Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında konuşana kadar, iki dudağımın arasında, bir kalemimin ucunda, yazsam mı, yazmasam mı, desem mi, demesen mi diye düşündüğüm bir konuyu dile getirdi.
Hakkımı helal ediyorum!
Başkan Erdoğan dedi ki, “Meclis toplantılarına katılmayan milletvekilleri bu milletin kasasından, kesesinden maaş alıyorsunuz. Meclis toplantısına katılmıyorsunuz. Bu millet size o hakkı helal etmez. Ben de etmiyorum”
Başkan Erdoğan, kendi partisinin, geçtiğimiz günlerde meclis toplantılarına katılma sayısında yetersizliği fark ettiği için söyledi ama şunu altını çizmek lazım bu söz milletin iradesini eline alıp, ben bu işi yapacağım diyen bütün milletvekillerine gider.
AK Parti olsun veya olmasın, meclis toplantılarına katılma görevini biz milletten alan ama meclis toplantılarına o sebeple, bu sebeple katılmayan vekillere de buradan ben hakkımı helal etmiyorum.
Hakkımı haram ediyorum!
Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın kendi içindeki tespiti, sitemi ve helalliğinin altında yatan nedenleri de biz gazeteciler çok iyi biliyorum.
Hangi vekillerin, nerelerde, kimlerle neler yaptığını, nelerin peşinde koştuğunu, maddi olarak beklentilerini nasıl gidermeye çalıştıklarını, manevi olarak siyasette devam edebilmek için canla başla çalışan partilerin içindeki insanları nasıl küçük gördüğünü, nasıl ötekileştirdiğini, nasıl bir şeyler yapmaması veya yanlış şeyler yapması için yönlendirdiğini de biz gazeteciler çok iyi biliyoruz.
Hangi vekillerin, yeniden aday alabilmek için, yeniden seçilebilmek için, yeniden vekil olabilmek için, vekillik görevini ihmal edip, boş boş gezintiler, ziyaretler, açılışlar, kapanışlar, gösteriler, konuşmalar yaptığını da yine biz gazeteciler çok iyi biliyoruz.
Hangi vekillerin, takipçilik yaptığını, iş koparmaya çalıştığını, insan yerleştirmeye ve insan harcamaya çalıştığını, ona verilen vekillik dokunulmazlığı zırhıyla hangi bürokratlara neden baskı yaptıklarını da yine biz gazeteciler çok iyi biliyoruz.
Hangi vekillerin, fikirlerine ters, düşünceleri aykırı, söyledikleriyle çelişen durumlarda, yaşantılarda, ihtiras ve hırslarda bulunduklarını da biz gazeteciler çok iyi biliyoruz.
Hangi vekillerin, seçim öncesi aday iken canla başla dolaştığı sokaklarda görünmediğini, canla başla sarmaş dolaş olduğu insanları tanımadığı, en küçük isteklerinde bile milletin vekili değil, milletin amiri gibi muamele yapıp, insanları küçümsediğini de çok iyi biliyoruz.
Hangi vekillerin, göstermelik topluluklar içinde, görünen dernekler içinde, hemşericilik yaparak, ayrımcılık yaparak, görüntüsü etkileyici içerişe samimiyetsizlik dolu fotoğraflarla kendilerine siyasi reytingi kazandırmaya çalıştığını da biz gazeteciler çok iyi biliyoruz.
Millette çok iyi biliyor!
Hakkını da asla helal etmiyor!