20 yıldır eğitim sektörünün içinde olduğunu dile getiren Yeğen; anaokuldan liseye, üniversite hazırlıktan dil okullarına dek öğretmen, yönetici ve işletme sahibi olarak pek çok görev üstlendiğini ve bu deneyimlerin ışığında özel bir sistem geliştirdiklerini kaydetti.
Her öğrencinin kendine özgü yetenekleri ve ilgi alanları bulunduğuna dikkat çeken Ömer Yeğen, “Eğitimde ezberci anlayış yerine soru sormaya dayalı, hatanın doğru tespit edilerek giderildiği bir sistem uyguluyoruz. Bu sistemi kurgularken öğrencilerin seviyesini, bilgi birikimini ve ilgi alanını doğru şekilde tespit etmek için bir yapay zeka programı kullanıyoruz. Bu programda, öğrencinin farklı derslerden aldığı notların ortalaması alınarak bir grafik oluşturuluyor. Daha sonra bu grafik, okul ve sınıfın ortalamalarıyla da eşleştiriliyor. Yapay zeka programının bize verdiği veriler bölüm tercihi için yol gösterici oluyor. Bizim öğrenciyi ve velileri de doğru yönlendirmemiz için ölçümlenebilir bilgi akışı sağlıyor” dedi.
ÖĞRENCİLER MATEMATİĞİ KUR SİSTEMİYLE ÖĞRENİYOR
Her öğrencinin aslında farklı bir öğrenme hızına sahip olduğunu ifade eden Ömer Yeğen, İngilizce eğitiminde olduğu gibi matematikte de kur sistemine dayalı bir öğrenme metodu uyguladıklarını vurguladı.
Kur sistemi sayesinde her öğrencinin kendini daha rahat ifade edebildiğini anlatan Yeğen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri de öğrencinin soru sormaktan çekinmesidir. Sınıf ortamında bir öğrencide 'Acaba bana gülerler mi, bilemediğim için öğretmen bana kızar mı?' gibi düşünceler oluşabilir. Bu soru sormama durumu zamanla yerleşir ve öğrencinin ders başarısını da olumsuz etkileyebilir. Bizler seviye tespiti yaparak aynı İngilizce’de olduğu gibi her öğrencinin belli bir kur sistemi içinde ders görmesini sağlıyoruz. Her öğrenci kendi seviyesine göre ayrılıp ona göre ders alıyor. Böylece kendi seviyesindeki öğrencilerle ders takibi daha kolay oluyor. Her konu bitiminde yaptığımız sınavlarda da eksikleri saptayarak bireysel veya grup halinde etüt çalışmaları yapıyoruz”
HEDEF ODAKLI EĞİTİM SİSTEMİ
Günümüz eğitim sisteminde öğrencilerin çok odaklı bir içerikle eğitim gördüğünü dile getiren Ömer Yeğen, şöyle devam etti: “Bir öğrenci çok fazla içerikle karşılaştığında tercih yapmakta ve konuyu özümsemekte zorlanabiliyor. İngilizce, Almanca ve Fransızca aynı anda sunulursa hiçbirini tam anlamıyla öğrenmek mümkün olmuyor. Hepsini bir anda öğrenmeye çalışmak yerine, öğrencinin tüm konsantrasyonunu İngilizce’ye vermesinin daha doğru olduğunu yaşadığımız tecrübelerle gördük. Aynı şeyi, müzik dersinde piyanoda ve sporda ise jimnastikte uyguluyoruz. Kısa sürede ilçe genelinde birincilik dereceleri elde etmeye başladık. Sonuçta okulun ders saatleri ve müfredatları belli. Bu kısıtlı zaman içerisinde bir konuya odaklanarak tam anlamıyla öğrenmenin daha kalıcı olduğunu düşünüyoruz.”
TECRÜBELİ BİR EKİP
Eğitimin her alanında görev yaptığı için öğrencilerin gerçekte neye ihtiyacı olduğunu net olarak görebildiğine işaret eden Analiz Fen Eğitim Akademisi Kurucusu Ömer Yeğen, “Dersler nasıl daha kolay ve kalıcı öğrenilebilir gibi soruların yanıtlarını iyi biliyoruz. Bu nedenle eğitim kadromuzu da 15 yıla varan tecrübeye sahip bir ekipten oluşturduk. Verdiğimiz kurum içi eğitimlerle hem öğretmenlerimizin hem de çalışanlarımızın bilgilerini güncel tutuyoruz. Bizim için sürdürülebilir ve nitelikli bir eğitim çok önemli. Geleneklerimize bağlıyız, öte yandan da dünya vatandaşı öğrenciler yetiştiriyoruz. Anaokul, ilkokul, ortaokul, yabancı dil, LGS ve üniversite hazırlık kurslarından oluşan 7 Kurumla birlikte sektördeki hizmetlerimizi sürdürüyoruz.” ifadesini kullandı.