ne oldu Beştepe? Kişi başı geliri 25 bin dolar hedefliyorduk. Olmadı. Ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisine sokacaktık. Olmadı. İhracatımız 500 milyar dolara çıkaracaktık. Olmadı. Ehil ve dürüst kadroların çoğunu uzaklaştırdılar. İstişareyi terk ettiler. Bu güzel hedeflere giden yoldan saptılar. Ülkenin istikametini, adalet yolundan, demokrasi yolundan saptırdılar. Taşın, çamurun içinde debelenip duruyorlar.”
‘Nereden nereye?’
“Dış politikada Avrupa Birliği rotasından, Şanghay beşlisine döndüler. Nereden nereye? Kadrolarda liyakatten sadakate döndüler. ‘Yat’ deyince yat, ‘Kalk’ deyince kalk… Arabulucu, güçlü, itibarlı bir Türkiye iken; kapı kapı para arayan bir ülke olduk. Tüm dünyanın cazibe merkezi olan bir Türkiye’den, gençlerin kaçmak istediği bir ülkeye döndük. Nereden nereye?”
‘Devletin kulağını vatandaşa çevireceğiz’
“Sokakların sesi Beştepe’ye ulaşmıyor. Eskiden bir apartman dairesinde otururdu. Külliye’ye taşındı. Tek bir komşusu bile yok. Gerçek hayatla ilgisi kalmadı. Devletin kulakları vatandaşa sağır oldu. İşte biz, devletin kulağını yeniden vatandaşa çevirmekle işe başlayacağız.”
‘Krizi 6 ayda çözeriz’
“Biz iki tane büyük ekonomik kriz çözen ekibiz. Şu anda yaşadığımız krizi de inşallah, evelallah 6 ayda çözeriz. En geç iki yılda da enflasyonu tek haneye indiririz. Bunları daha önce yaptık, gene yaparız.”
‘Vatandaşımla konuşmak için kimseden izin almak zorunda değilim’
Babacan’ın gündeminde ayrıca bu hafta DEVA Partisi’ne yönelik engellemeler ve saldırılar vardı. Babacan, “Her yerde engellemeye çalışıyorlar. Evvelsi gün Denizli’deydik. Aşure dağıtımının olduğu yerin yanında vatandaşlarımıza seslenelim dedik. Neymiş? Konuşmaya izin almamışız. Kusura bakmayın, ben vatandaşımla konuşmak için hiç kimseden izin almak zorunda değilim. Sen buna nasıl engel olacaksın ya?” dedi.
‘Bahçeli’nin bildiği tek şey: Öfke, nefret, şiddet’
“Karaman il başkanımıza 8-10 kişilik bir ekip saldırıda bulundu. İl başkanımızın arasında olduğu 2 kişiyi ağır şekilde darp ettiler. Şu Bahçeli var ya Bahçeli… Bahçeli’nin bugüne kadar bu memlekete faydası dokundu mu? Ortağı olduğu her hükûmet ülkeyi krizlerin içine düşürdü. Bildiği tek şey: Öfke, nefret, şiddet. Bildiği başka bir şey yok. Bu ülkede milliyetçi hareketin bir ceremesini çekenler, bir de keyfini sürenler vardır. İktidar ortağı olarak devletin her türlü imkânı kullanıyor. Ancak, bir ayağı siyasetin içinde, bir ayağı şiddetin içinde.”
Erdoğan’a: ‘Siz de şiddeti siyaset zannedenlerden misiniz?’
“Olayın üzerinden 2 gün geçti. Karaman’da kolluk kuvvetleri de adliye de ağır çekim çalışıyor. Biz bu konunun takipçisi olacağız. Bahçeli’nin ve ortağının bu ülkeyi şiddete, öfkeye, nefrete sürüklemesine izin vermeyeceğiz. Erdoğan’a da birkaç sorum var: Siz kimlerle ortak olduğunuzun farkında mısınız? Sizin görmek istediğiniz Türkiye bu mu? Yoksa siz de şiddeti, ‘siyaset’ zannedenlerden misiniz?”
‘DEVA’yı durduramayacaklar, seçim akşamı ‘Güle güle’ diyeceğiz’
“DEVA’nın yükselişini asla durduramayacaklar. İstedikleri kadar arkalarına devletin imkânlarını alsınlar. Biz, milletin iradesinden başka güç tanımayız. Seçim akşamı sonuçlar açıklanınca hep beraber ‘Güle güle’ diyeceğiz.”
Konuşmasında partisinin vaatlerini de sıralayan Babacan, “Türkiye büyük ve güzel bir değişimin eşiğinde. Şunu herkes çok iyi bilsin; DEVA Partisi bu değişimin asli aktörüdür. Ekonomik krizi biz çözeceğiz. Göç krizini de biz çözeceğiz. Hukuk ve adalet krizini de biz çözeceğiz. Eğitim krizini, istihdam krizini de çözen biz olacağız.” dedi.
‘Sağlık sisteminin reçetesini yazdık’
“Sağlık sorunlarını da biz çözeceğiz. Sağlık sisteminin reçetesini yazdık, hepsini düzelteceğiz. Aile hekimliklerinden itibaren tüm kademelerde nitelikli ve donanımlı bir sistem kuracağız.”
‘Sosyal yardımlara ve desteklere ihtiyaç sahibi herkes ulaşacak’
“Şu anda sosyal yardımları ihtiyacı olan herkes alamıyor. Parti üyeliğine, tanıdığa bakılıyor. Buna son vereceğiz. İhtiyaç sahibi herkes devletin yardımlarına, desteklerine ulaşacak. Kapı kapı dolaşacağız. Devlet destekleri, devlet yardımları bir lütuf değil, vatandaşın hakkıdır.”
Yaşlılara bakım sigortası, bebeklere süt ve mama desteği
“7’den 70’e herkesin derdiyle ilgileneceğiz. Yaşlı bakım sigortasını hayata geçireceğiz. Bebekler sağlıklı büyüsün diye 2 yaşına kadar süt ve bebek maması başta olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılayacağız.”
‘Bağı gör, üzüm olsun; yemeye yüzün olsun’
“Çiftçimizin üstündeki borç yükünü kaldıracağız. Eski borçların faizini silip, rakamı dondurup, 2 yılı ödemesiz uzun vadeye yayacağız. Yeni finansman kapıları açacağız. Destekleri ekim dikim olmadan açıklayacağız. Hasatla beraber gününde ödeyeceğiz. Gübrenin yarısını karşılayacağız. Elektriğe düşük tarife uygulayacağız. Mazottan ÖTV almayacağız. Ne demişler? Bağı gör, üzüm olsun; yemeye yüzün olsun. Bağı bahçeyi, tarlayı toprağı göreceğiz.”
‘Dosdoğru çalışacağız, her işi ehline vereceğiz’
“Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dosdoğru çalışacağız. Ne iş yaparsak yapalım; bin biliyorsak, bir bilene soracağız. Her işi mutlaka ehline vereceğiz.”