Brezilya'nın bulutlarla bezenmiş en yüksek dağlarındaki Pico da Neblina (Sisin Zirvesi) Ulusal Parkı, Amazon Yağmur Ormanları'nın 2995 metre üzerinde yer alıyor. Park, turizmdeki cansızlık ve Yanomami Yerlileri'nin haklarını ihlal eden maden faaliyetleri sonucu, 2003'te ziyaretçilere kapatılmıştı. Kasım 2017'de, Brezilyalı bir grup tanınmış bilim insanına bölgede sefere çıkmaları için izin verildi.
Yanomami Yerlileri'nden rehberler ve Brezilyalı askerler eşliğinde, dağlarda ve civar bölgelerdeki bir aylık yolculukları da böylece başladı. Yeni türler keşfedildiğinde, bunları isimlendirmek yıllar alabiliyor. Araştırma ekibi, buldukları yeni türlere takma isimler verdi.
1-Büyük Gözlü Kırmızı
Ekip, Büyük Gözlü Kırmızı'yı Pico de Neblina'nın zirvesine doğru 7 saat çıktıktan sonra keşfetti.
Araştırma ekibinde yer alan Ivan Prates, "Bu resmen Brezilya'nın en büyük kurbağası" diyor.
2. Şişko Gri
Ivan Prates, bu kurbağayla dağdaki kamp alanına geldikten birkaç saat sonra karşılaşmış: "O gece uyuyacağımız büyük çadırın içindeydi. Çadırı kurmak için bir kutu taşıyordum. Bir baktım çimlerin üzerinde bir şey zıplıyor. Elimdeki her şeyi fırlattım ve hemen üzerine atladım. Bizim bu işte her zaman yaptığımız gibi."
'Şişko Gri' binlerce türü içinde barındıran Terrarana ailesine ait. Ekibin şu anda tek bildiği de bu. Şimdi de, DNA'lardan alınacak verilerle, bir kurbağa aile ağacı çıkarmayı hedefliyorlar.
"Elime aldığımda sormadan edemedim. Bu ne biçim bir kurbağaydı böyle?"
Ivan Prates
3. Kertenkele Yürüyüşlü Kara Kurbağası
Evrimci Biyolog Agustin Camacho Pico da Neblina'nın 2000 m yukarısında ilk kez bu kara kurbağasını bulmuş. Hem de bir yaprakta uyku keyfi yaparken... Agustin onu ekibe ilk gösterdiğinde hepsi heyecandan çılgına dönmüş.
"Diğer kara kurbağaları gibi zıplamıyor. Kertenkeleye benzer bir yürüyüşü olduğu gibi, her tarafı da yumrularla kaplı. İnanılmaz garip!"
Ivan Prates
35 mm'lik ufak kurbağanın en yakın akrabaları Brezilya'nın kuzeyinde ve Guyana'nın belli bölgelerinde bulunuyor. Bu kurbağalar üstü düz dağlara ait bir aileden. Prates'e göre bu dağılım, geçmişte birbirinden uzak bu dağların birleşik olduğunu ve burada dev bir plato bulunduğunu gösteriyor: "Bazı bilim insanları, bölge erozyona uğradığı için kalan türlerin bu izole dağlara yayıldığını söylüyor."
4. Neblina Cüce Baykuşu
Sao Paulo Üniversitesi'nden Kuşbilimci Profesör Luis Fabio Silveira, Pico da Neblina'da yerden 1,5 metre yükseklikte, alçak bir ağacın üstünde kendi kendine şarkı söylerken bulmuş. Bu cüce baykuşların yakın akrabaları genelde çok daha büyük ağaçların gölgesinde takıldığı için de, onu görünce çok şaşırmış.
"O farklı sesini duyduğum an, yepyeni bir şarkının kulağıma çalındığını anladım- yeni bir tür keşfettiğimin işaretiydi”
Luis Fabio Silveira
Bu baykuşun yaşam alanı ve biyolojik özelliklerine dair bilinenler çok az. Silveria, keşfin yarattığı ufak heyecanı dindirip, hemen bu sesin kaydını almış ve ardından baykuşun peşine düşmüş.
5. Gece Gök Işığı
Ivan Prates, Pico da Neblina'da keşfedilen 6 cm'lik kertenkelenin "en havalı karın ve yan kısımlara" sahip kertenkele olduğunu söylüyor: "Üstündeki siyah ve beyaz benekler gece gökyüzünde çıkan yıldızlara benziyor. "
"Bu kertenkele, bölgenin geçmişe açılan penceresi.”
Ivan Prates
Bilinen en yakın akrabaları, Riolama grubuna ait ve sadece Güney Amerika'nın bu kısmındaki dağlarda yaşıyorlar.Prates'e göre, bu keşif, 10 milyona yakın yıl öncesine kadar burada geniş bir plato olduğu teorisini de destekliyor.
