Ülkü, “Türkiye hâlihazırda AB’ye üye olmamasına karşın Gümrük Birliği’ne dâhil olan tek ülke olma niteliğini sürdürüyor. Dolayısıyla bu durumun ticari anlamda sürdürülebilir bir durum olmadığı aşikâr. Zira Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne 1996 yılında dâhil olduğu ve bu dönemde AB’nin yalnızca 15 üyesi bulunurken günümüzde 28 üyesinin bulunduğu göz önüne alındığında, Gümrük Birliği’nin Türkiye açısından ihtiyaçları karşılayamadığı ve güncellenmesi gerektiği açıkça görülüyor.
Buna ek olarak mevcut sistemde Gümrük Birliği’nin tarım, hizmetler ve kamu alımlarını kapsamıyor olması, 150 milyar dolar civarında seyreden Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacminin genişletilmesinin önünde bir engel olarak duruyor. Yine ülkemizin Gümrük Birliği’ne dâhil olmasına rağmen, Gümrük Birliği hakkında alınacak kararlarda söz sahibi olmaması ve Türk iş adamlarından Avro Bölgesi’ne geçişlerde vize talep edilmesi; mevcut şartlarda Gümrük Birliği’nin işlerliğini yitirdiğini gözler önüne seriyor. Bu bağlamda; başta KOBİ’lerimiz olmak üzere bütün firmalarımız açısından oldukça faydalı olacağını düşündüğümüz Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hususunda, Almanya’nın ortaya koyduğu yapıcılıktan uzak bu tavrı kaygıyla takip ediyoruz.
“Ortak çıkarlar üzerine yeni bir ilişki tesis edilmeli”
Ülkemiz, AB ülkeleri için önemli bir pazar olmasının yanı sıra, Avrupa’ya uzanan enerji yollarının güvenliği için önemli bir aktör ve partnerdir. Türkiye de ihracatının yarısına yakın payını AB’ye gerçekleştirmekte. Bu bakımdan ekonomik ilişkilerde yaşanabilecek olumsuzluk iki aktörün de zararına olacak ve tarafların çıkarlarını tehdit edecektir. MÜSİAD olarak bundan sonraki süreçte ihtilaf çıkaran konular bir kenara bırakılarak ortak çıkarlar üzerine yeni bir ilişki tesis edilmesi ve karşılıklı ekonomik bağlılığın devam etmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini yineliyoruz” dedi.