6. Kahverengi Dev
'Gece Gök Işığı' türünden iki kat daha büyük olan 'Kahverengi Dev' de aynı şekilde Riolama ailesinden geliyor. Bu tür de dağda keşfedilmiş. Hatta askerlerin kampta kurduğu derme çatma mutfaktan çıkmış.
"Mutfakta onu elime almaya çalışırken kuyruğu koptu. Korkunç bir his."
Ivan Prates
Kertenkeleler, kuşlar gibi onları kuyruğundan tutan avcılara karşı savunma mekanizması olarak kuyruklarını koparıyorlar.
7. Neblina 'Phyllanthus'u
Profesör Renato de Mello-Silva bu ağaçcığı, Pico da Neblina'da keşfetmiş. 2 metre büyüklüğündeki ağaç, küçük yapraklarla kaplı.
"Hiç bu kadar kontrast ve zarif yaprak renklerini bir arada görmemiştim!”
Renato de Mello-Silva
Mello-Silva, bitkinin "kirli ve koyu yeşil yapraklarının", dağdaki ormanlarda bulunan genç, açık yeşil ve temiz yapraklardan farklılaştığını vurguluyor.
8. Öten Kurbağa
Prates, "Pico da Neblina'nın derin, sıcak ve nemli alçak ormanlarında bunu bulduk" diyor. Kurbağa, Allobates adlı gruba ait ve sadece gün içinde aktifler.
"Öttüğünde, sesin bir kurbağadan geldiğini anlayamıyorsunuz bile. Sesi kuşa benziyor!"
Ivan Prates
Küçük 'Öten Kurbağa', bacaklarındaki garip renklerle yakın akrabalarından ayrılıyor. Erkekler yumurtaları sırtında taşıyor ve ardından suya değil, ormanda yere bırakıyorlar. Yumurtalar çatlayınca kurbağa yavruları da "babacıklarının sırtına" doğru sürünerek geri gidiyorlar. Ardından babaları onları avcılardan koruyabileceği, büyüyebilecekleri bir yuva arıyor.
9. Tombul Kazıcı
Prates, Amazon'un karışık köklü ve karanlık topraklarında derinlere kazdığı için bu kurbağaları bulmanın zor olduğunu söylüyor. Bilim insanları bu yeni tür Synapturanus'u, kulaklarını toprağa dayayıp eşsiz sesini dinleyerek bulmuş.
Sadece 2,5 cm uzunluğundaki tombul bacakları ve yere yakın vücudu en ilginç özellikleri. Sivri burnu ile toprağın derinlerine doğru kazabildiği düşünülüyor. Ekip bu kurbağalardan iki tane bulmuş.
"Nemli gecelerde toprağın yüzeyine çıkıp yürüyüşe çıkıyorlar. Onları böyle yakaladık."
Ivan Prates
Prates, "Onlara ulaşmak için toprağı kazmaya başladığınızda nedense kayboluveriyorlar. Belki de çıkardığı sesler hangi derinlikte olduğunu tam olarak göstermiyordur. Kim bilir?" diye konuşuyor.
Pico da Neblina Ulusal Parkı'nda keşfedilen diğer muhteşem yaratıklar şöyle...
Myersohyla Bukalemunu
Opal gözlü bu kurbağa yeni bir tür olarak 2013'te bilim tarihine geçti. Opal gözlerinin güneşten korumak için olabileceği düşünülüyor. Avcı hayvanları uzaklaştırmak için de, güçlü bir koku yayıyor.
Zümrüt rengi ağaç boası
Amazon'da sayıca çok olan ama görmesi zor olan bu yılan türü, daha çok kuşlardan besleniyor. Ağzının etrafındaki termal sensörler sayesinde de, avını gözüne kestiriyor.Yanomami Yerlisi rehberler gördüğünüz bu yılanı, bir ağaç dalına sarılı bulmuş.
Pipa surinamensis
Düz vücudu, büyük kafası ve küçük gözleriyle Pipa'yı bulmak zor. Üreme dönemleri ise inanılmaz. Dişiler yumurtaları sırtlarında taşıyıp, derilerinin üstünde yeni bir katman üretiyorlar. Böylece yumurtaları burada tutup, koruyorlar.
"Burayı ziyaret etmek, tarihte 1000 yıl öncesine gitmek gibi.”
Miguel Trefaut Rodrigues
Ekip lideri Profesör Miguel Trefaut Rodrigues, Sao Paulo Üniversitesi'ndeki sürüngenler, kuşlar, bitkiler gibi alanlarda çalışmalar yürüten 12 bilim insanını bir araya getirmiş.
Rodrigues, Güney Amerika'nın en ünlü herpetolojistlerinden. Her yıl Amazon Yağmur Ormanları'na çıktığı seyirlerle de, en aktiflerinden biri.
Rodrigues kariyeri boyunca en az 80 tür keşfetmiş. Aynı zamanda dünyanın en büyük, vahşi organizmalardan oluşan genetik koleksiyonunu yaratmış.
Ekibinin Pico da Neblina yolculuğunu "Amazon'da genetik materyal toplamak için yapılan en önemli ziyaretlerden biri" olarak niteliyor.